Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın özel danışmanlığını yapan emekli Orman Yüksek Mühendisi Çeltik, 16 yılı Kadastro Komisyon Başkanlığı ve Kadastro Ve Mülkiyet Müdürlüğü olmak üzere 36 yıl kamuda bürokratlık yaptı. Antalya'nın arazilerini karış karış bilen ve memuriyetinin son 1.5 yılında Ak Parti iktidarıyla çalışan Çeltik, Antalya'nın 45 bin 548 hektarla neden Türkiye'nin en çok 2B arazisine sahip olduğunun cevabının 1940 yıllara uzandığını söyledi.
ANTALYA'NIN ORMAN SINIRLARI
Çeltik, Antalya'da ilk orman sınırlaması, teknik adıyla tahdidinin 1940'lı yıllarda Orman Tahdit Komisyonları tarafından yapılarak kesinleştiğini söyledi. 1975 ile 1987 yılları arasında Orman Yasası'nda yapılan değişikliğe bağlı olarak orman sınırları dışına çıkartma işlemlerinin gerçekleştirildiğini belirten Özcan Çeltik, bu işlem sırasında 1940'lı yıllarda düzenlenen sınırlama tutanakları, basit krokiler ve o yıllarda kullanılan az gelişmiş ölçü aletleri yardımıyla haritaların oluşturulduğunu kaydetti.
Sonra da bu sınırlardan ve sınır noktalarından hareketle '1961 yılına kadar orman vasfını kaybetmiş yerler' belirlenerek haritalara işlendiğini ve kırmızıya boyanarak 2'nci Madde alanları ortaya konulduğunu anlatan Çeltik, "İşte bu işlemi yaparken, Antalya için ilk büyük talihsizlik yaşandı" dedi.
Orman Yüksek Mühendisi Özcan Çeltik, bu çalışma için Türkiye'nin dört bir yanından 600'ü aşkın personelin Antalya'da görevlendirildiğini belirtti.
Özcan Çeltik, "Sınırlama tekniğine çok da aldırmadan, noktaları yarı doğru, yarı yanlış tespitle, orman dışına çıkarttıkları yerleri belirlemiş, ceremesi yıllar sonra ödenecek hatalarla haritalar yapılmış, dosyalar ilan edilmiş ve çekip gidilmiş" diye konuştu. Çeltik, daha sonra Anayasa'da yapılan bir değişiklikle söz konusu 2'nci maddenin 2A ve 2B olarak ayrıldığını ve ormandan çıkarma tarihinin de 1961'den 31 Aralık 1981'e kadar uzatıldığını anımsattı.
VATANDAŞLA DEVLET ARASINDAKİ ÇEKİŞME BİTMEDİ
Çeltik, "Antalya'da o hatalı haritalar alındı, yeni 2B arazileri eklendi, askıya çıktı ve itiraz edilmeyenler teker teker kesinleşti. İtiraz davaları hala sürenler var. Vatandaşla devlet arasındaki çekişme Antalya'da hiç bitmedi" diye konuştu. Özcan Çeltik, bugün 2B arazilerinin sorun olarak ortaya çıkışının ise vatandaşların bu arazileri zilyetlik yoluyla iktisap edilmeye başlamasıyla ortaya çıktığını söyledi. Çeltik, Orman Kadastro Komisyonları aracılığıyla oluşturulan 2B alanlarının dosyalar halinde mal müdürlüklerine teslim edildiğini kaydetti.
İMZALI KAĞITLA ALINDI-SATILDI
Çeltik, yer yer Hazine adına tescil edilen arazilerin çoğuyla Hazine birimlerince ilgilenilmediğine işaret ederek, şöyle devam etti: "Bu araziler kimseye tapulanmadı ama yıllarca üzerinde tarım yapıldı, köyler, kasabalar kuruldu. Vatandaşlarca beyaz kağıtla, hiçbir yasal geçerliliği olmayan devir ve satışlara konu edildi. Ne zaman ki kullanıcılar tarafından, aralıksız 20 yıldır kullanılmaktan dolayı davaya konu edilerek zilyetlik yoluyla iktisap edilmeye başlandı, Maliye Bakanlığı kullanıcılara ecrimisil tahakkuk ettirmeye başladı."
HÜKÜMETLER 14 KEZ SATIŞI DENEDİ
Bugüne kadar 2B arazilerinin satışı için iktidarların 14 hamle yaptığını belirten Özcan Çeltik, önemli düzenlemelerden ilkinin 1991'de 2B alanlarının Orman Kadastro Komisyonları tarafından kullananlar adına çıkartılması sağlanmaya çalışılmasıyla gerçekleştiğini, ancak Anayasa Mahkemesi'nin 1993 yılında bu düzenlemeyi iptal ettiğini söyledi.Çeltik, bu konudaki bir başka önemli girişimin de, 1995'te 2B alanlarının yalnızca 'orman köylüsü' sayılanlara satılabilmesi koşulunu getirilmesi olduğunu vurguladı.
Özcan Çeltik, 536 köyde satış için gerekli işlemler yapıldığını ve 7 bin hektar arazinin hak sahibi sayılanlara satıldığını anlattı. Fakat bu yasal düzenlemenin de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinin altını çizen Çeltik, bu kez 2001 yılında söz konusu yerlerin Maliye Bakanlığı tarafından satılmasının sağlandığını söyledi. Çeltik, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı'nın başvurusu üzerine bu düzenlemeyi de 2002 yılında iptal ettiğine değindi.
Çeltik, bugün rayiç bedel nedeniyle protestolara sahne olan son düzenlemenin hazırlık çalışmalarına 2009 yılında başladığını belirtti. Önceki düzenlemelere karşın ne Cumhurbaşkanı'nın ne de ana muhalefet partisinin iptal için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmadığının altını çizen Özcan Çeltik, 4 yıl önce yapılan yasal düzenlemelerin, Anayasa'ya aykırı yönleri olmasına rağmen, artık satış aşamasına geldiğini söyledi.
RAYİÇ BEDELLER
Köylülerin tepkisinin, 2B arazilerini rayiç bedellerinin sır gibi saklanarak belirlenmesinden kaynaklandığını savunan Özcan Çeltik, "Hassas yerlere, öncelikle de Antalya'ya başka illerden görevlendirmeler oldu. Ne yapanlar görüldü, bilindi, ne nasıl yapıldığı belirlenebildi. Aslında bu uygulama rüşvet çarkının dönmemesi, tespiti yapanlarla arazi kullanıcılarının karşılıklı, gizli anlaşmalara girememesi açısından çok doğru bir yol." diye konuştu.
AMAÇ BAŞBAKAN'A SÖYLENEN RAKAMI TUTTURMAK
Rayiç bedellerin gizlice belirlenmesindeki amacın, rüşveti önlemek olup olmadığı konusunda emin olmadığını vurgulayan Orman Yüksek Mühendisi Özcan Çeltik, şu görüşleri dile getirdi: "Amaç rüşveti önlemek değil de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hesapsız kitapsız söylenen tahmini geliri tutturmak olabilir mi? Amaç, otuz yıldır süren bir karmaşayı, sorunu ortadan kaldırmaktan çok, Hazine'ye girecek tahmini bedeli yakalamak olabilir."
TESPİTTE SIKINTI
Bedel tespitinde yakınındaki cadde, yol, su ve elektriğin bulunup bulunmadığının belirleyici olduğuna işaret eden Özcan Çeltik, bu belirleme çalışmasına ilişkin temel sıkıntıları "Hangi caddeyi, elektriği, suyu var saydınız? O yapıların tamamı kaçak, imara aykırı, deprem yönetmeliğine göre denetim dışı yapılmış değil mi? Yeni bir imar planı yapılacak ve tamamı yok edilmeyecek mi bir gün? Olmayan caddeye, yola göre nasıl bedel belirlendi" diye sordu.
PANİĞE KAPILMAYIN
Özcan Çeltik, yasanın uygulanma tarzında sıkıntılar olduğuna da dikkati çekerek, mevcut durumda büyük mülkiyet değişimlerin ortaya çıkacağını savundu. Özcan Çeltik, rayiç bedel nedeniyle neredeyse her günü sokakta geçirmeye başlayan 2B mağdurlarına "Her kim ne teklifle gelirse gelsin, şu sıralar paniğe kapılıp, hiçbir hakkınızı hiçbir bedel karşılığında, hiç kimseye devretmeyin" çağrısında bulundu.
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)