Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, "Van Gölü altında bulunan Rus şilebi, üç devri görmüş bir gemi. Adeta 100 yıllık bir gemi değil de, sanki geçen yıl yapmışsız gibi sapa sağlam duruyor. İşte bunu bu bölgenin dalış turizmini canlandırma adına korumamız ve değerlendirmemiz lazım" dedi.
800 bin yıllık geçmişe sahip Türkiye'nin en büyük gölü Van Gölü'nde daha önce yapılan araştırmalarda kayalıklara çarptıktan sonra batan ve Ruslar'dan kalan 41 metrelik şilep bulunmuştu. Tatvan ilçesine bağlı Bağmeşe Köyü civarında bulunan 'Akdamar-Tatvan' isimli batığa dalış gerçekleştiren Adilcevaz Kültür ve Sanat Derneği üyeleri, batık Rus şilebinin fotoğraf ve görüntülerini kayıt altına aldı. Profesyonel dalgıçlar tarafından fotoğraflanan, daha sonra da Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gönderilecek olan batığın dalış turizmine kazandırılması hedefleniyor.
TURİZME KAZANDIRILACAK
Adilcevaz Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Profesyonel Dalgıç Cumali Birol, Rus batığını ilk olarak 1986 yılında gördüğünü, o dönemlerde batığın mendireğinin bir kısmının suyun üstünde olduğunu söyledi. Birol, “1986 yılında rahmetli babam tekne ve yat imalatı yapıyordu. O yıllarda Tatvan ilçesine bağlı Bağmeşe köyüne bir tekne getirdik. Tekneyi teslim ettikten sonra Rus batığına gidelim dediler. O dönemlerde öğrendim burada bir batık olduğunu. Batığın mendireği 30 santimetre dışardaydı. 1986 yılında elimi vurmuştum. Bu direği o yıldan bu yana yine bu yıl ilk defa suyun yaklaşık 7 metre altında keşfettik. Gerek Adilcevaz Kalesi, gerekse Adilcevaz peri bacaları mikrobiyalit türlerinden yaptığımız çalışmalar hakikaten çok büyük bir ilgi uyandırdı. Bu ilgi de bizlerde bunları koruma altına almamız hissini uyandırdı. Özellikle mikrobiyalitlerin ve Rus batığının koruma altına alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız görüntüler gerçekten harika görüntüler. Hava çok güzel bundan dolayı görüş çok iyiydi. Bu aldığımız görüntüleri Kültür Müdürlüğümüz kanalı ile Kültür Bakanlığımıza sunacağız" dedi. Profesyonel dalgıç Birol, "Dolayısıyla 41 metrelik bu şilep hakikaten çok farklı bir şilep. Bizler dalış severler olarak Van Gölü Havzası'nın temiz kalması noktasında çok büyük çabalar sarf ediyoruz. Fakat bizler insan olarak Van Gölü'ne çok zarar veriyoruz. Hele hele batıklara ve mikrobiyalitlere zarar verilmemesi noktasında büyük çaba gösteriyoruz. Bölgede Akdamar, Çarpanak ve Adar Adasında büyük kiliselerin olduğunu bizler biliyoruz. Van Gölü Havzası'nda o yıllarda çok büyük ticaret söz konusuydu. Eskiden karayolu yoktu. Bu nedenle göl çevresinde bulunan Adilcevaz, Ahlat, Tatvan, Gevaş, Edremit, Erciş, Muradiye ve Van olmak üzere gemilerle bu işler yapılıyordu. Dolayısıyla Ruslar 1914 yılında burayı işgal ettikten sonra burada üç tane şilep yapıyorlar. Bu üç şilep de şuanda batık durumdadır. Buradaki batığımız 1958 yılında buruna çarpması sonucu kumsala geliyor ve burada batıyor. Gölün yükselmesi sonucu uç tarafı 7 metre, alt tarafı 23 metre derinlikte kıbleye paralel bir şekilde yatıyor. Bizim su altı turizmimiz canlanacak. Hele hele özellikle Bitlis iline üçte ikisi bağlı olan Van Gölü'nün kıyısını fazla kullanamıyoruz" diye konuştu.
VAN GÖLÜ'NDE 12 BİN BALIKÇI, YILDA 12 MİLYON DOLARLIK CİRO SAĞLIYOR
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş ise geçmiş yıllarda Van Gölü'nün gerek yolcu taşımacılığında, gerekse ticaret anlamında çok yoğun kullanıldığını belirtti. Dr. Öğretim Üyesi Akkuş şöyle konuştu: "Van Gölü 800 bin yıllık büyük bir tarihe sahip. Geçmiş yıllara gittiğimiz zaman Van Gölü'ndeki taşımacılık ve ulaşım göl üzerindeki gemilerden sağlanıyordu. Yani bundan 100 yıl geriye gittiğimiz zaman burada yüzlerce yelkenli teknenin olduğunu görüyoruz. Van Gölü 3 bin 712 kilometre karelik yüzey alanıyla adeta bir deniz gibi. Geçmiş uygarlıklar hep yukarı deniz olarak adlandırmışlar. Fakat Van Gölü'nün ekonomiye tek katkısı balıkçılık. Gölde 12 bin balıkçı ve yılda 12 milyon dolarlık bir ciro söz konusu. Elimizde böylesine bir göl var. Bunu dalış turizmi açısından kullanamıyoruz. Van Gölü çevresine yılda kaç dalgıç geliyor diye sorduğumuz zaman, 100-200 kişi ancak diyebiliriz. Ancak Van Gölü içerisinde birçok gizemi ve sırrı barındırıyor. Bu sırlardan birisi de bugün dalış yapmış olduğumuz Van Gölü'nün altındaki 41 metrelik devasa Rus gemisi. Rus gemisini Adilcevaz’da bulunan ve aynı zamanda baston ustası Cumali Birol’dan öğrendik. Çünkü Cumali Birol Van Gölü'nün altındaki hemen hemen birçok gizemi biliyor. Elimizde devasa bir Rus batığı var ve adeta dün yapılmış gibi. Bugün ülkemizin diğer yerlerine gittiğimiz zaman dalış turizmini canlandırmak için tank batırıyoruz gemiler batırıyoruz. Ama burada elimizde devasa bir tarih yatıyor. Yani üç devri görmüş bir gemi. Rusları görmüş, Osmanlıları görmüş ve Türkiye Cumhuriyetini görmüş. Adeta 100 yıllık bir gemi değil de, sanki geçen yıl yapmışsız gibi her şeyi ile sapa sağlam duruyor. İşte bunu bu bölgenin dalış turizmini canlandırma adına korumamız ve değerlendirmemiz lazım. Eğer bu değerleri kullanabilirsek çok yakın bir zamanda şunu göreceğiz Bitlis’te Van’da, Adilcevaz’da onlarca dalış okulu açıldığını göreceğiz. Bu bölgede yeniden bir sektör doğacak. Dışarıdan binlerce insan buraya gelecek buradan bönlerce insan ekmeğini yiyecek ve istihdam olacak. Bu elimizdeki güzellikleri ilk önce koruyarak sonra da dalış turizmine kazandırmamız lazım. Bugün burada bu geminin bütün fotoğraflarını görüntülerini kayıt altına aldık. Resmi kurumlarla paylaşacağız ve bununla ilgili faaliyetlerimizi devam ettireceğiz."
Özcan ÇİRİŞ/BİTLİS,(DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |