Tıp literatüründe çok ender görülen bu durumla karşı karşıya kalan Güney’in ilk ameliyatı İstanbul’da yapıldı. Ancak bu ameliyat kanserli hücrelerden tamamen kurtulmasını sağlayamadı.
Deniz Erdi Güney’in ses tellerine giden sinirlerin üzerinde küçük ama tehlikeli bir parça kalmıştı. Tekrar ameliyat olması gerekiyordu. Ameliyat sonrasında büyüyerek 1 santimetreye ulaşan bu parçayı almak için yapılması gereken ikinci ameliyat ise oldukça riskliydi. Çünkü Deniz sesini kaybedebilirdi.
Anne Ayşe Sezgin, oğlunu Memorial Antalya Hastanesi’ne getirerek, Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan’a başvurdu. Anne oğul Profesör Gürkan’ın kendilerine verdiği “Deniz sesini kaybetmeyecek” sözüne güvenerek ameliyatı kabul etti.
Radyoaktif maddeyle alınacak bölge belirlendi
Prof. Dr. Alihan Gürkan Deniz Güney’in ameliyatının, hem nodülün çok küçük olması hem konumu hem de daha önce opere edilmiş bir alanda bulunması nedeniyle zor bir operasyon olduğunu söyledi. Tümörün ses tellerine giden sinirlerin üzerinde olduğunu ve hastanın sesini kaybetmemesi için ses tellerini lokalize eden özel bir tüp kullandıklarını ifade eden Prof. Dr. Gürkan, “Ameliyat edilecek alan çok küçüktü. İlk ameliyat sonrası dokuların yeri değişmiş ve kalan nodül kitlenin yerini doğru tespit edilmesini zorlaştırmıştı. Bu sorunu, ROLL yöntemiyle, yani nodülün yerini radyoaktif maddeyle işaretleyerek çözdük. Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi’nden Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Akın Yıldız, radyoaktif maddeyi hazırladı ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Saim Yılmaz da ultrason rehberliğinde iğneyle girerek radyoaktif madde ile nodülü işaretledi. Biz de özel radyoaktif detektörle ameliyat esnasında bu kitlenin yerini çok çabuk bir şekilde tespit ederek, kitleyi ve boyundaki lenf bezlerini çıkardık. Boyun diseksiyonu adı verilen işlemle, boynun o tarafında bulunan risk taşıyan tüm lenfleri temizledik. Temizlememiz doğru bir müdahaleydi çünkü öncesinde herhangi bir bulgu olmasa da, ameliyat sonrasında patoloji sonucu çıkardığımız lenf bezlerinin kanser olduğunu gösteriyordu” dedi.
Yeni bir başlangıç…
Deniz Erdi Güney, genellikle sadece takip gerektiren bir nodül büyüklüğünün kendisinde bu kadar ciddi bir sağlık sorununa yol açması karşısında şaşkınlığını şöyle ifade etti: “Hastalığımı öğrendiğimden bu yana boğazımda çok küçük olduğu için net görülemeyen bir şeyin varlığı nedeniyle korku yaşadım. Sesimi kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldım. Antalya’da Prof. Dr. Alihan Gürkan ise bana sesimi kaybetmeden kanserden kurtulabileceğimi söyledi. Bana yeni bir başlangıç için şans veren tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Antalya’da ileri teknik ve deneyimli hekimler bir arada
Hemşire olan, anne Ayşe Sezgin ise Antalya’da kanser tedavisinde en ileri tekniklerin ve bunu uygulayabilecek nitelik ve deneyimde olan doktorların bir arada olduğu bir merkezi bulmalarının büyük şans olduğunu dile getirerek, “Tiroid nodülü ne büyüklükte olursa olsun, ihmal edilmemeli ve mutlaka yakından takip ettirilmeli” uyarısında bulundu.