Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Gülcan Saylam Kurtipek, pandemi döneminde evde kalma sürelerinin artmasıyla beraber uyuz vakalarında da artış olduğunu söyledi. Doç. Dr. Gülcan Saylam Kurtipek, “Uyuz, klinikte karşımıza kaşıntı şeklinde çıkan bir parazit türüdür ve tüm aile bireylerini de etkiler. Tüm aile bireylerinde gece kaşıntısının yanında bazı özel bölgelerde, özellikle el bileklerinde el parmak aralarında göbek çevresinde, meme başı çevresinde yine erkek bireylerde genital bölgede kaşıntılı kabarıklıklar dediğimiz lezyonlar ortaya çıkmakta. Pandemiden sonra bizim de kliniğimizde gördüğümüz vaka sayılarımızda bir artış oldu. Bunun nedeni olarak da ilk üç ay evlerde kalınma süresinin artmasına bağlı buluyoruz.” dedi.
Kaşıntı olarak ortaya çıkan ve basit bir temas yoluyla bulaşan uyuz paraziti genelde alerjik durum olarak algılandığı ve hastaneye gidilmediği için son yıllarda vaka sayılarında artış gösterdi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Gülcan Saylam Kurtipek, “Klinikte gördüğümüz akarın, kendisine yumurtasına ve salgılarına karşı vücudun bağışıklık sistemine oluşturduğu TİP4 bağışıklık sistemiyle gelişen yaralardır bu lezyonlar. Bunun dışında akarın deri altında oluşturduğu tüneller mevcuttur. Bu tüneller de görmek mümkün, şüphede kaldığımızda ve tanı koymada zorlandığımız zaman kazıntı varsa, bu tünellerin kazıntı yöntemiyle mikroskop altında akarın yumurtalarını görmemiz mümkün” dedi.
'ERKEN TANI BULAŞ RİSKİNİ AZALTIR'
Çok kısa süre de ten temasıyla bulaşan uyuz parazitinin erken tanı ile önlenebileceğini söyleyen Kurtipek, “Hastanın bir an evvel tedaviye alınması bulaş riskini oldukça azaltır. Bulaşın özellikle ten teması 20-30 dakika aralıksız ten temasıyla oluşmakta ve dişi akar yumurtalarını tünelde bırakarak ilerlemeye devam eder.” dedi. Sadece ilaçla değil hastaların kendilerini evde izole etmesini ve özel eşyalarını yüksek ısıda yıkayıp ütülemeleri gerektiğine dikkat çeken Kurtipek, “Tedavi önerilerinde medikal tedavimiz olan permetrin tedavisiyle birlikte genel önerilerimiz şunlardır. Hastalarımız eşyaların, çarşafların, kıyafetlerin yüksek derecede, 50 derecede en az 10 dakika yıkanması ve ütülenmesi, yıkanamayacak eşyaların da bir poşet torba içerisinde en az yedi gün bekletilmesi sayesinde bertaraf edilmektedir. Küpe, kolye, kemer gibi yıkanamayacak eşyalar bu poşet torba içerisinde bir hafta bekletilmeli. Onun dışında hastalarımızı. Haftada bir kontrolde görmemiz gerekiyor. Aktif lezyonları yani kaşıntı kabarık lezyonlarımızı ya da tünellerimizi görmediğimiz takdirde hastalığımız aktif değildir.” diye konuştu.
'EN TEHLİKELİSİ KURUTLU UYUZ'
İki çeşit uyuz paraziti olduğunu söyleyen Kurtipek, “Klasik ve kurutlu uyuzu olmak üzere ikiye ayrılıyor. Klasik uyuz vakalarımız. Bağışıklık sistemi normal kişilerde, bireylerde görülmekteyken kurutlu uyuz vakaları ise, ilaç kullanımı olan dediğimiz bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan ve düşkün hasta gruplarında görmekteyiz. Dolayısıyla kurutlu uyuzu vakaları nadir görülmesine rağmen çok tehlikeli, bu hastaların kabuklu lezyonlarındaki klasik uyuza göre görüntü klinik görüntüsü değişiklik göstermektedir. Özellikle koltuk altlarında, yüz bölgesinde kabarık ve hiperkeratozik dediğimiz kalın tabakalar bulundurmakta. Hem kepek hem de kabuklanmalar, bunların içerisinde milyonlarca atarı, milyonlarca paraziti bulundurabilir. Bu hastalarla ilgilenen sağlık personellerini bakım personellerini enfekte edebilir. Yani bir hasta kliniğe bu nedenle gelirse geldiğinde bütün bir klinik enfekte olabilir. O yüzden bu hastalarımızı tanıya bir an evvel koyup izole etmekte fayda var. Bunun dışında bebek hastalarımızın da tanıda birtakım gecikmelere neden olabilmekte ve gereksiz bazı tetkikler yapılabilmekte. O yüzden hastalarımızın da bir an evvel, dermatologlar tarafından tanı konulup, bütün ailenin tedavisi başlamalı önemli. Sadece hastalarımız değil, o hastalarla aynı aileyi paylaşan ya da yakın ilişkide bulunan yakın arkadaşları da tedavi olması gerekiyor.” dedi.
'PANDEMİDEN SONRA VAKALARDA ARTIŞ VAR'
Pandemi süresince başta evler olmak üzere kapalı alanlarda kalma süresinin artmasıyla beraber uyuz vakalarında da artış olduğunu ifade eden Kurtipek şöyle dedi: “Pandemiden sonra bizim de kliniğimizde gördüğümüz vaka sayılarımızda bir artış oldu. istatistik bir veri olarak şu an size sunamayız ancak bunun nedeni olarak da ilk üç ay evlerde kalınma süresinin artmasına bağlı buluyoruz. Kişiler iş yerlerine gidemediler. İşlerine evlerinde yapmak durumunda kaldılar. Bu da aile içerisinde birlikte geçirilen zamanı arttırdı. Dolayısıyla bir kişide olan enfeksiyon diğer kişilerin de riskini arttırdı. Deri yüzeyine temas yoluyla gelen akarlar yaklaşık 2-4 hafta hatta 3-6 hafta içinde klinikte görünmeye başlar.”
Duygu KARAKOÇ/KONYA,(DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |