Basın özgürlüğüne ve gazetecilere yönelik tehditlerin her geçen gün giderek arttığına dikkat çeken TGC'den uyarı yapıldı. TGC, yaptığı yazılı açıklamada gazetecilere yönelik tehditlerin günlük sıradan bir olay gibi kabul edilmeye başlandığını ve hükümetin de bu tehditleri ortadan kaldıracak adımları atmadığına dikkat çekti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayınladığı uyarı şöyle:
"Türkiye Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün basın özgürlüğü sıralamasında 138. sırada yer alıyor. Demokrasi ve çağdaş değerler açısından bu tabloyu endişe verici buluyoruz. Bu tehditlerin kaynağının ortaya çıkarılamaması, hükümetin durumdan rahatsızlık duymadığı izlenimi vermekte, basın özgürlüğüne ve gazetecilere yönelik tehditlere seyirci kalındığını düşündürmektedir.
2011 yılında Hrant Dink hakkında yazdığı kitap nedeniyle gazeteci Adem Yavuz Arslan ölümle tehdit edildi. Mehmet Metiner’e yönelik bir suikast girişimi ortaya çıkarıldı. Nedim Şener’e yönelik tehditler ise ‘şimdi sıra sende’ ekseninde sistematik olarak devam ediyor. Bu arada bazı köşe yazarlarının da kimin tutuklanacağına dair yaptığı tahminler ve hedef gösterme çabaları basın tarihinin karanlık örnekleri arasında yer alıyor."
Basın İş Kanunu’na tabi olmadan güvencesiz, sendikasız, düşük ücretle, aşırı stres altında çalıştırılan gazeteciler halkı gerçeklerden haberdar etme görevini yerine getirmeye çalışırken, "İşsizlik, tutuklanma, dava açılması gibi ağır sorunların yanı sıra yaşama haklarına yönelik tehditleri de" göğüslemek zorunda kaldığını hatırlatan TGC'nin açıklaması şöyle devam etti:
"Gazeteci cinayetlerinde gerçeğin üstü kamuoyu ile paylaşılmadan örtülüyor, davalar zaman aşımına uğratılıyor. Gazeteci Hrant Dink davası bunun en somut örneklerinden birisini oluşturuyor. Türkiye’de demokrasinin gereklerine uyulmak isteniyorsa halkın doğru ve yansız haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne sahip çıkılması gerekiyor. Bu anlayışla, hükümetten gazetecilere yönelik tehditleri ortadan kaldıracak acil adımlar atmasını bekliyoruz.