En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim…
Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a çağrımdır…
Gelin, ihaleye çıkarılan PTT Lara Kampı’nı belediye olarak siz alın ve halka açın…
Lara falezlerinde yaptığınız başarılı plaj işletmeciliğine burayı da ekleyerek taçlandırın…
Devletten 5 kez talep ettiğiniz halde size verilmeyen Lara Bambus Plajı’nı boş verin, 6’ncı kez istediğiniz dilekçenizi de geri çekin…
Önünüze büyük bir fırsat gelmiş.
Bu PTT kampı ihalesini değerlendirin…
Şirketlerinizden birini sokun ihaleye alıp geçin…
İnanın halka en büyük hizmet bu...
Diğer plajlarda yapıyor musunuz bilmiyorum ama Muratpaşa’da ikamet edenlere yüzde 50, Antalya’nın diğer ilçelerinden gelenlere yüzde 25 indirim kartları verin.
Muratpaşa’da, Antalya’da oturanlar bu kentte yaşamanın ayrıcalığını bari plajlarda yaşasın…
Başkan Ümit Uysal’a yaptığım çağrı Antalya Büyükşehir Belediyesi için de geçerlidir…
Olur ya, bu ihale Muratpaşa’nın ekonomik olarak gücünü zorlayabilir. Gelin büyükşehir olarak o devasa bütçenizle ihaleye siz girin…
Konyaaltı’nda Alkoçlar’dan geri almayı beceremeyip hayalinizi gerçekleştiremediğiniz plaj işletmeciliğini bari burada hayata geçirin.
Büyükşehirin halka açık en büyük plaj işletmesini Lara’da yapın…
Olmadı bir çağrı da Kepez Belediyesi’ne yapayım…
Hadi sayın Hakan Tütüncü, girin Lara PTT Kampı ihalesine kazanın, sınırlarınızı sahile uzatın…
Akdeniz’e açılan bir pencereniz olsun…
Kepez halkına yüzde 50 indirim kartlı bir plajı çok görmeyin…
Kepez’de olmadık, ıvır zıvır projelere değil de, gerçek projelere yelken açın biraz…
Kepez halkını denizle buluşturun.
Var mısınız sayın başkanlar?..
Zaten geçmişte Antalya halkının olan Lara PTT Kampı alanını geri alma zamanı gelmedi mi?
Geleceği göremeyen bir vali ile bir tapu müdürünün işgüzarlığı yüzünden burasının 70 yıl önce Antalya halkından koparılıp PTT’ye iki imza ile bila ücret verildiği söyleniyor…
Böyleyse eğer, 70 yıl önce yapılan yanlışı düzeltelim.
Bakın, PTT Antalya’dan bedavaya aldığı denize sıfır 16 bin 830 metrekare araziyi şimdi babasının malı gibi satıyor.
Bu diğer devlet kamplarının da teker teker elden çıkarılacağının en önemli göstergesi…
Zaten devlet kurumlarına verilen kamp alanlarının çoğu perişan halde…
Çoğu da yapılarla sahili beton yığınına çevirmiş…
Bu kampların bazıları çoktan satılıp özel sektörün eline geçti bile…
Misal; Adalet Kampı’nı bir dönem Talha Görgülü’nün Kayı Grubu almıştı.
Gerçi ona da yar olmadı ama devletin bir kampı göz göre göre kamunun elinden gitti…
Bir ara Lara Sahili’nde Kara ve Hava Kuvvetleri'ne ait Karpuzkaldıran’ın kampı için halka açılıyor dendi.
Tepki görürüz diye direkt satacağız diyemediler o günlerde…
Satmanın ön koşulu önce halka açmaktı…
Biliyorsunuz Maliye, Lara Birlik, PTT, Köy Hizmetleri, DSİ, TRT, Endüstri Meslek Lisesi, Emniyet kampları Lara’da...
Kundu'da da Adalet Bakanlığı Tesisleri, şehir merkezinde Emniyet Polisevi, Öğretmenevi, Karayolları, DSİ'nin misafirhaneleri var.
Konyaaltı'nda yine Karayolları'nın, Sarısu'da Orman Müdürlüğü’nün tesisleri bulunuyor…
Manavgat'ta SGK, Jandarma, DSİ, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemeleri konuşlanmış vaziyette…
Alanya'da orman ve belediyenin, Gazipaşa'da ise orman müdürlüğünün kampları var.
Bunlardan bir bölümü kapandı, özelleştirildi, harabe halde…
Benim derdim, devletin elinde kıyılarda çocuklarımıza bırakılacak sahil parçacıkları kalsın…
Oysa devlet, günü kurtarmak için satıyor, savıyor…
Hiç olmazsa, devletin bir diğer parçası belediyeler bu yerleri sahiplensin…
Kasasında en çok parası olan ATSO gibi kurumlar ise yine 3 maymunu oynuyor.
Menderes Türel’in, ‘Gelin size vereyim’ dediği Konyaaltı Plajı’nda ATSO bu topa girmemiş, koskoca sahil Alkoçlar’a kaptırılmıştı…
Şimdi ATSO’ya, ‘Haydi gelin şu PTT Kampı için ihale girin’ desem yine havaya yazmış olurum.
Onlar Antalyalılar’ın aidat paralarını önce kendi, sonra da TOBB’un Ankara’daki kasalarına pompalamaya devam etsinler bakalım…
İnanın, PTT Kampı için istenen 60 milyon TL muhammen bedel ATSO için çerez parası…
Ama nerdeee…
Her kurum, kuruluş ATSO gibi değil tabi ki…
Misal; Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır Zeytinpark’ı talan edilmekten kurtardı.
Kötü mü etti?..
Gerçi orada da henüz vaad edilen proje hayata geçilemedi ama en azından zeytin ağaçları yerinde duruyor.
Antalya’nın oksijen deposu, nefesi oluyor…
Çağrıda bulunduğum veya bulunmadığım, durumdan vazife çıkarıp, ‘Bu işte ben varım’ diyen belediyeler, gelin bu işe bir el atın…
Gerekirse güçlerinizi birleştirin.
Bir konsorsiyum mu kuracaksınız, şirketlerinizle ele ele verin, Antalya’nın satılacak değerlerini alıp geleceğe, çocuklarımıza bırakın…
Hazır PTT kampı ihalesi bir eksiklikten dolayı iptal edilmişken iyi düşünün, taşının…
İhale yeniden açılır açılmaz, ‘Antalya için biz varız’ deyin…
Haydi…
NOT: Bir çağrım da bu konuyu TBMM’de gündeme getiren CHP’li vekil veya vekillere… Bu iş ‘Satamazsın, sattırmam’ demekle olmuyor artık... (Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp kendisini gibi rahmetli olan Turgut Özal’a söylemişti bir dönem...) O beklenti Nuh Nebi devrinde kaldı. Ya bugün… Tank Palet Fabrikası bile özelleştirilmiş. Telekom elden gitmiş… Seka, Tekel, Sümerbank’ın yerinde yeller esiyor. Antalya Limanı bile özelleştirilip işletme hakkı daha dün Katar’a satılmadı mı?.. Bu devirde kimse kimseyi dinlemiyor. Sen yapıcı bir öneri getir. Vekil olarak kurumları, belediyeleri örgütle, satın aldır o kampı… Şovu bırakın, olacak bir şeyler yapın…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|