Her seyahatin pasaportsuz dolaşan mikroorganizmalar nedeniyle kişiyi enfeksiyonlara açık hale getirdiğini belirten Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Yiyecek alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte buna bir de enfeksiyon eklenirse şoka kadar gidebilecek tabloları da ortaya çıkarır" dedi.
'Laboratuvardan Kliniğe Enfeksiyonlar' ana temasıyla gerçekleştirilen 4'üncü Türkiye EKMUD Platformu Antalya'da toplandı. EKMUD Başkanı Prof. Dr. Leblebicioğlu, çarşamba günü başlayan ve yarın sona erecek platformda tartışılan konulardan birinin de seyahat enfeksiyonları olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Yıllardır insanlar pasaportla dolaşıyor ama mikroorganizmaların pasaporta ihtiyacı yok" dedi. Akla gelebilecek her türlü vasıtayla mikroorganizmaların ülkeden ülkeye rahatlıkla taşınabildiğini ifade eden Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Yıllar önce görülen grip salgınlarınından yakın dönemde gördüğümüz SARS, domuz gribi, kuş gribi salgınları seyahatle ilişkili olarak ülken ülkeye yayıldı" diye konuştu.
ŞOKA KADAR GİDEN TABLO
Seyahatlerin her zaman böyle büyük salgınları ortaya çıkarmadığını, küçük ama çoğu zaman farkında olunmayan başka enfeksiyonları da ortaya çıkardığına dikkat çeken Prof. Dr. Leblebicioğlu, şunları söyledi:
"Bu enfeksiyonlar arasında ilk sırayı ishaller alır. İshal özellikle kişilerin uygun olmayan koşullarda besin tüketmesi, temiz olmayan meyveleri yemesi, iyi pişmemiş gıdaları alması nedeniyle ortaya çıkar. Bu durum ishal, karın ağrısı gibi belirtilerle atlatılabilir. Fakat yiyecek alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte buna bir de enfeksiyon eklenirse şoka kadar gidebilecek tabloları da ortaya çıkarır."
SUYU DEZENFEKTE EDİN
Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, bütün yıl hayalleri kurulan bir tatilin zehir olmaması için dikkat edilmesi gerekenlerin başında temiz olduğuna inanılan yiyeceklerin tüketilmesinin geldiğini söyledi. Seyahat sırasında hayvanlarla temastan kaçınılması, nehir ve göllerde yüzülmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Hepsinden de önemlisi temiz su. Su tüketiminde şişe sularını kullanmak önemli. Gidilen her yerde bu olmayabilir. Bunun için eczanelerde kolaylıkla bulunabilecek klor tabletleri var. Önerilere göre sulara koyduğumuzda suyu da dezenfekte edebiliriz" şeklinde önerilerde bulundu.
ÜLKEYE GİRİŞTE AŞI
Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, yurt dışı seyahatler öncesi danışma merkezlerine uğranılarak ülkeye girişte aşı önlemi olup olmadığının da kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Fakat burada önemli noktanın süre olduğunun altını çizen Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Bir çok ülkeyle vizelerin kaldırılması seyahat planlarının süresini de kısalttı. Fakat bir aşının etkili olabilmesi açısından belli bir süre geçmesi yazım. Bu nedenle en az üç hafta öncesinden aşı olunması gerekiyor" diye konuştu. Bu noktada 'Bana bir şey olmaz' şeklinde bir yaklaşımın kabul edilemeyeceğini kaydeden Prof. Dr. Leblebicioğlu, sonuçta geri dönülmesi zor komplikasyonların baş gösterebileceğini kaydetti.
AÇIK BÜFE ZEHİR OLABİLİR
Yeni yerler keşfetme arzusuyla çıkılan tatiller için bu önerilerde bulunan Prof. Dr. Leblebicioğlu, 5 yıldızlı bir otelde açık büfe eşliğinde planlanan tatillerde enfeksiyon riskinin bulunduğuna dikkat çekti. Açık büfeler de her ne kadar yemek servis araçlarıyla önlem alınmış olsa da ellerin bir şekilde yiyeceklerle temas ettiğini belirten Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Eller temiz değilse enfeksiyon bulaşabilir. Ayrıca yoğun sirkülasyon varsa, çalışanlar ellerini yıkamıyorsa da aynı durumdan bahsedebiliriz. Ayrıca yiyeceklerin uzun süre açık durması mikroorganizmalar açısından uygun koşulları yaratıyor" diye konuştu.
SURİYELİ MÜLTECİLER
EKMUD Başkanı Prof. Dr. Leblebicioğlu, enfeksiyon hastalıklarının kendine yayılma ortamı bulduğu en uygun koşullardan birinin de göç olduğunu kaydetti. Türkiye'nin bugün Suriye'den gelen yoğun bir göç dalgasıyla karşı karşıya olduğunu ve sınır bölgesinde mülteci kamplarının kurulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Leblebicioğlu, şöyle konuştu:
"Bir yandan onlara da temiz su, barınma, yıkanma olanaklarını sağlamanız lazım. Bu kolay bir şey değil. Fakat O tür topluluklarda ishal, kızamık problem olarak ortaya çıkabilir. Bizim hiç görmediğimiz hastalıklar da göçmen kamplarından Türkiye'ye gelebilir. Bu risk nedeniyle özellikle o kamplarda kalan insanların belli bir kontrolden geçtikten sonra başka merkezlere taşınmaları lazım. Bir anda kontrolsüz olarak dağılmaları farklı bilemediğimiz farklı hastalıklara neden olabilir."
Emre BAYLAN/ ANTALYA, (DHA)