Yine bana, ‘Ne olacak bu CHP’nin halleri?’ dedirten…
Yine bana, ‘CHP bu il başkanı ile mi seçimlere gidecek?’ diye düşündürten bir gün yaşandı dün…
Kimilerine göre, Fettah Tamince CHP’yi Büyükşehir Meclisi’nde orta yerinden böldü, kimilerine göre CHP’li başkanları birbirine kenetledi, aynı görüşte birleştirdi.
Her ne olursa olsun, meclisi benim gibi tarafsız gözle izleyenler şunu gördü; CHP grubunda birilerinin gönülleri kırıldı, uzlaşma kültürü hayata geçirilemedi, diğer partilere karşı birlik beraberlik görüntüsü verilemedi.
Geçtiğimiz belediye meclisinde bu konuda grup kararı alarak meclisi gerim gerim geren CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz grubunu bu kez de kaosa sürükledi.
Meclis öncesi sıkı bir istişare yapıp tüm dikkatlerin üzerinde olduğu bir madde üzerinde belediye başkanlarını uzlaştıramadı.
CHP’li belediye başkanlarına yine bir CHP’li başkanı olan Ümit Uysal’ı dövüyor görüntüsü yaratıldıysa, işte bu CHP İl Başkanı Nuri Cengiz’in eseridir.
Aslında belediye başkanları, ‘Bardağın yarısı boş’, ‘Hayır, bardağın yarısı dolu’ polemiğine girerek sonuçta aynı şeyi savundu ama ayrı telden çalıyorlarmış gibi bir izlenim doğdu.
Erdoğan için, "Yaptıklarımı takip ediyor, bana destek oluyor, Türkiye aşığı bir adam Tayyip Bey. Tanıdığım ilk günden beri haftanın 3-4 günü onu rüyamda görüyorum" dediği Tamince’ye Ak Parti’nin oy kullanmayarak destek vermediği, bir grup olarak hareket ettiği görülürken, CHP’nin görüntüsü beni şaşırtmadı.
Peki ne oldu dün?..
Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi, dünkü oturumunda, Lara’da Fettah Tamince’ye ait araziye rant kazandıran bir önceki kararını iptal etmek yerine, üzerindeki plan notlarıyla birlikte planı Muratpaşa Belediyesi’ne geldiği gibi iade etti.
Bu meclisi, CHP Genel Merkezi de yakından izliyordu.
Çünkü, Tamince’nin arazi üzerindeki 7 katlı mevcut binayı yıkıp yerine 9 katlı rezidans dikeceği haberleri taa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar gitmişti.
Kılıçdaroğlu’nun hedefinde 5’li çeteden sonra Tamince ismi olduğunu bilenler bu kez CHP’nin Antalya’da nasıl bir tavır alacağını merak ediyordu.
Toplumun ranta olan tepkisi, tek başına bu meseleyi ateşten bir top haline getirmeye yetmişti ama mesele bu açıdan da, yani siyaseten de çok hassastı.
Dün, Muratpaşa’ya iade oylamasının ardından CHP’de bu karara ‘Evet’ diyenler ile ‘Hayır’ diyen taraflarla konuştum.
Mesele o kadar karıştı ki, onları dinleyince bir an Nasreddin Hoca’nın durumuna düştüğümü fark ettim.
Önce o fıkrayı hatırlatayım, sonra kafa karıştıran meseleyi aklımın erdiğince anlatmaya çalışayım.
Kadılık yaptığı sırada Nasreddin Hoca’ya bir adam gelip başından geçen bir olayı anlatmış.
Giderken sormuş:
‘Haklı değil miyim Hocam ?’
‘Haklısın’ demiş Hoca.
Biraz sonra başka biri gelmiş, aynı olayı kendi yorumuna göre anlatmış.
Sonra sormuş:
‘Haklı değil miyim Hocam ?’
Ona da :
‘Haklısın’ demiş Hoca.
Adam gittikten sonra karısı içeriden seslenmiş :
‘Efendi, ikisine de haklısın dedin, birisi haksız olmalı değil mi ?’ dediğinde;
‘Sen de haklısın Hanım’ demiş Hoca.
Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, Tamince’ye rantın kapısını aralayan plan notunu iptal ettirmek isteyen Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal mı haklı, yoksa o maddeyi Muratpaşa’ya geldiği gibi iade etme kararı alanlar mı diye sorsalar cevabım şu olur:
“Herkes haklı”
Her iki tarafta da şu kararlılığı gördüğümü söyleyebilirim;
Fettah Tamince’ye buradan ekmek yok.
En azından, bu belediye başkanları ve meclis üyeleri döneminde bu arazi ile ilgili rant kapısı açılmamak üzere kapandı…
İşin özeti bu…
Gerisi faso, fiso…
Ama bir iddia çok konuşulduğu için yazmam lazım.
O da şu;
Bu karar alınmadan önce Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in genel merkezi arayıp birilerini bilgilendirdiği, o maddeyi Muratpaşa’ya geldiği gibi iade edeceklerini söylediği iddiası…
Genel merkezdeki o yetkilinin de bu görüşmeden sonra bazı belediye başkanlarını arayarak, Böcek’in söylediği doğrultuda bir karar çıkmasını istediği…
Evet, bu iddia siyasi kulislerde gün boyu konuşuldu.
Bu iddiayı konunun taraflarından birine sordum.
‘Genel merkezden arandınız mı?’ dedim.
Şunu söyledi:
“Genel merkezden aranmadık. Kimse bize bir şey söylemedi. Birinin bir şey söylemesine gerek yok, çünkü bizler kafası çalışan adamlarız...”
Bu cevap da beni tatmin etmedi, meclis toplantısının bant yayınını baştan sonra izledim…
Başkanların mimiklerine, beden dillerine, kelimeleri seçerken gösterdikleri titizliğe, birbirlerine karşı kırıcı olmama çabalarına şahit oldum.
İddia edildiği gibi, bu olaydan parti içi bir siyasi rant devşirme, birilerini zora sokma çabası görmedim.
Ama meclis toplantısını izlerken bir şey daha gördüm ve üzüldüm.
O da, bazı meclis üyelerinin karar alırken, neye ‘Evet’ veya ‘Hayır’ dediklerinin farkında olmadıklarını…
Misal:
İyi Parti’den Ertürk Yazar...
Bakın, Fettah Tamince’ye rant kapısını açan kendisinin de oy verdiği bir önceki meclis toplantısından bahsederken ne diyor :
“Konu meclise geldi ve ne hikmetse herkesin oy birliği ile geçti. Ondan sonra herkes ‘Biz ne yaptık?’ dedi. Başkanlarımın dediği gibi yeteri kadar bilgi sahibi değildik.”
Bu itiraf da gösteriyor ki, yeteri bilgi sahibi olmadan, bugüne kadar kim bilir kaç madde bu meclisten ‘Evet’ denilerek geçti.
Veya, yeteri bilgi sahibi olmadan kaç haklı talep, ‘Hayır’ denilerek engellendi.
Sayın Yazar, bugüne kadar, ‘Biz ne yaptık?’ dediğiniz kaç karara onay verdiniz?..
Peki, ya Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in ağzından dökülen şu cümleye ne demeli:
“İşin hassasiyetini Antalya kamuoyuna düştükten sonra fark ettik.”
Öyle mi?..
Biz gazeteciler yazmasak, kamuoyu oluşmasa, konu Kılıçdaroğlu’na intikal etmese o rantın varlığını fark etmeyecek miydiniz?..
Gelelim sadede…
Muratpaşa Belediyesi’nin önünde şimdi birkaç seçenek var…
Birincisi; bu parselle ilgili rant kapısını kapatan plan notlarının olmadığı yeni bir binlik plan yaparak, kendi meclisinden geçirmek ve onay için büyükşehire getirmek.
İkincisi; büyükşehirin iade ettiği maddeyi kendi meclisinden aynen geçirip yeniden büyükşehire götürmek.
Üçüncüsü; seçim sathına girdiğimiz şu günlerde yeni bir siyasi polemiğe yol açmamak için konuyu bir süreliğine buzdolabına kaldırmak.
Ben üçüncü maddenin ağırlık kazandığını düşünüyorum.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|