Türkiye Girişimci ve İş Dünyası Konfederasyonları Federasyonu’nun (TÜRKONFED), Antalya IC Gren Palace Hotel’de düzenlenen toplantısına TÜRKONFED Başkanı Erdem Çenesiz, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile birlikte çok sayıda işadamları derneklerinin başkan ve yöneticileri katıldı.
TÜSİAD’ın seçimlerden önce kısa, orta ve uzun vadedeki beklentilerini anlatan Başkan Ümit Boyner, derneğin tartışılan yeni Anayasa raporuyla ilgili, "Daha demokratik, Avrupa Birliği üyeliğine daha yakınlaşmış sürdürülebilir büyüme ve kalkınmayı yakalamış, üretkenlik düzeyi artmış bir Türkiye için görüş ve önerilerimizi ortaya koymaya çalışan bir rapor hazırladık" dedi.
'ÜÇ ANA REFORM'
Demokratikleşme yaklaşımlarında üç ana reform üzerinde durduklarını kaydeden Boyner, şöyle konuştu:
"Yeni anayasa, siyasi partiler ve seçim kanunlarının daha katılımcı ve demokratik hale gelmesini diliyoruz. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu, kontrol ve denge mekanizmalarının işlediği çoğunluk bir parlamenter demokrasinin tüm kurul ve kuralları ile hayata geçmesinin, Türkiye’nin yeni vizyonu olması gerektiğine inanıyoruz. AB insan hakları sözleşmesine uygun bir temel hak ve özgürlükler rejiminin kurulmasının, yargı bağımsızlığının korunduğu, devletin tüm eylem ve işlemlerinin yargısal denetimlere tabi olduğu, dokunulmazlık ve ayrıcalıklara yer vermeyen bir anayasal çerçevenin önemli olduğuna inanıyoruz ki ekonomik refah, ancak demokratik bir toplumda sürdürülebilir."
BEKLENTİLER FARKLI
TÜSİAD olarak yeni anayasa konusunda bir tartışma platformuna aracılık ettiklerini kaydeden Ümit Boyner, 1982 Anayasası'nın toplumun beklentilerini karşılamadığı yönünde neredeyse herkesin hemfikir olduğuna dikkati çekti. Toplumda yeni bir anayasa ihtiyacı olduğu konusunda da mutabakatın mevcut olduğunu belirten Boyner sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkesin yeni kavramından beklentilerinin farklı olacağı aşikar. Bu sürecin en katılımcı şekilde geçirilmesine katkı amacıyla 11 yuvarlak masa toplantıları ile farklı görüşlerden çeşitli akademisyen ve kanaat önderleri bir araya getirildi. Burada amaç yeni bir anayasa metni hazırlamak değildi. Amaç yeni anayasanın hangi temel ilke, odak ve yöntemleri benimsemesi gerektiğine ilişkin yürütülen çalışmalarda ortaya çıkan sonuçları kamuoyu ile paylaşmak ve bir tartışma ortamı yaratmaktı. Elbette her konuda tam bir mutabakat sağlamak mümkün olmayabilir. Zaten önemli olan her fikrin özgürce tartışılabilir noktada ifade edilmesi, her fikrin en azından tartışma sürecine dahil edilmesidir. 2 aydan kısa bir zaman sonra seçimlere gidiyoruz. Mevcut seçim sistemi ve seçim barajı ile meclisin seçmen iradesi ve temsiliyeti konusunda tam bir yansıtma oluşturmayacağı hepimizin üzerinde durduğumuz bir konu. Seçim sistemi ve siyasi partiler kanunu, seçme ile vekili arasındaki ilişki zemininden çok, parti başkanı ve vekil arasındaki bağı güçlendiren yapı ortaya çıkartıyor. Kim kimi seçiyor, kim kimi seçtiğini zannediyor ve dolayısıyla kim kimi temsil ediyor?"
'SEÇİMDEN ÖNCE MUTLAKA'
Seçimlerden sonra oluşacak yeni meclisin yeni bir anayasa hazırlayacağı yönünde de önemli bir beklenti olduğunu kaydeden Boyner, şunları söyledi:
"Biz seçimlerden sonra önümüze getirilecek anayasa metnine mümkün olduğunca toplumun geniş kesimlerinin zamanında katkı sağlaması gerektiğine inanıyoruz. İşte bu noktadan hareketle başta siyasi partilerin, diğer sivil toplum örgütlerinin ve ilgili diğer kesimlerin, yeni anayasanın çerçevesi konusundaki görüşlerini mutlaka seçimlerden önce ortaya koyması gerektiğini düşünüyoruz. Bir genel seçime giderken, oy verecek olan vatandaşların en doğal hakkı seçim sonrası hazırlanması muhtemel ve bir ülkenin en temel toplumsal sözleşmesine ilişkin olarak siyasi partilerin görüş ve önerilerini bilmektir. Umuyorum sağlıklı bir oramda tartışılabilen mümkün olan en geniş mutabakatın sağlandığı toplumsal bir sözleşmeyi en yakın zamanda hayata geçirebiliriz."
AB ÜYELİK SÜRECİ
AB üyelik sürecinin önemine de işaret eden Ümit Boyner, tüm siyasi partilerin AB üyelik sürecinde ekonomik, toplumsal ve siyasal yönden açılış kriterlerinin yerine getirilmesi için somut bir plan ve takvim oluşturulmasını istedi. TÜSİAD Başkanı Boyner, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kıbrıs sorununun AB müzakereleri önünde bir engel olmaktan çıkarılması, somut bir katılım tarihi tespit edilmesi için çalışılması, Türkiye'nin AB üyeliği fikrine gerek Avrupa, gerek Türk kamuoylarının iletişim çalışmalarıyla hazırlanmalarında yarar görmekteyiz. Unutmayalım AB standartlarına ulaşabilmek Türkiye'deki her bir vatandaşımızın daha huzurlu olması için, hepimiz için gereklidir."
İŞ DÜNYASININ SEÇİM ÖNCESİ BEKLENTİLERİ
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, seçim öncesinde ekonomiye ilişkin kısa, orta ve uzun vadedeki beklentilerini de açıkladı. Türkiye’nin krizden çıkışta, büyümede ve kendine yeni ticaret- yatırım pazarları açmasında neredeyse gıpta edilen bir ülke haline geldiğini belirten Ümit Boyner, "Makro ekonomide ciddi başarılar sağladık. Yeni dönemde ise rekabet ettiğimiz diğer büyüyen pazarlara da bakarak, Türkiye’nin yapısal olarak daha rekabetçi, verimlilik tabanlı ve yeni istihdam yaratan bir ekonomi haline gelmesine odaklanmamız gerekiyor" dedi.
EKONOMİDE MAKRO VE MİKRO ÖNCELİKLER
Ekonomide makro düzeyde yapılması gerekenleri anlatan Boyner, bu öncelikleri şöyle sıraladı:
"Bağımsız bir Merkez Bankası anlayışının derinleştirilmesi, faiz dışı kamu harcamalarının düşürülmesi ve kamu harcamalarının faktör belirginliğini artıran üst ve altyapı harcamaları bağlamında önceliklendirilmesi, vergi mevzuatının özlü, kısa, anlaşılabilir bir reforma tabi tutulması ve dolaylı vergi gelirlerinin nispik olarak azaltılması, G20 oluşumunda Türkiye’nin hak ettiği bir konumun elde edilmesi."
Türkiye’nin rekabetçiliğini artırması için mikro düzeyde de reformlara acilen ihtiyacı olduğunu kaydeden Ümit Boyner, şöyle devam etti:
"Devlet yardımları tüm sektörleri ele alabilecek şekilde, yüksek katma değer oranlarını yakalamamızda destek olacak şekilde düzenlenmeli. Vergi tabanının genişletilmesi kapsamında da kayıtdışı ekonomi faaliyetlerini kayıt altına alınmasını özendirecek ve kayıtlı kesimi mağdur etmeyecek düzenlemeler hayata geçirilmeli. KOBİ desteklerinin daha verimli kılınmasını sağlayacak sağlıklı bir KOBİ envanteri oluşturulmalı. Sanayinin rekabet gücünün artırılması için devlet teşvikleri, gelir dağılımı ve bölgesel farklılıklarının giderilmesi ve teknolojik altyapının güçlendirilmesine yönelik olarak geçici ve sonucu ölçülebilir mahiyette uygulanmalı. Tüm bölgelerimizin potansiyellerinin iş ve yatırım yapma olanakları açısından en üst seviyede ortaya çıkarılmasına yönelik bir bölgesel kalkınma stratejisi benimsenmeli. Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bölgesel strateji sanayi stratejisi ile uyumlu olmalı. Kalkınma ajansları güçlendirilmeli ve yerel sivil toplum örgütleri ile daha etkili bir işbirliği ortamı sağlanmalı. Enerji sektöründe liberalleşme, güzergah ve kaynak teşviki sağlanmalı. Zorunlu eğitim süresi AB ortalamasına çıkartılmalı. Kadınların işgücüne katılımı ve istihdamın artırılması için bütünlüklü bir politika yapılmalı. Çocuk bakımını sadece kadın sorumluluğundan çıkaran anlayış benimsenmeli. Bakım hizmetleri kurumsallaştırılıp yaygınlaştırılmalı."
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE
İklim değişikliği ile ilgili mücadele konusuna da değinen Ümit Boyner, iklim değişikliğinin sadece çevre politikalarını ilgilendiren bir konu olmadığını söyledi. İklim değişikliği ile mücadele politikasının enerji, ulaştırma, sanayileşme, yatırım alanları, dış ticaret, yerel yönetimler, sağlık, bölgesel kalkınma ve tüketici hakları gibi çok çeşitli alanları ilgilendirdiğini dile getiren Ümit Boyner, sözlerini şöyle tamamladı:
"Önlem alınmadığı takdirde 2050 yılına kadar iklim değişikliğine ilişkin hiçbir şey yapmamanın nedeninin dünyanın 4 ila 6 derece daha ısınmasını ve bu doğrultuda küresel ekonominin kuraklık, ormansızlaşma, çölleşme, susuzluk, tayfun ve sel gibi doğal felaketlerin artması gibi faktörlere bağlı olarak yıllık ortalama yüzde 5 küçülmesi olacağı artık kabul görmüş bir öngörü haline gelmiştir. Biz bu öngörü içinde tüm çalışmalarımızı geliştiriyoruz ve bu ay sonunda da iklim değişikliği başlıklı toplantımızı İstanbul’da gerçekleştireceğiz."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |