'Yurtseverler anlatmalı'

.Kılıçdaroğlu, Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı ve TMMOB’a bağlı meslek odaları başkanlarıyla Göksu Lokantası’nda kahvaltıda biraraya geldi. Toplantıda ilk olarak konuşan CHP Ankara İl Başkanı Tarık Şengül, TMMOB’un kendileri için önemli bir örgüt olduğunu, her zaman siyasal yapılardan bağımsız durduğunu ve bunun için bazı dönemlerde bedeller ödediğini ifade etti. Şengül, “Onların CHP ile olan ilişkisi de kuşkusuz yasaları ve bugüne kadar bizim inandığımız ilkelerin çerçevesinde olmuştur. Hiçbir zaman TMMOB’u bundan öte bir anlayış içinde değerlendirmedik. Hükümetler için ve bizler için her zaman onların söyledikleri, bilimsel alandan gelen bir bilgi olarak önem kazandı. Bu ilişkilerin o yüzden aynı sağlıklı biçimde sürdürülmesi çok önemli” diye konuştu.

-“AKP KENDİNE MUHTAÇ BİR TOPLUM YARATMAK İSTİYOR”-

Şengül’ün ardından konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, toplumu şekillendiren, Türkiye’yi refah devletine götüren önemli projelerin altında imzası olan mimar-mühendislerin sorumluluklarının olduğunu, kendilerinin de sorumluluklarının bulunduğunu belirtti. Yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele etmenin, herkesin görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu bağlamda seçim sürecinde Aile Sigortası projesini gündeme getirdiklerini kaydetti. Her yoksul ailenin banka hesabına 600 TL yatıracaklarını ve kadının bu parayı çekeceğini, yoksulun dilenci konumuna sokulmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, Aile Sigortası’nın, sosyal devletin de bir gereği olduğunu vurguladı.
Başbakan’ın ve AKP yöneticilerinin, Aile Sigortası projesine karşı çıktıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Çünkü onlar, kendilerine muhtaç bir toplum yaratmak istiyorlar. Yoksulluğu sonlandırmak değil, yoksulluğu siyaseten yönetmek istiyorlar. Yoksulları kendi arka bahçeleri konumuna getirmek istiyorlar. Aile Sigortası’nın özelliği, yurttaşın sandığa giderken özgür iradeyle gitmesini sağlamaktır. Sosyal devletinin güvencesi altına gitmesini sağlamaktır. O nedenle sizlere büyük görevler düşüyor. Bizim anlatmamız yetmez, her bireyin, her yurtseverin, bu projenin önemini anlatması lazım” diye konuştu.
Aile Sigortası’nın, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kabul ettiği 102 sayılı sözleşmenin bir sigorta dalı olduğunu, Türkiye’nin, 1971 yılında bu projenin uygulanmasını taahhüt ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Hiçbir iktidar gerçekleştirememiştir ama biz gerçekleştirmeyi vaat ediyoruz. Böylece toplumun refah devleti olma süreci içinde önemli bir aşama kaydedeceğine inanıyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’ye yapılacak nükleer santral konusuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bugün için görülmeyen bir sorun, gelecekte çok daha ağır olarak görülecektir. Türkiye’nin rekabet şansını büyük ölçüde engelleyecektir. Sanayicimizin önüne ciddi bir engel olarak çıkacaktır bu. Nasıl oluyor da hangi gerekçeyle benzeri Rusya’da yapıldığı zaman yarı fiyatına yapılan bir nükleer santral, Türkiye’de bir katı daha pahalıya inşa ediliyor? Ve nasıl oluyor da bütün dünyanın nükleer enerjiden çok daha düşük bedelle elektrik üretirken Türkiye 13.5 cent’e nükleer santralden elektrik üretecek? Bu konuda da toplumun aydınlatılması gerekiyor.”
Başbakan’ın meslek odalarına sıcak bakmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Çünkü sizler hiçbir siyasal partinin arka bahçesi konumuna gelmediniz, doğruları söylediniz. Bizi de eleştirdiniz. Biz bunu demokrasinin güzelliği olarak görüyoruz. Bizi de eleştireceksiniz, bizim hatalarımızı, yanlışlarımızı söyleyeceksiniz ki biz de bilelim, ne olup ne olmadığını. Çünkü siz hayatın bütün alanındasınız” dedi.

-"TÜRKİYE GELECEĞE GÜVENLE BAKMAK İÇİN GÜÇBİRLİĞİ İÇİNDE OLMALI"-

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da burada yaptığı konuşmada TMMOB’un emekten, halktan yana bir çalışma yürüttüğünü belirtirken mühendis ve mimarların toplumcu bir bakış açısıyla ülkenin gerçeklerini açığa çıkarmaya, sorunlarını tespit etmeye ve bunlara çözüm önermeye gayret ettiklerini söyledi. Soğancı, şöyle konuştu:
“Son 7 yıllık bir iktidar dönemine baktığınızda 70’lerden beri yürüttüğümüz bu çizgide ciddi olarak AKP’nin dünyada yaşanan kapitalizmin vahşetine karşılık onun tam da denk gelen bir taşeronluğu vaziyette bu ülkede kendinden yana bir alacakaranlık toplumu, bir korku toplumu, kentlerin yağmalanması, çevrenin yok edilmesi, tarım alanlarının, orman alanlarının peşkeş çekilmesi, yani bu ülkeye, bu değerlere dair ne varsa bunun aksini yapan bir tarzı gündeme getirmiştir. Gerçekten bu 7 yıl boyunca, birkaç ay içerisinde de bütün odalarımızın kendi meslek alanlarıyla ilgili bu söylediği tahribatı kamuoyuyla paylaşacağız, böylesi bir düzende, tam da seçime giden bir dönemde partinizin bu çağrıyı yapması bizim için anlamlıdır.”
Türkiye’nin geleceğe güvenle bakması için güçbirliği içinde olmasının ve “kapitalizmin iğrenç düzenine karşı” bir duruşu sergilemesinin çok önemli olduğunu söyleyen Soğancı, “Bugün ülkemizde Kürt sorunundan, Alevi sorunundan, çevre sorunundan, kıyı sorunundan, kent sorunundan, gençlerin sorunundan, üniversite sorunundan, YÖK sorunundan, yani üst üste koyduğunuzda ciddi anlamda bir kabus içinde yaşıyor gibiyiz” dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TMMOB ve birliğe bağlı meslek odaları başkanlarıyla Göksu Restaurant'ta yaptığı kahvaltı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, Anıtkabir’e çıkan tutuklanan asker ailelerine tepkisinin hatırlatılması üzerine verdiği cevapta, demokrasi içinde, insanların izin alarak yürüyüş de, gösteri de yapabileceklerini hatırlattı. Bunun yadırganmaması gerektiğini söyleyen CHP lideri, “Bunları eleştirmek değil, belki de bunlara katkı vermek gerekiyor. Demokrasinin zaten derinleşmesinin temel unsurlarından birisi de budur,” diye konuştu.

“BİR MİLLETVEKİLİ ARKADAŞIMIZLA BERABER OLDUM”

Pazar akşamı sürpriz bir buluşma gerçekleştirdiği ve içerik konusunda spekülasyonlar olduğunun hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Bir milletvekili arkadaşımızla beraber oldum arkadaşlar, o kadar,” dedi. Hangi milletvekili olduğunun sorulması üzerine CHP lideri, “Bir milletvekili arkadaşım, sayın Şevki Kulkuloğlu,” diye cevap verdi.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın, partisine yönelik eleştirilere cevaben, “Bizde dikta yok,” dediğinin ve partisinin ikinci olması durumunda ‘ceketini alıp Anadolu yollarına düşeceğini’ söylediğinin hatırlatılması üzerine şu cevabı verdi:

“SAYIN BAŞBAKAN, DİKTA OLUP OLMADIĞINI ÖĞRENMEK İSTİYORSA…”

“Dikta olup olmadığını, sayın Başbakan öğrenmek istiyorsa, en yakın esnafa uğrasın, desin ki ‘Sen rahatlıkla telefonla konuşuyor musun konuşmuyor musun? Seni, rahatlıkla telefonla konuşmama ortamını sağlayan uygulama nedir?’ Bunu sorsun, aldığı yanıta göre sayın Başbakanla konuşuruz.”

“BU YENİ BİR TAAHHÜT DEĞİL Kİ!”

Kılıçdaroğlu, CHP’nin ikinci olması durumu için böyle bir taahhütleri, olup olmayacağının sorulması üzerine ise, “Sayın Başbakan 2012’de zaten siyasetten çekileceğini söylemişti. Bu yeni bir taahhüt değil ki!” diye cevap verdi.

Libya’da yaşanan isyanın ve Türkiye vatandaşlarının tahliyesiyle ilgili sorunlar yaşandığının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“GÖNLÜMÜZ, LİBYALI DEMOKRATLARIN YANINDADIR”

“Libyalıların da demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Gönlümüz, Libyalı demokratların, özgürlükçülerin yanındadır. Onları destekliyoruz, onlarla beraberiz. Baskıya artık, dünyanın hiçbir ülkesinde izin vermemeliyiz. İnsanlığın ortak paydası özgürlük olmalı. İnsanlığın ortak paydası demokrasi olmalı. İnsanlığın ortak paydası, özgür düşünen insan olmalı. Bunu savunan her yerde, herkesle beraber olmaya hazırız.”

SEÇİM BARAJI

CHP’nin Van’da yapılan toplantısında, seçim barajının yüzde 5’e düşürülmesi gerektiği yönünde fikir birliğine varıldığının iddia edildiğinin hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

“YÜZDE 5 OLURSA DA DESTEK VERİRİZ”

“Bu konuda, yaptığımız toplantıda, CHP’ye yönelik eleştiri getiren çevreler de, bizim verdiğimiz, seçim barajının indirilmesiyle ilgili teklife olumlu baktıklarını ama bu oranın yüzde 7 değil de yüzde 5 olması gerektiği yönünde görüş beyan ettiler. Zaten biz daha önce de yüzde 7 oranını verdik ama bu, tartışmaya açıktır. Eğer yüzde 5 olarak kabul edilirse buna da destek verebileceğimizi ifade etmiştik.”

“ÖDÜLÜN HAKKINI VERİYOR SAYIN BAŞBAKAN”

Başbakan Erdoğan’ın, devrik Mısır lideri Hüsnü Mübarek’e, bırakması çağrısında bulunmuş olmasına rağmen, kendisinden insan hakları ödülü aldığı Libya lideri Muammer Kaddafi’ye halen böyle bir çağrıda bulunmamış olmasının nasıl değerlendirilmesi gerektiğinin sorulması üzerine CHP lideri, “E ödülün hakkını veriyor sayın Başbakan,” dedi.

BAHÇELİ’NİN ASKER EŞLERİNE TEPKİSİ

Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, Anıtkabir’e çıkan tutuklanan asker ailelerine tepkisinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

“ELEŞTİRMEK DEĞİL BELKİ DE KATKI VERMEK GEREKİYOR”

“Arkadaşlar, demokrasi içinde, insanlar izin alarak ilgili yerlerden, yürüyüş de yapabilirler, gösteri de yapabilirler bunu yadırgamamamız gerekiyor. Dolayısıyla sayın Bahçeli’nin eleştirileri kendi penceresinde haklı olabilir ama bunu değerlendirecek olanlar, bu gösteride bulunacak olanlardır. Biz herkese, sağdan, soldan, nereden olursa olsun, hukuk içinde kalmak kaydıyla, bu işçi de olabilir, çiftçi de olabilir, öğrenci de olabilir, sanayici de olabilir, işadamı da olabilir, toplumun bütün katmanları, hukuk içinde kalmak kaydıyla düşüncelerini, protesto şeklinde, yürüyüş şeklinde, miting şeklinde dile getirebilirler. Bunları eleştirmek değil, belki de bunlara katkı vermek gerekiyor. Demokrasinin zaten derinleşmesinin temel unsurlarından birisi de budur.”