Araştırmada ziyaret edilen hanelerin yüzde 85'inin yoksulluk sınırında olduğu, yüzde 48'inin ise açlık sınırında olduğu saptandı. Görüşülen hanelerdeki kadınların yüzde 48'inin göç ettiği, yüzde 46'ısının ise çocuk yaşta ve evliliğe zorlandığı, zorla evlenen kadınların yüzde 84'ünün ise akrabalarıyla evlendirildiği belirlendi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle merkezi Diyarbakır'da bulunan KAMER'in 23 ilde, yaptığı anket sonuçları açıklandı. KAMER tarafından 23 ilde 80 bin ev ziyaret edildi. KAMER Vakfı adına Nebahat Koç imzasıyla yapılan açıklamada, kadın cinayetlerinin yarattığı korku, güvensizlik ve endişe duygularıyla karşılaşıldığı dile getirildi. Katledilen kadınların acısının yaşandığı bir anda, yeni katliamların engellenmeye çalışıldığı belirtilen açıklamada şöyle denildi:
"Kadın cinayetlerinin yarattığı korku, güvensizlik ve endişe duygularıyla karşılıyoruz. Katledilen kadınların acısını yaşarken, hem yeni katliamları engellemek, hem de yaşamaya çalışanların zorluklarını görüp çözmeye çalışmak için tüm kadınların, erkeklerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin ortak mücadelesine ihtiyaç olduğu açıktır. Sorun toplumsal bir sorundur ve çözümü için acil işbirlikleri gerekmektedir. Özellikle göç almış, dezavantajlı mahallelerde yapılan hane ziyaretlerinde toplanan veriler, yıllardır süregelen geleneksel, ataerkil feodal sistem ve siyasi şiddet ortamının yanı sıra, ürkütücü boyutlara ulaşan yoksulluk ve işsizliğin de kadın ve çocuklar üzerinde yıkıcı etkiler bıraktığını ortaya koydu."
İNSANLARIN YÜZDE 85'İ FAKİRLİK, YÜZDE 48'İ AÇLIK SINIRINDA
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) '2009 Yoksulluk Çalışması' sonuçlarına göre, Türkiye genelinde yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan insan oranlarının sırasıyla yüzde 18 ve 0.84 olduğu belirtilen açıklamada şöyle devam edildi:
"Ziyaret edilen hanelerin yüzde 85'inin yoksulluk, yüzde 48'inin de açlık sınırında veya altında olduğu ortaya çıktı. Ziyaret edilen hanelerin yüzde 10'unun hiçbir geliri yokken, görüşülen kadınların yüzde 90'ının gelir getiren bir işinin olmadığı ifade edildi. Yine görüşülen kadınların yüzde 48'i mahallelerinin en büyük sorununu yoksulluk, mahalle kadınlarının ise en büyük ihtiyacının da iş olduğunu kaydedildi."
YÜZDE 46'SI ÇOCUK YAŞTA EVLİLİĞE ZORLANMIŞ
Bölgede hüküm süren siyasi gerginlik ve yoksulluğun, bir taraftan kadınların yaşadığı şiddeti artırdığı anlatılan araştırmada, kadına yönelik şiddetin, kadınların destek mekanizmalarına ulaşabilmesini engellediği savunuluyor. Göç, dilden kaynaklanan iletişimsizlik, düşük okur- yazarlık ve düşük okullaşma oranının, bölgedeki kadınların yaşadıkları ayrımcılık ve şiddetle mücadele edebilmelerini zorlaştırdığına yer verilen KAMER anketinde, şu görüşler dile getirildi:
"Görüşülen kadınların yüzde 48'i göç etmiş. Genellikle güvenlik, evlenme ve ekonomik sebepler nedeniyle gerçekleşen göç, kadınları kırsal alanlardan tanımadıkları şehir ortamlarına getirmiş, belki destek bulabilecekleri yakınlarından uzaklaştırmıştır. Bu kadınların şehre entegre olmalarını sağlayacak hiçbir politika öngörülmemiştir. Okur-yazar olmayan kadın oranı yüzde 40 iken, hiç okula gitme fırsatı bulamamış kadın oranı yüzde 52'yi buluyor. Kadınların yüzde 46'sı çocuk yaşta evliliğe zorlanmış, çocuk evliliklerinin yüzde 47'si 15 ve daha küçük yaşlarda yapılmış. Görüşülen kadınların sadece yüzde 30'u anlaşarak-severek evlendiklerini belirtmişler. İstemediği bir evliliğe zorlanan kadınların yüzde 84'ü akraba evliliği yapmış. Genel olarak bakıldığında akraba evliliği oranı da yüzde 35 civarında gerçekleşmiştir."
'KADINA ŞİDDETE KARŞI ORTAK MÜCADELE'
KAMER açıklamasında, artan kadın katliamlarının önlenmesi amacıyla acil tedbirlerin alınması da istendi. Kadınlara yönelik hak ihlallerinin önüne geçebilmek için 2006/17 sayılı 'Başbakanlık Genelgesi'nin acilen uygulanmaya konulması gerekliliğine işaret edilen açıklamanın son bölünde ise şöyle denildi:
"Tüm illerde kadına yönelik şiddete karşı ortak mücadele edebilecek koordinasyon kurulları oluşturulmasını, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü bünyesinde kadın kuruluşlarının çeşitli engellemeleri ve dirençleri bildirip çözebilecekleri kriz masaları oluşturulmasını talep etmekteyiz. Ülkemizi her biri birer insan hakları ihlali olan kadın katliamlarının ve kadına yönelik şiddetin utancından kurtarmak mümkündür. Yeter ki isteyelim."