Siyasetle yakından ilgilenenlere soruyorum;
Genel başkan telefonla arasa ve size dese ki; ‘Seni Antalya’dan birinci sıradan aday göstereceğim’
Vekillik niyetiniz varsa, herhalde havalara uçarsınız.
Genel başkana, “Olmaz efendim, ben önseçim istiyorum. Önseçimi kazanırsam aday olurum. Yoksa kabul etmem” der misiniz?..
Bunu 40 yıl önce biri dedi…
O genel başkan, o tarihte bunu Antalya’daki yüz kişiye sorsa, 99’u kabul ederdi.
Kabul etmeyen o bir kişi kimdi biliyor musunuz?..
Deniz Baykal…
14 Ekim 1973 seçimleri öncesi, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, o tarihte hukuk doçenti olan Baykal’a, kontenjandan birinci sıra adaylığını önerdi ama o kabul etmedi.
Oysa, o tarihlerde siyasetle bugünkü gibi haşır neşir değil, delegeyi bilmez tanımaz, siyasetin ayak oyunlarıyla uzaktan yakından ilgisi yok.
Ama çıkıyor diyor ki; ‘Olmaz, ben önseçim istiyorum’…
Yani, vekilliği riske atıyor.
Ama sonuç; delege onu seçiyor, vekil olarak birinci sıradan Ankara’ya gönderiyor.
Şimdi, Antalya'daki bazı çok bilmişlere, 'Önseçim de önseçim' diye Baykal'ın karşısına dikilenlere bir lafım olacak...
Siyasetin daha başında böyle düşünen birini, 40 yıl sonra siz çıkıp, ‘Önseçim’ le imtihan etmeye kalkarsanız yanılırsınız.
Komik duruma düşersiniz.
Önseçimi ağzına sakız edenleri çok iyi biliyoruz.
‘Önseçim olmazsa ceketimi alıp giderim’ diyenler, partiye kendi üstüne mülk edinmeye çalışmadı mı?..
‘Seçim vakti geldi, süre doldu’ diyenlere kulak tıkayıp, ‘Genel başkan benim görevde kalmamı istiyor’ demedi mi?
Delegeden kaçmadı mı?..
O kişiler, belediye başkan adayı önseçimle belirlenen Kemer’de ve daha bir çok ilçede, ‘Bu adayla olmaz’ deyip genel merkeze baskı yapmadı mı?..
Delegenin iradesini yok saymak istemedi mi?..
Kendileri atamayla gelip, tekrar atanmak için çırpınanları, delegeye şirin görünmek adına, ‘Önseçim’ nidaları atanları da biliyoruz.
Geçtiğimiz 2011 seçimlerinde, milletvekili listesi yüzünden Deniz Baykal’a kızanlar oldu.
Baykal’ın yerinde Süleyman Demirel olsaydı, kızanlara o kendine has üslubuyla,
gerdanını kırarak şunu derdi herhalde;
“Genel merkez önseçim istedi de, biz mi yapmadık?”
Bırakın önseçimi, benim bildiğim Deniz Baykal’ın asıl gönlünde yatan; tercihli sistem…
Yani; her partiden bir ildeki milletvekili sayısının iki katı adayı oy pusulasına yazdırıp seçmenin istediği adayı tercih etmesini sağlamak.
Diyelim ki, Antalya 13 milletvekili çıkarıyor. CHP’de, AKP’de, MHP’de, artık hangi partiler seçime giriyorsa, 13’er yerine 26’şar adayı parti ambleminin altına sıralayıp tercihi vatandaşa bırakmak.
Gerçek seçim de işte budur.
Bugün bile, hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hem Genel Sekreter Gürsel Tekin’in çekincesi, sağlıksız delege yapısıyla ile sağlıklı bir önseçimin olamayacağı…
Ancak, görünen şu ki; CHP 2015’deki adaylarını sadece Antalya’da değil, illerin tamamına yakın bir kısmında önseçim yaparak belirleyecek.
Sadece delege değil, tüm üyelerin katılımı ile yapılacak.
Kendine güvenen, üyelerin tercihine saygı duyacak aday adayları için ‘Hodri meydan’ demenin zamanı…