Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 'çarık' ustası 71 yaşındaki Kemal Kabaklı'nın, Türkiye'nin de taraf olduğu, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu'nun (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras çalışmaları kapsamında 'Yaşayan İnsan Hazinesi' olarak kabul edilmesi için öneride bulundu.
Kemal Kabaklı'nın Anadolu'da neredeyse bitme aşamasındaki çarık sanatının son ustalarından olduğunu söyleyen Kültür ve Turizm Müdürlüğü Folklor Araştırmacısı Öznur Tanal, emektar çarık ustası ile Kaş'ın Belenli Köyü'nden tanıştıklarını anlattı. Kabaklı'nın kendisini Fethiye'den Serik'e kadar 'her yerin ustası' olarak tarif ettiğini belirten Öznur Tanal, "Çünkü yaptığı çarıklar Fethiye'den Serik'e kadar herkes tarafından bilinir, giyilirmiş" dedi.
Okuma ve yazması olmayan Kemal Kabaklı'nın 8 yaşında geçirdiği çocuk felcinden sonra yürüme yeteneğini kaybettiğini ve babasının, onu 1965 yılında Gömbe'de ayakkabıcı dükkanı olan Kaşlı Mehmed Usta'nın yanına çırak verdiğini belirten Tanal, "O günden sonra yaradan, bacak ve ayaklarının gücünü ellerine vermiş olacak ki deyim yerindeyse dört elli olmuş, hayata dört elle sarılmış. Hayatı boyunca bir kez bile ayağına giyemediği bu özgün çarıklarla tam 25 sene sürecek çetin bir yolculuğa çıkmış" diye konuştu.
ÇIRAĞI BULUNMUYOR
Kabaklı'nın ağzından hikayesini dinleyen Öznur Tanal, çarık ustasının 25 yaşında evlenip ikisi kız, ikisi erkek, dört çocuğunun olduğu belirtti. Kemal Kabaklı'nın hayatının 20 yıl önce eşini kaybetmesiyle biranda değiştiğine dikkati çeken Tanal, ustanın bu üzüntü ve yıllarca karnına dayayarak yaptığı çarıklar nedeniyle mide kanaması geçirdiğini ve hastalığın ardından tezgahı başına bir daha geçmediğini kaydetti. Folklor araştırmacısı Öznur Tanal işin üzücü yanının Kemal Kabaklı'nın çırağının olmaması olduğunu söyledi. Kabaklı'nın bu durumun yerel şiveyle 'Havas etmedi' diyerek özetlediğini aktaran Tanal, "Çarık sanatının sırlarını, babası kadar olmasa da bilen tek kişi büyük oğlu Cemil. O da sürekli bu işle uğraşmıyor. Sadece geçen yıl Denizli’den toplu bir sipariş gelince çarık yapmış. Çarıkların tanesi 150- 200 liradan satılmış" dedi.
ÇARIKLARIN SIRRI
Öznur Tanal, Kemal Kabaklı'nın yaptığı çarıkların sırrını ise şöyle anlattı:
"Önce şaplı deri 10 dakika suda ıslatılıp kesilir. Deride açılan deliklerden, Usta'nın 'sırım' dediği ve yine deriden yaptığı ipler çuvaldız yardımıyla geçirilir. Çarıklar daha sonra 'çıtlık' ağacından yapılan kalıplara yerleştirilir ve bakır çivilerle burnu ve topuk tarafı dikilir. Kalıba vurulan çarıklar 3 saat kadar güneşte bekletildikten sonra müşteriye teslim edilir."
Boncuk, ayna gibi süs ve aksesuarın bulunmadığı çarıklar 'püse'lendiği için boyaya ihtiyaç duymuyor. Folklor araştırmacısı Öznur Tanal, "Püse, çam çıralarının bir tenekeye doldurulup etrafı çamurla sıvanıp dışında ve üstünde yakılan ateşin sıcaklığıyla çıranın eritilmesiyle elde ediliyor" dedi. Tanal, bu halde eriyip akan yağlara püse adı verildiğini belirterek, boya yerine bu yağın çarıklara sürüldüğünü söyledi.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kemal Kabaklı'nın, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras çalışmaları kapsamında 'Yaşayan İnsan Hazinesi' olarak kabul edilmesi için öneride bulundu. Dünya genelinden önerileri alan UNESCO, yılda bir kez uygun bulunanları açıklıyor.