Türkiye'deki bazı ilçelerin il yapılması yönünde bir siyasi irade olmadığını belirten Arınç, "Bu durumda Alanya’nın il olmasını gündeme getirmek gereksiz bir durum. Alanya’nın ilden tek farkı tabelasıdır. Kimsenin 'Alanya il değil, gitmeyelim' dediğini duymadım" diye konuştu.
Arınç, genel konuları da değerlendirdi. Tutukluluk süresini kısaltan yasal düzenlemeye destek verdi. Arınç, Adalet Bakanlığı'nın hakim ve savcı almak için açtığı her sınavın da 'AK Parti Hükümetine güven olmaz, bunlar kimbilir kimi hakim ve savcı yapacaklar' düşüncesiyle Danıştay tarafından engellendiğini söyledi. Antalya’nın Alanya İlçesi'ne bağlı Türkler Beldesi'nde bulunan Alaiye Resort Otel’de basın mensuplarıyla kahvaltıda biraraya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yargıtay’dan muhalefete kadar birçok konuda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terör örgütü Hizbullah üyelerinin tahliyelerini üzüntüyle takip ettiğini belirten Arınç şunları söyledi:
"Son zamanlardaki olayı özetlersek, tahliyeler oluyor. Bu tahliyelerde işte şu kadar insanı öldürmüş olanlar, şu örgütün mensupları, Türkiye’yi kana bulamış çetelerden bazı isimler zikrediliyor. Yeni TCK, 2005 yılında yürürlüğe girdi. Ceza Muhakemesi Kanunu da onu takiben yürürlüğe girdi. Geçiş maddeleri konuldu. Yani tutuklama sürelerinin uzunluğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır. 'Hüküm verilinceye kadar belli sebeplerle tutuklama yapılmalıdır' kanaatiyle yeni hükümler konuldu. Bunlardan biri tanesi de 102. maddedir. Hakikaten Türkiye’de yargı sürecinin uzaması insan hakları ihlalidir. Çünkü ‘geciken adalet adalet değildir’ diye güzel bir söz var."
"MAHKEMELERİN HIZLI ÇALIŞMASI GEREKLİ "
Arınç, yargı sürecinin uzamaması için mahkemelerin de hızlı çalışması gerektiğini anlatırken, 118 kişinin öldürülmesinden sorumlu sorumlu tutulan bir kişinin 10 yıldan bu yana tutuklu göründüğünü hatırlattı. Arınç, şöyle devam etti:
"Çünkü cezası kesinleşmemiş. 'Seni saldım arkadaş' diyor. Çünkü yürürlüğe giren madde terörle mücadele kapsamında ise 10 sene, adli suçlarda ise 5 sene sonra ‘ben seni çıkaracağım’ diyor. O zaman yargının süratle karar vermesi lazım. Kim verecek bu kararı? Alanya’daki ağır ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesi, Mardin’deki bilmem ne mahkemesi. Önce onların çok süratli çalışıp, ellerindeki dosyaları karara bağlaması lazım. Onlar gönderdikten sonra da Yargıtay’ın ilgili dairesinin cezaların durumuna göre de karar vermesi lazım."
HİÇBİR MAZERET BAŞARININ YERİNİ TUTMAZ
Yargıtay'da üye sayısı azlığından dolayı bazı aksamalar meydana geldiğini kaydeden Arınç, Yargıtay'ın "Daire sayımız yetmiyor, Yargıtay üye sayımız az" demediğini belirterek şöyle konuştu:
"Biz öyle anlıyoruz. Bizde iş yükü çok fazla, şu kadar hakim var en az bin dosyaya bakmak zorunda. Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz. Başardığınız zaman burada 'başardım' deyip dik durabilirsiniz. Ama kaybettiğiniz zaman 40 mazeret ileri sürebilirsiniz 40 tane mazeret de bir tek başarının yerini tutamaz. Hakim azdı, zabıt katibi yoktu, kağıdımız yetmedi gibi bütün bunların sonucu bir caninin cezaevinden salıverilmesi ise sizi hiç kimse dinlemez. Gördüğümüz kadarıyla yüksek yargının işleyişinde bir gecikme söz konusudur. Ben de yıllarca avukatlık yaptım. Şimdi biz bir davayı takip ederiz. Tutuksuz yargılanmışsa, Yargıtay’a temyize giden dosyada, Yargıtay’ın onu gelenlerin en arkasına koyması lazım. Eğer tutuklu bir dava temyize gitmişse onu da başa koyması lazım. Ben, yüksek Yargıtayımızda şu veya bu sebeple en arkadaki dosyanın en öne alınabildiğini, en öndeki dosyanın da en arkaya konulabildiğini tecrübelerimle biliyorum. Yargıtay kendi iş yükünü kendisi zaman zaman ihmal etmiş, gözden çıkarmış da olabilir."
Yargıtay’ın üye ve daire sayılarını artırmak gerektiğini, ancak engellerle karşılaşıldığını vurgulayan Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"Adalet Bakanlığı 8 sene boyunca bu ihtiyacı gördü. Hakim ve savcıları almak istedi. Hukuk fakülteleri senede 6 bin mezun veriyor. Bu 6 bin kişi arasında hakim ve savcı olabilmek için çalışan bir sürü kişi var. Ama her sınav açılışında Danıştay idare mahkemeleri YARSAV’ın itirazları ile karşılaştık. Adalet Bakanlığı adli ve idari yargıya hakim ve savcı almak istiyor ama bunların hepsi yürütmeyi durdurma kararlarıyla maalesef bugüne kadar engellendi. 40 yıldır sınav ve mülakatlar nasıl yapılıyorsa Adalet Bakanlığı da öyle yapmak istedi. Ama Danıştay’ın verdiği pek çok kararda adeta mealen söylüyorum: ‘Bu AK Parti Hükümetine güven olmaz, bunlar kimbilir kimi hakim ve savcı yapacaklar’ düşüncesiyle bir art niyetle durdurma kararları verildi. Ve hala utanıyorum söylerken, mülakat yaparken 'video kaydına alacaksınız' şeklinde kararlar çıktı."
PAPANDREU’NUN SÖZLERİ
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun Türkiye’yi ziyaretini de değerlendiren Arınç, Yunanistan Başbakanı’nın bu toplantıya katılması ve Erzurumlular'a Türkçe selam vermesini büyük olgunlukla karşılamak gerektiğini anlattı. Arınç, "Papandreu kalkmış Türk büyükelçilerinin bulunduğu bir toplantıda endişe ve eleştirilerini dile getirmişse bu doğru bir iştir. Aksini de yapabilirdi. Sayın Papandreu bunu söylemiş de ne olmuş?" diye sordu
Bülent Arınç, bu konuda Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamaları takdirle karşıladığını, ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanlış sözler söylediğini öne sürdü. Arınç, Kılıçdaroğlu'nun hiç bilmediği konuda bile AK Parti'yi eleştirmek amacıyla çok yanlış şeyler söylediğini ileri sürerken, "Papandreu davet edildiği ülkede herhangi bir olay sebebiyle bu tür konuşmayı yapmışsa bize göre yanlış yapmıştır. Ama bizim bulunduğumuz bir yerde yapmıştır. Sayın Başbakan da 'sen yanlış konuşuyorsun' demiştir. Bu olayı olduğundan başka türlü göstermeye gerek yok" diye konuştu.
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın 45 maddesinin TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildiğini, kalan 12-13 maddesinin görüşmelerinin de gelecek hafta tamamlanarak kanunun çıkarılacağını söyledi. Yasada RTÜK'ün reklam payının yüzde 5'ten 3'e düşürüldüğünü belirten Arınç, yeni kanunla radyo ve televizyonlarda daha çok reklam yapılması konusunda düzenlemeler olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Özellikle seçimler, medyamız için hasat mevsimidir; size bol hasatlar diliyorum. Sokaklarda siyasi reklamlar yapılmaya devam edecek ama bunun en kolayı, en temizi, televizyon ekranlarında hazırlanacak programların verilmesi suretiyle televizyon ve radyolarımız çok daha iyi bir gelire kavuşmuş olacaklar."
İNTERNET HABERCİLİĞİNE DÜZENLEME
Arınç, bir gazetecinin internet haber siteleriyle ilgili sorusu üzerine de 1 yıldır yasal düzenleme çalışması içinde olduklarını söyledi. İnternet haberciliğinin de Basın Kanunu'nun içerisine alınacağını kaydeden Bakan Arınç, "İnternet haber portallarını da koymak suretiyle yani onları da bir basın kartı sahibi, bir basın mensubu olarak kabul etmek üzere çalışmamızı tamamladık. Basın Kanunu'nun 5-6 maddesinde değişiklik yapacağız" dedi.
GAZİPAŞA HAVALİMANI'NIN DURUMU
Arınç, konuşmasında Gazipaşa Havalimanı konusunun önemine değinerek, hükümetin bu konudaki kararlılığının altını çizdi. Arınç, "Bu iş burada olacak diye hükümet karar verdi. Ulaştırma Bakanlığımız bir taraftan, onun birimleri bir taraftan. Sayın Başbakanımızın talimatları var. Ben bunun şahidiyim" dedi. Arınç, Anadolu Jet'in Gazipaşa Havalimanı'ndan uluslararası seferler yapması için çalışma yapıldığını da belirterek, Gazipaşa'daki yerel siyasetçilerin bu konuda kafaları karıştıran sözlerine itibar edilmemesini istedi.
ARINÇ, ÖZEL HASTANE TEMELİ ATTI
Daha sonra Antalya'ya geçen Bülent Arınç, bir süre önce yaşamını yitiren AK Parti 22'nci Dönem Milletvekili Fikret Badazlı'nın Konyaaltı Caddesi Park Apartmanı numara 78'deki ailesine taziye ziyaretinde bulundu.
Vali Ahmet Altıparmak ve milletvekillerinin eşlik ettiği ziyaret sonrası 7 Mehmet Restaurant'ta öğle yemeği yiyen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Dokuma Semti'ndeki Özçelik A.Ş tarafından yaptırılan özel hastane inşaatına geçti.
Arınç, Özçelik A.Ş.'nin kurucularından eniştesi Hamit Özçelik'in yanına oturdu ve bir süre sohbet etti. Şirketin yönetim kurulu başkanı Osman Özçelik, 2700 metrekare üzerine kurulacak hastanenin 41'i yoğun bakım olmak üzere 103 yataklı, 3'ü bodrum olmak üzere toplam 8 katlı olacağını söyledi. Özçelik, "Babamın 1940'lı yıllarda temelini attığı hizmet sektöründeki bayrağı dalgalandırıyoruz" dedi. Özçelik'in bu sözleri baba Hidayet Özçelik'i ağlattı.
Törende konuşan Kepez Belediye Başkanı Ak Partili Hakan Tütüncü, bölgenin yeni şehirleştiğini, son 2 yılda 3 özel hastane açıldığını, bugün de 4'üncüsünün temelinin atıldığını söyledi. Devletin yanı sıra, özel sektörün de yatırım yaptığını belirten Başkan Tütüncü, "Sağlık Bakanımız 22 Ekim'de Sütçüler'de 300 yataklı hastane sözü verdi, çalışmalarımız sürüyor" dedi. Tütüncü, bölgeye diş hastanesinin de yapılacağını vurguladı. Antalya Valisi Ahmet Altıparmak da Türkiye'nin hızla değiştiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve hükümetin Ankara'da, valilerin taşrada hizmet ürettiğini belirtti, Antalya'nın önemini vurguladı. 1200 takımın Antalya'da kamp yaptığını söyleyen Vali Altıparmak, "Sağlığın da başkenti olmaya aday bunu da hakediyor. Üniversite ve sağlık kuruluşları fevkalade batılı hizmet veriyor. Bir sıkıntımız var sağlık turizmi açısından bir mevzuat çalışması var. Bir an önce bitirilmesi sizin ağzınızdan müjdenizi bekliyoruz" dedi.
Alkışlarla kürsüye gelen Bülent Arınç, Kepez Bölgesi'ne hayırlı bir işin başlangıcını yaptıklarını, en kısa zamanda açılışının kısmet olmasını diledi. Başbakan Erdoğan'ın defalarca Antalya'ya geldiğini, Başkan Menderes Türel döneminde büyük yatırımlar yapıldığını söyleyen Arınç, seçimde büyükşehir belediyesini kaybetmeyi de "Demokrasiye saygılıyız" diye yorumladı ve konuşmasına şöyle devam etti:
"8 yıllık hükümetimiz döneminde güzel gelişmeler oldu bunların başında sağlık geliyor. Her ay anket yapılır, biz bunları takip ederiz. 'Hükümete artı puan kazandıran' diye sorulur. Bunların başında sağlık gelir. Özellikle yaşı bizim gibi olanlar bunu iyi bilir. Ben de avukat biri olarak sağlık hizmetlerinden mahrumduk. O günlerde tanınan, bilinen biri olarak kuyrukta beklediğimizi, iyi bir sağlık muayenesinden geçemediğimizi biliyorum. Eskiden öyleydi. Milattan önce değil, 10 sene öncesine kadar."
Hastane kapılarında farklı sosyal güvencesi olanlara 'Münker Nekir' gibi sorular yöneltilip alınmadığının altını çizen Arınç, koridorlarda yatan hastalar olduğunu da vurguladı. Kendisine TRT ve Anadolu Ajansı'nın bağlı olduğunu belirten Arınç, "Sağlık alanında yaptığımız işler hükümetimize artı kazandıran işlerdir. Sağlık bakanını kıskanıyorum. Hastaneler ona bağlı ama helal olsun. 8 yılda düşünülemeyen, hayal edilemeyenler gerçekleşti" dedi. Arınç bunun karşılığının seçimlerde kendini gösterdiğini belirtti.
Annesinin Alanya'ya taşınmadan önce bir süre Antalya'nın Şarampol Semti'nde kaldığını belirten Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Antalyalı olduğunu belirtti, temeli atılan hastaneyi yapan Hamit Özçelik'in eniştesi olduğunu, bir süre önce de eşi Nurten Özçelik'i kaybettiğini söyledi.
Daha sonra hastanenin temel atma törenine geçildi. Arınç, temel atma butonuna basmadan önce, "Dua okunsun da öyle açalım" dedi. Bunun üzerine imam dua okuduktan sonra temel atıldı. Arınç, Altınkum Mahallesi'nde bir yakınını ziyaret ettikten sonra Antalya'dan ayrıldı.