CHP İl Başkanı Devrim Kök, seçim yenilgisinin iki ana nedenini bulmuş; birincisi
Anakent Yasası, ikincisi; Genel Merkez…
Hani, canlı kanlı insan olsalar açıp soracaksın, ‘Bu suçlama için ne diyorsunuz?’ diye…
Ama biri yasa, diğeri bu ülkenin en önemli siyasi kurumu…
Gerçi çalsan kapıyı, bulup sorsan birini, ne olur ki ?..
Alacağın cevap aşağı yukarı şu örneğe benzer;
“Komşu komşu! Hu hu! Oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İnci boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı, bitti kül oldu...”
Basın açıklamasında Kök’ün genel merkezi suçlaması ilginç…
Eğer, genel merkezden birileri, ‘Topu bize at’ demediyse, Kök açısından değerlendirme vahim…
Kök ayrıca diyor ki, ‘Ben geldiğimde örgütle, belediyeler arasında kavga vardı. Şimdi yok’…
Kavga kiminle kim arasındaydı… İlçe belediye başkanlarıyla büyükşehir arasında…
Doğru, bundan sonra olmayacağına ben de kalıbımı basarım.
Çünkü, ortada kavga edecekleri büyükşehir kalmadı.
Eskilerin deyimiyle; Öküz öldü, ortaklık bitti…
Kök önce diyor ki; ‘Muratpaşa için Sultan Yeğen’in adaylığını Mustafa Akaydın istedi…’
Sonra diyor ki; ‘Sultan Yeğen’in aday gösterildiğini bende kamuoyuyla beraber öğrendim.’
Hani, belediyelerle, il yönetimi arasında kavga yoktu, uyum vardı.
Bir genel merkez, il başkanını es geçiyor, kimin aday yapılması gerektiğini bir belediye başkanına soruyorsa demek ki ortada kavga da var, uyum sorunu da…
Kök diyor ki; ‘Önümüzdeki dönem milletvekilliği hesabı yapanlar, rahat at koşturamayacaklarını bildikleri için beni istemiyorlar.’
Bu laf; önümüzdeki seçimlere kadar ben il başkanıyım demeye geliyor ki, bu zor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi biter bitmez, kongreler başlar ve taşlar yerine oturur.
Ayrıca, at koşturacaklar dediğine göre, bunların kimler olduğunu biliyor demektir ki, peşin hükümlü olmak, birilerine mesafeli durmak bir il başkanına yakışmaz.
‘Bizim parti de biat kültürü olmaz’ diyen kendisi ama biat bekleyen de kendisi anlaşılan…
“Adayı biz belirledik ama başarısız olduk diyen ilçe başkanları istifa ediyor” diyen Kök, il başkanı olduğunu, kendisinin de sorumluluğu bulunduğunu da unutuyor.
Kök diyor ki; ‘Büyükşehir için iyi adayımız Akaydın’dı… Başvuran 4 aday adayıyla da seçimi alamazdık… “
Yıllarını bu partiye vermiş birilerine ötekileştirmeye, kırmaya, aşağılamaya gerek var mı bilmiyorum.
Ama Kök yapıyor…
Süleyman Evcilmen aday gösterilmeyince de Ankara’ya gidip Evcilmen için ısrarcı olduğunu söylüyor Kök…
O süreci yaşayan biri olarak, Sultan Yeğen’in ismi açıklandıktan sonra ‘Evcilmen’i koruyup kollayan’ bir açıklamasını ben duymadım. Duyan varsa özür dilemeye hazırım.
Kök, hem basın açıklamasında hem de Ali Buldu’ya verdiği röportajda, artıları kendi hanesine, eksileri ise başkasının üzerine atmadaki maharetini de ortaya koyuyor.
Kepez adayı Erdal Öner konusunda topu CHP’nin rahmetli danışmasına atarken, Muratpaşa adayı Ümit Uysal için, ‘Hemen aklıma onun ismi geldi, söyledim ve kazandık’ diyor.
Kök, İbradı’da CHP’nin kazanması olayını da kendisine pay çıkararak şöyle anlatıyor; “Burada seçimin son günü yapmış olduğum konuşma işe yaramış ki, seçimi kazandık.”
Bunu tersten okursak, demek ki, diğer ilçelerde yaptığı konuşmalar işe yaramamış…
Sonuç olarak, ortada bir başarısızlık olduğu kesin…
‘Oylarımızı artırdık başarılıyız’ demek, devekuşu misali, kafayı kuma gömüp, mabadı dışarıda bırakmakla eş değerdir.
Yapılan da şimdilik budur…