Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, programda İslam dünyasının ilahiyatçılarına ve alimlerine çok sert eleştiriler yöneltti. Hadislerin bir çoğunun uydurma olduğunu belirten Beyaz "Peygamber efendimiz hayattayken tek bir hadis yazdırmamıştır. Ben İmam-ı Azam'ın da Ebu Hanefi'nin de kulu kölesi değilim. Kaldı ki biz İmamları da eleştiririz. İmam Şafi ne yaptı? Aklı, örfü, kıyası hukukun dışına çıkarmıştır. Ama Ebu Hanife'de bunlar hukukun içindedir. Padişahlar da yanlış yapar, imamlar da yanlış yapar. İslam dünyasının bugünkü geri kalmışlığının nedeni, eski imamları, şeyhleri, dervişeri kutsallaştırmasıdır. 200 küsur bin tane hadis var. Hadisle uğraşanlar kırbaşa yatırılmıştır. İlk hadis kitabı peygamberimizin ölümünden 100 yıl sonra ortaya çıkmıştır. İçlerinde sayısız akıl ve mantık dışı, Kuran'a da dine de aykırı hadisler de vardır. Bunca alim bunlara 'yanlış' demed de siz mi diyorsunuz ? Evet ben diyorum. Yanlışa yanlış diyorum." şeklinde konuştu.
Beyaz sözlerine şöyle devam etti:
"Matbaanın 250 sene Osmanlı'ya girmesi yasaklanmıştır. Kim yasakladı? Hocalar yasakladı. Neden gizliyoruz? Amerika geldi Irak'ta 8-9 sene kaldı, milyon insanı öldürdü, çevredeki müslümanlar baktı durdu. Ben birşey söyledim sadece: Hemen gidip Washington'u bombalamak lazım! Yapamayız hocam. Neden yapamayız? İşte Müslümanların sorunu derdi budur. Neden yapamayız o sebepleri arayıp bulmamız lazım. Onun sebebi; 250 sene matbaayı yasaklayanlardır. Onun sebebi; 'Demir döven demir gibi dövülür' diyen hocaefendilerdi. Bugün İslam dünyası, müftüler, imamlar, hocaefendiler, diyanet neden geri kaldığımızı, kendilerinin bu işteki katkılarını çıkıp itiraf etmeliler.
Dünyanın her tarafında müslümanlar ayak altındaysa, bunda din adamlarının payı var mı yok mu çıkıp bunu itiraf etmeliler.
Herkes sussa da biz susmayacağız. Şu anda Türkiye cumhuriyeti örtülü işgal altındadır. Şu anda sizin televizyonunuzu zora sokmamak için daha fazlasını söylemeyeceğim. nerede hocaefendiler, imamlar, diyanet? Çıkıp neden gerçekleri söylemiyorlar? Söyleyemezler. Ondan sonra Hayrettin Karaman gibi kişiler de haçlıların safına geçiyor. Yazıklar olsun onlara. Din bu değildir, müslümanlık bu değildir. Din diyorlar, cihad diyorlar. Türkiye'nin darül harp olduğunu ilan ediyorlar. Onun için 'çalmak çırpmak, her türlü hırsızlık helaldir' diyorlar. Çalıyorlar, çırpıyorlar, hilelerle, ihalelerle bir zenginler sürüsü ortaya çıktı, dinleri yok, vicdanları yok, münafıklaşmış bir takım fitneler ortaya çıktı. Ama kendilerine sor "aman namaz saati geçmesin" diyorlar.
İşte tartışmadan öne çıkan başlıklar:
KURBAN KESMEK İNSANLIĞA SAYGIDIR
Prof. Dr. Ali Murat Daryal (İlahiyatçı):
Kurban hayata saygı felsefesidir. 1,5 aylık kuzuyu kurban edemezsiniz. 1 yaşına gelene kadar kurban edemezsiniz. Cenab-ı Hak ne diyor 'Benim için bile olsa kuzunun yaşama hakkını onun elinden alamazsınız'. Freud evvela seks içgüdüsünü insanların hareket ve davranışlarında şuur altı dinamiklerinde sayıyor. II. Dünya Savaşı'nı görünce bilinçaltına saldırganlık iç güdüsünü ekliyor. Bir müttefekkirin sözü vardır, insan aslandan, kaplandan daha vahşidir diyor. Saldırganlık içgüdüsünü insanlardan çekip almak mümkün değildir, mümkün olsa da makbul değildir. Hayat mücadelesi bu saldırganlık içgüdünün eğitilmiş şekliyle devam eder. Siz bu saldırganlığı çekip aldığınızda icadlar, keşifler ortaya kalmaz. Mesele o güdüyü terbiye etmek, mecrasında onu değişik savunma mekanızmalarıyla tedavi etmek lazımdır. Tedavi usüllerine gelince. Mesela Batı'da boks, boğa güreşi, işkence, katliam var. Tarihte engizisyon işkenceleri var. Siz cemiyetteki kan dökme ihtiyaçlarını meşru yollardan tatmin etmezseniz cemiyette patlama yapacaktır. Allah niçin koyun gönderdi, boğa göndermedi? Niçin vahşi hayvanlardan kurban olmaz? Hristiyanlar İsa peygambere 'kuzu İsa' derler. İsa peygamberin onlara göre her çarmıha gerilişi senesinde kuzu kurban ederler. Osmanlı'da kuzunun kurban edilmesi yasaktı. Kuzu kurban edenlerin idam edilmesi mevzu bahis olmuştu. Bizim kültürümüzde kuzu kurban edilmez. Hüseyin Hatemi Bey, Yaşar Nuri Öztürk Bey 'kavurma bayramı' diyor. Bilmiyorlar. Kurban insanlığın tarihinden bu yana var. Milyonlarca yıldan beri kurban geleneği var. Allah, İsmail peygamber kurban edilirken, insan kurban etmenin yanlış olduğunu belirtmek için koç göndermiştir. İslam'daki kurban geleneği İbrahim peygamberle başlıyor. İslam fıkıh alimleri bin 500 yıldan beri yanlış yapmışlardır. 'Kurban mali ibadettir' demişlerdir. Kurban mali ibadet değildir.
SIRAT KÖPRÜSÜ DİYE BİR ŞEY YOK
Prof. Dr. Zekeriya Beyaz (İlahiyatçı):
Bir delikanlı telefon etti bana. Konuştuklarımı saptırdılar. Bir defa Hz. Adem'in çocuklarının Allah'a kurban sunmaları kelimesindeki 'kurban' kelimesini ele almak lazım. Kurban kelimesi Türkçe'deki akraba kelimesiyle aynı kökenden. Kurban Allah'a yakınlık demektir. Allah'ın yakınlığını, rızasını kavuşmaya çalışıyorsunuz. İslam'da bir hikmet kavramı vardır. Hikmet, amaç, maksat, hedef, fayda veya zarar. Eğer din bir şeyi emrettiyse onda mutlaka hikmet olarak yarar, fayda vardır. Bir şeyi yasak ettiyse onda mutlaka zarar vardır. Kurbanı Allah'a yaklaşmak için bir fedakarlıkta bulunacaksınız. Orada net ve açık olarak hayvan keseceksin yoktur. Orada 'zebih' kesmek manasına olabilir. Bir de onun 'fidye'si var. Fidye bir şeyi verip karşılığında bir şeyi kurtarmaktır. Daha önce insanlık tarihinde çok sayıda çocuk kurbanları vardı. İnsan çocuğunu çok seviyor ama tapındığı ilah uğruna çocuğunu kurban etmek istiyor. Hz. İbrahim'in kurban kesme olayı insanlığa fidye oluyor. İnsanlığın kesilmesine, çocukların kurban edilmesine engel olmak üzere. Esasta öyle de olsa burada hikmeti ortadan kaldırmaz. Kes-bırak, yok öyle şey! Sebep şu: Kurban kesmek kan akıtmaktır deniyor. Allah kan dostu mu, kan düşmanı mı? Bu bizim maalesef ilmihal kitaplarında kurban kesmekten maksat kan akıtmaktır deniyor. Milyonlarca insan hacca gidiyor, hayvanları kesip fakirlere, yoksullara yedirin deniyor. Hedef yedirmek, fakirleri yedirmektir. Hikmet odur. 4 milyon insan hacca gidiyor bir anda 4 milyon kurban kesiliyor. İki saat sonra gökteki güneşin ısısıyla leş haline dönüyorlar. Dolayısıyla kan hurafesi 60 seneden beri kurbanları leş haline getirdi. Biz buna karşıyız. Kurban kesmekten maksat kan akıtmaktır deyince hikmeti ortadan kaldırıyorsunuz. Kurban çevresinde o kadar hurafe gelişmiştir ki, mesela kurban kestiğinizde Sırat köprüsünden onun sırtına binerek geçersiniz derler. Siz dünyada keçinin sırtına binemiyorsunuz ki, orada bineseniz. Kaldı ki, dinde Sırat köprüsü diye bir şey yoktur. 'Sırat' geniş yol anlamındadır. 'Sırat-ı müstakim' doğru ve geniş yol anlamında. Bir başka hurafe de şudur. Efendim Peygamberimiz demiş ki, 'Kurban kesmeye gücü yetip de kesmeyenler mescidimize yaklaşmasınlar'... Hz. Peygamberin insanları camiden kovması akıl-mantık ve din dışı bir iftiradır. İslam'da hikmet kavramını bu tür örneklerle ortadan kaldırmışlardır.
NAMAZ, ORUÇ, HAC İBADETİN ARAÇLARIDIR
Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan (İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi):
Namaz kılmak, oruç tutmak, Hacca gitmek, Kurban kesmenin ibadet olarak nitelendirilmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bunlar ibadetin araçlarıdır. Bu ibadet araçları amaç haline geliyor ve ibadet bunlar zannediliyor. İbadet kulluk, hizmet demektir. İbadet bir bilinçtir, şuurdur, hayatı Allah için yaşamaktır. Böyle olunca oruç, namaz, zekat sizi Allah'a yaklaştırma, nefsinizi eğitme amaçlı şeylerdir. Namaz, oruç dışında bir hayatınız varsa ibadet dışı bir hayat olur. Allah için yaşamanın pratik amacı şudur. Allah, Kur'an'da sık sık 'yeryüzünü ıslahı' etmesini istemiştir. Nefsini, toplumu ve yeryüzünü ıslah etmektir bu. Salih amelin amacı yeryüzü, insanlığı ıslah çabasıdır. Namaz, oruç, hac, zekat sizi bu ibadete hazırlayacak araçlardır. İbadet ruhunu taşınmadan namaz kılınıyorsa 'yazıklar olsun o namaz kılana' diyor Cenab-ı Allah. Kurbanın ve diğer ritüellerin hikmetini ortadan kaldırdınız mı geriye kabuk kalıyor. Kurbanın bugün esas itibarıyla tevhid bayramı olduğunu söylemek istiyorum. Hz. İbrahim tevhidin atasıdır. (Gazeteport)