Antalya'da bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Runatolia Uluslararası Antalya Maratonu'na katılan Safder Kartoğlu, maratoncu arkadaşı ve 'Kızım gibi seviyorum' dediği Selma Can Bektaş'ın davetlisi olarak geldiği Finike ilçesi Gökbük Mahallesi'nde dinlenme fırsatı buldu. Spor, edebiyat ve şiirle hayat bulduğunu söyleyen Kartoğlu'nun hayata bakışı ve hikâyesi örnek oldu.
'DURMAK YOK, BIRAKMAK YOK'
Her sabah saat 05.00'te doğada yürüyüş yaptığını anlatan Safder Kartoğlu, güne özenle hazırladığı kahvaltıyla devam ettiğini söyledi. Kartoğlu, "Dünyanın 5 ana karasında, 16 ülkede maraton koştum. 92 yaşımı sürdürdüğüm bu günlerde maraton koşularını sürdürmeyi düşünüyorum. Durmak yok, bırakmak yok. Başkalarıyla da, kendimle de yarışmadan koşularımı sürdürüyorum" dedi.
'GEL 94 YAŞIM GEL'
New York Maratonu'nu 2002 yılında koştuğunu aktaran Kartoğlu, "Bu maratonu koşan 93 yaşında bir atlet olduğunu öğrendiğimde 'Ben neden ondan 1 yaş büyük bu maratonu koşmayayım' dedim. Şimdi bu maratonu ikinci kez koşmak benim en büyük düşüm. 94 yaşıma geldiğimde New York Maratonu'nu ikinci kez koşmak, bitirmek ve bu maratonu koşan en yaşlı atlet unvanını taşımak istiyorum. Gel 94 yaşım gel diyorum" diye konuştu.
'FUTBOL TAKIMININ KAPTANIYDIM'
Spora çok erken başladığını kaydeden Kartoğlu, çevresinde 'Zonguldak'ın Lefter'i' olarak anıldığını belirterek, şöyle dedi:
"Çocukluğumda topların arkasından koşuyorduk. Gençliğimde futbol oynuyordum. Devrek Gençlik Kulübü'nün futbolcusu ve başkanıydım. Futbol takımının kaptanıydım. Futbol alanının, çizgilerinin çizicisiydim. Takımın her şeyiydim adeta. Bu dönemde yörenin en centilmen futbolcusu da oldum. Fenerbahçe'nin ünlü futbolcusu Lefter vardır. Ben de Zonguldak'ın Lefter'i olarak anıldım. Futbolda en centilmen futbolcu olmayı başardım. Faulsüz oynayan bir futbolcuydum. Lig maçlarımızı Zonguldak Stadı'nda yapıyorduk. Bir maçımız vardı. Kozlu Gençlik'le Devrek Gençlik maçı. Hava yağışlıydı. Karşı takımda bir futbolcunun ayağı kaydı ve düştü. Kolunu kırdı. Bunu bizim futbolcunun yaptığını düşünerek tribündeki seyirciler ve futbolcularımıza saldırıldı. Kaçabilenler kaçtı. Kaçamayanlar sopa yedi. Ben de alanın bir yerinde duruyordum. Baktım birisi bana doğru geliyor futbolculardan. 'Elli Mehmet' lakaplı çok faullü oynayan biri olarak nitelendirilen futbolcuydu. Bana geldi ve 'Seni sırtımda Devrek'e kadar taşırım' dedi. Futbolda böyle bir anım oldu."
'İLK MARATONUM İSVEÇ STOCKHOLM MARATONU'
Futbolu 30 yaşında bıraktıktan sonra 50'li yaşlarda maratona katıldığını belirten Kartoğlu, "50 yaşıma geldiğimde dedeler yarışına katılmaya başladım. Genelde ilk 10 arasında yer aldım. Yaş diliminde bir kez üçüncü, bir kez de birinci oldum. Kürsüye çıktık ödüllerimizi aldık. Kürsüden inerken karşıma biri çıktı. 'Biz sizi kulübümüzün üyesi olarak bekliyoruz' dedi. Ben o günden başlayarak atletizm kulübünün üyesi oldum. Avrasya kapsamında halk koşusu, ikinci yılında ise 20 kilometrelik yarışı koştum. Sonraki yılda da maraton koştum. İstanbul'da o yıllarda maraton koşularına çok az kişi katılıyordu. Yalnız başıma koştuğum da oldu. Avrasya maratonlarında 9 kez koştuktan sonra bu durumu göz önünde bulundurarak yurt dışı maratonlarına yöneldim. 1995 yılından başlayarak ilk maratonum İsveç Stockholm maratonu oldu. Bu maraton biraz olaylı geçti. Maraton öncesi yiyeceklerden kaynaklı ishal oldum. Hiç yemek yiyemedim. Sudan başka ağzıma bir şey girmemişti. Ama ben yine de yarış sabahı çıkış yerine yöneldim. Çıkış verildiğinde kendimi tarttım, 'Bu maratonu bitiririm' dedim. Gerçekten de kent içinde iki turlu olan maratonu büyük başarıyla bitirdim" diye konuştu.
'ANTARKTİKA MARATONUNU DÜŞLERİMDE KOŞUYORUM'
Sonrasında maratonların birbirini izlediğini kaydeden Kartoğlu, "Bugüne dek 5 ana karada, 16 ülkede maraton koştum. Benim düşlerimden birisi de Antarktika'da maraton koşmak ama bu maratonu koşmak için olanaklarım elvermiyor. O nedenle bu maratonu düşlerimde koşuyorum. Düşlerimde koşarken yoldan koşmuyorum, havalara süzülüyorum. O nedenle Antarktika Maratonu düşlerimde koştuğum bir maraton olarak kalacak. Ancak New York Maratonu'nu ikinci kez koşmadan edemeyeceğim. Neden? Bu maratonu koşan en yaşlı atlet olmak istiyorum" dedi.
'YEMEKLERİMİ KENDİM PİŞİRİYORUM'
Maraton koşucusu olarak özel bir beslenme programı olmadığını, koşu öncesi ağırlıklı makarna tükettiğini belirten Kartoğlu, şunları söyledi:
"Beslenmem spor öncesi nasılsa öyle. Yalnız koşu öncesi makarna yoğunluklu geçiyor. Karbonhidrat için. Onun dışında kimi koşucuların yaptıkları gibi katkı maddeleri hiç almıyorum. Ben bu konuda çok rahatım. Eşimi yitirdikten sonra yemeklerimi kendim pişiriyorum. Zeytinyağlı sebzeler. Makarna her zaman baş yemek."
'BİR ŞİİRDİR KOŞMAK'
Onlarca şiiri hafızasında barındıran Safder Kartoğlu, maraton gibi şiirin de hayatında önemli yeri olduğunu anlattı. Kartoğlu, şöyle dedi:
"Bir şiirdir koşmak, diyorum. Şiir güzelliğin soluk alışıdır. Koşmaya çıktığımda doğadaki güzel görüntüler ve doğanın içindeki o seslerle yürüyorum. Sabahın erken saatlerinde 05.00 gibi koşmaya çıkıyorum. Daha caddenin ışıkları yandığı o yoldan koşarken sanki desenli yol halısı üzerinde koşuyor sanıyorum kendimi. Doğa güzelliklerini yaşayarak koşuyorum. Doğa, sanat ve şiirle yaşamak insana yaşam kaynağı veriyor. Ben gerek yarış öncesi ve yarışta şiirler okuyarak güç alıyorum. Bu şiirlerin başında da Necip Fazıl Kısakürek'in 'Kaldırımlar' şiiri aklıma geliyor."
Suat SÖĞÜT/FİNİKE (Antalya), (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |