Erdoğan, Türkiye için demokrasi alanında ne isteniyorsa bölge ülkeleri için de onları istediklerine vurgu yaparak, “Hiçbir yönetimin hukuksuzluktan hukuk icat etmek gibi bir lüksü yok, olmamalı” dedi. Erdoğan, olaylara ilişkin değerlendirmesinde hiçbir ülkenin iç işlerine karışmak gibi bir eğilim içinde olmadıklarının da altını çizdi.
Ortadoğu’da halk ayaklanmaları ve yaşanan iç çatışmalara değinerek Ulusa Sesleniş konuşmasına başlayan Başbakan Erdoğan, bölgede önemli gelişmelerin ve değişimlerin yaşandığı tarihi bir süreçten geçildiğini kaydetti. Tunus’ta başlayan, ardından Mısır’da devam eden ve diğer bölge ülkelerine sirayet eden olaylar bölgede büyük bir değişimin hayata geçtiğini gösterdiğini ifade eden Erdoğan “Bu dost ve kardeş ülkelerde yaşanan olayların ortak noktası halkın daha fazla özgürlük daha fazla adalet daha hakça bir paylaşım talepleridir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bu dost ve kardeş ülkelerde de halk iradesinin gösterdiği istikameti yegâne doğru istikamet olarak kabul ediyoruz. 'Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir' sözünü kendine şiar etmiş bir millet olarak bundan başka bir tavır ortaya koymamız zaten düşünülemez” diye konuştu.
-“HUKUKSUZLUKTAN HUKUK İCAT ETME LÜKSÜ YOK”-
Erdoğan geçmişte Türk milletinin de yaşanan her kritik dönemde demokrasiyi yeniden güçlendirme ülkesine ve geleceğine sahip çıkma iradesini en güçlü şekilde ortaya koyduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
“O nedenle Türkiye demokrasisiyle güçlü ekonomisiyle, dünya meseleleri hakkındaki barışçı ve aktif politikalarıyla ülkesine ve geleceğine sahip çıkma azmindeki bütün halklar için bir örnektir. Geleceğine umutla bakabilecekleri bir ülke inşa etmek üzere yola çıkan halkların ilham kaynağı Türkiye’dir. Bunu gururla ve mutlulukla ifade ediyorum. Biz hiçbir ülkenin iç işlerine karışmak gibi bir eğilim içinde olmadık, olmayız. Biz milletimiz için ne istiyorsak bütün dünya milletleri için de onu istiyoruz. Halkın iradesi diyorsak, hak ve özgürlükler diyorsak, eşitlik ve adalet diyorsak, ileri demokrasi diyorsak, bunu sadece kendi toplumumuz için değil bütün toplumlar için dile getiriyoruz. Huzur ve istikrarı sadece kendi ülkemiz için değil, bölgemizdeki ve dünyadaki tüm ülkeler için istiyoruz. Çünkü şu gerçeğin farkındayız; dünya artık eski dünya değil…Ülkeler arasında aşılmaz duvarlar yok, toplumlar arasında geçilmez uçurumlar yok. Eğer küresel barıştan söz edeceksek, bütün halkların, bütün toplumların, bütün yönetimlerin bu ideali sahiplenmesi lazım. Hiçbir yönetimin hukuksuzluktan hukuk icat etmek gibi bir lüksü yok, olmamalı. Bugün dünyanın çatışma noktalarına bakıldığında bu acı gerçek bütün çıplaklığıyla görülecektir. Bu bakımdan bölgemizde esen değişim rüzgârlarının, yaşanan bütün sıkıntı ve sancılarına rağmen inşallah hayırlı sonuçlar doğuracağına inanıyor, bunu temenni ediyoruz. Bütün dost ve kardeş ülkelerde demokratik işleyişin sağlanmasını, yönetimlerle halklar arasındaki çatışmaların giderilerek huzur ve istikrarın sağlanmasını diliyoruz. Bu noktada ülke olarak üstümüze düşecek her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğumuzu da her zeminde ifade ediyoruz.”
Libya’da yaşanan olayların ardından bölgedeki Türk vatandaşlarının tahliyesi için büyük bir gayret gösterildiğini, ilgili tüm bakanlıklar ve kurumlarla koordineli bir şekilde tahliyeleri gerçekleştirdiğini kaydeden Erdoğan, “Devletimiz ilgili bütün kurumlarıyla konunun takipçisidir, gereken her şey yapılmıştır, yapılmaktadır” dedi.
-2008'DEN SONRA EN YÜKSEK İHRACAT RAKAMI-
Erdoğan Türkiye’nin son yıllarda demokraside, ekonomide, sanayide, tarımda ve hayatın her alanında elde ettiği bütün kazanımların temelinde huzur ve istikrar ortamının olduğunu belirterek 2011 yılına ait ilk ekonomik verilere değindi. İhracatın Ocak ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 oranında arttığını kaydeden Erdoğan, “Sadece Ocak ayı ihracatı 9 milyar 655 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam 2008 yılından sonraki en yüksek ihracat rakamı. Ocak ayında Güneydoğu Anadolu Bölgemizden yapılan ihracat rekor bir seviyeye ulaşarak 500 milyon dolar oldu. Geçen yıla göre bu bölgemizden yapılan ihracatta yüzde 45’lik bir artış var. Bu da gösteriyor ki, Türkiye’nin kalkınma alanında, üretim alanında en sıkıntılı olduğu bölgelerimizde de bugün bir iyileşme, bir canlanma yaşanmaktadır” diye konuştu.
Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’ncü yıldönümü olan 2023’te hedefin Türk ekonomisinin dünyada ilk on ülke arasında yerini alması olduğunu hatırlatan Erdoğan artık uzun vadeli hedefler konulması gerektiğini, herkesin konumunun hakkını vermek ve hesabını iyi yapmak zorunda olduğunu söyledi.
-“MB’DAN 5.4 MİLYAR PEŞKEŞ ÇEKİLDİ”-
Türk ekonomisinin bugünlere büyük bedeller ödeyerek geldiğini de kaydeden Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
“Bugünün kazanımlarını sürekli hale getirmek, huzur ve istikrarımızın değerini bilmek mecburiyetindeyiz. Türkiye nerelerden bugünlere geldi, bunu unutmamalıyız. Bakınız bundan daha on yıl önce tarihinin en ağır krizini yaşıyordu bu ülke. Yaşanan siyasi çalkantılar, ekonominin adeta dibe vurmasına yol açmış, ülke iflasın eşiğine gelmişti. Bu kahırlı günleri hep birlikte yaşamadık mı? Ülkemizin içine düştüğü çaresizliğe hep birlikte üzülmedik mi? Siyasilerin sorumsuzca hal ve tavırları sebebiyle her şey tepetaklak gitmedi mi? Sadece birkaç gün içinde 675 bin lira olan dolar kuru 1 milyon 470 bin liraya ulaşmadı mı? 2001 krizi öncesinde yüzde 39’larda olan enflasyon, kriz sonrasında yüzde 68,5’a kadar yükseldi. Devlet iç borçlanma senedinin faiz oranı yüzde 36,2’den yüzde 100’e çıktı. Gecelik faiz oranları yüzde 7500’e kadar fırladı. Merkez Bankasının döviz rezervi 26,5 milyar dolardan 16 milyar dolara düştü. Devalüasyonun hemen öncesinde Merkez Bankası’ndan tam 5.4 milyar dolar düşük kurdan çekim yapıldı. Ne oldu o para, birilerine peşkeş çekildi. Fona devredilen bankaların millete maliyeti 46 milyar dolar oldu.Ülkemizin dünyadaki imajı, kredibilitesi, güvenilirliği hepimizin içini acıtacak bir haldeydi. İnsanımızın Türkiye’nin geleceğinden umudu kalmamıştı, gençlerimiz ülkelerini terk etmek istiyorlardı. Bugünün Türkiye’si şükürler olsun ki o günlerin Türkiye’sine hiç benzemiyor. Bugün yediden yetmişe her insanımızın umutları, hayalleri, gelecekten beklentileri var. O günlerde yurt dışına çıkan insanlarımız kimliklerini açıklamaktan adeta utanıyorlardı, bugün dünyanın her ülkesinde gururla dolaşıyorlar. Ekonomide rekor üstüne rekor kırılıyor, yaşanan büyük küresel krizden alnının akıyla çıkan, büyüyerek çıkan birkaç ülkeden biri Türkiye. İnşallah bir daha o karanlık günlere dönmeyeceğiz, huzur ve istikrarımızı koruyarak her geçen gün başardıklarımızın üstüne yeni başarılar koyacağız.”
-“ÜLKENİN GELECEĞİNİ KARANLIK ZİHİNLERE KURBAN ETMEYECEĞİZ”-
Başbakan Erdoğan konuşmasının devamında Sakarya'da yapılan açılışlar, Kırgızistan ve Suriye temasları hakkında da bilgiler verdi. Türkiye’nin bölgesinde büyük bir değişim yaşanırken, huzur ve istikrarıyla, işleyen demokrasisiyle, gerçekleştirdiği ekonomik atılımla çevresine ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Erdoğan konuşmasını “Ülke olarak doğru yolda ilerliyoruz ve bu gerçek yaşanan her gelişmeyle bir kere daha teyid ediliyor, aynı zamanda da doğrulanıyor. Birliğimizi ve beraberliğimizi her zamankinden daha sağlam tutarak, ülkemizin bu gelişme çizgisinden rahatsız olanların, huzur ve istikrarımıza gölge düşürmek isteyenlerin oyunlarını da bozacağız. Ülkemizin geleceğini istikrarsızlıktan medet uman karanlık zihinlere asla kurban vermeyeceğiz” sözleriyle tamamladı.