Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ile eşi Zehra Sarar'ın Odunpazarı Sümer Mahallesi'ndeki evlerinde geçen yıl mayıs ayında yaşanan soygunun sanıkları Moldova uyruklu eski hizmetçi Lulia Dragusan ve sevgilisi Alexandr Aricov, yargılandıkları Eskişehir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce nitelikli yağma suçundan 14’er yıl, mala zarar verme suçundan 1’er yıl, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise 12’şer yıl olmak üzere toplamda 27’şer yıl hapse mahkum edildi. Yerel mahkemenin verdiği kararın ardından Sarar çifti, cezayı yeterli bulmadıkları için avukatları aracılığıyla itirazda bulundu.
ZEHRA SARAR DHA'YA KONUŞTU
Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar’ın eşi Zehra Sarar, yaşadıkları dehşeti tüm detaylarıyla Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlattı. Ölümden döndükleri için şükrettiklerini ancak sanıklara verilen cezanın yeterli olmadığını ifade eden Zehra Sarar, "Ben çok az buldum verilen bu cezayı. 27 yıl benim için, 27 yıl Cemalettin bey için ayrı ayrı vermeleri lazım. Birisi Cemalettin beyi bağladı, cebinden parasını aldı. Birisi benim, elimi ayağımı bağladı, kasamı soydu, evdeki değerli eşyalarımı aldı. Kadın yukarı çıktı, zaten o kasanın anahtarının yerini biliyor. Nokta atışı ile gitti. Doğru kasaya anahtarıyla gidip içindekilerin hepsini boşalttı. Ben, doğrusu çok az buldum cezayı. Bu açıdan üzgünüm" dedi.
'ÇOK ORGANİZE OLMUŞLAR'
Moldova uyruklu eski hizmetçi Lulia Dragusan ile sevgilisi Alexandr Aricov'un yanı sıra firarda olan diğer sanıkların büyük bir şebekenin üyesi olduğunu anlatan Sarar, "Organize bir iş zaten. Çok organize olmuşlar. Buraya onlar 3 ay devamlı gidip gelmişler tespit için. Nasıl gireriz, nasıl yaparız, nerede yaparız? Evimizde çalışan kızı, buraya kapıya kadar da takip etmişler. Zaten Moldovalı hizmetçi Lulia, yanımıza bu iş için gelmiş. Bunlar 5 ülkede de bu işleri yapan büyük bir suç şebekesiymiş. İşte yeri tespit etti, bir ay çalıştı ve bize hiçbir şey söylemeden gitti. Bu arada her şeyin yerini öğrenmiş, hatta bizim kapımızın anahtarı onun elinde. Kapıyı, gayet güzel açıp girmişler. Suç ortakları kimse onları da bulup çaldıkları malları da geri getirmelerini istiyorum. Çünkü manevi değeri çok yüksek olan eşyalarım vardı benim. Örneğin Süleyman Demirel'in saati vardı, adımıza imzalı. Bunun gibi manevi değeri yüksek olan eşyalar" şeklinde konuştu.
'O GECE YAŞADIKLARIMIZI UNUTAMIYORUM'
Yaşadıkları dehşet gecesini halen unutmadığını ifade eden Zehra Sarar, eşiyle birlikte kollarını koli bandıyla saran sanıkların evdeki kasadan ziynet eşyalarının yanı sıra paraları alıp kaçtığını söyledi. Çekmeceden bulduğu makasla bandı keserek kurtulduklarını belirten Sarar, o anları şöyle anlattı:
"Olayın korkusunu atlatamadım. Psikolojim bozuldu. Salona gidiyorum, 'mesela namaza duruyorum sanki ayak sesleri, pıtırtılar, karaltılar geliyormuş' gibi hissediyorum. Bakın şu anda bile tüylerim diken diken oldu. Her an tabii ki, her an düşünüyorum. Hala böyle birisi geliyormuş, birisi gelip bir yerden çıkacakmış gibi. Ben herhalde ‘bu evde oturamam’ dedim ama benim psikolojim kuvvetli demek ki. 'Atlattım' diyorum ama bilinç altında her an canlanıyor. Şurada lambalar yanınca bile karşıma birisi çıkıverecek, birisi geliverecek gibi hissediyorum. O gün yukarıya beni de çıkarttılar, Cemalettin beyin cebinden paraları aldılar. Koli bandı ile ikimizi birbirimize bantlayıp odayı üzerimizden kilitleyip gittiler. Zaten onların gittiklerini hissettiğim an arkadan bağladıkları elimi zorla çıkartıp çekmeceden makası aldım. Cemalettin beyi ve kendimi bantlardan kurtarıp yatak odasındaki telefonla güvenliği aradım. Bize, ‘evinizde çalışan birisinden şüpheleniyor musunuz?’ diye sordular. Hiç kimseden şüphelenmediğimi söyledim. Aklıma gelmedi. Emniyetten aradılar, ‘Lulia diye birisi sizde çalıştı mı?’ diye sordular, çalıştı dedim. İşte ondan sonra takip edildi ve bulundu. Ben hatırlayıp söyleyemedim ama sağ olsun emniyet çok güzel çalıştı, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu kırmızı bülten çıkarttı. Interpol aracılığı ile yakalandılar ve getirildiler."
'ŞİDDETİN İZLERİ YÜZÜMDE DURUYOR'
Zehra Sarar, evlerinde eski hizmetçisi Lulia Dragusan ile sevgilisi Alexandr Aricov'un kendilerine uyguladığı şiddetin izlerini yüzünde taşıdığını söyledi. Soygun gecesinin ardından evlerindeki güvenlik sistemi, kamera ve personeli değiştirdiklerini anlatan Sarar, "Eşyaların yerini kadın biliyordu, adam bilmiyordu. Bize 'eşim' diye tanıttığı sevgilisini gözlerinden tanıdık. O sırada 'tanıdığımı' söyleseydim ya da belli etseydim sonuç daha kötü olabilirdi. Yani ne yapalım, bu da yaşanacakmış. Ölmediğimize şükrediyoruz. Allah kimsenin başına vermesin. Çok kötü bir şey. Hiç kimseye yaşatmasın Allah. Darbedildikten sonra uzun bir süre ağzımı açamadım, kulağım yırtıldı zannettim. Yanaklarım, dudaklarım şişti. Hala çenemde beze var, sertleşti. O günden sonra her yere güvenlik butonları koyduk. Bir şey olduğunda bunlara basıp tüm güvenliği, buraya yönlendirebiliyoruz" şeklinde konuştu.
Engin ÖZMEN- Caner AKSU/ESKİŞEHİR, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |