Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü kutlanan özel bir gün. Roma Katolik Kilisesi'nde din adamı Valentine adına yapılan bir bayram. St. Valentine's Day denilen "Aziz Valentin Günü"nü sevgililer birbirlerine hediye vererek kutluyor.
Mevlâna, sevginin, sevgilinin, aşkın ne olduğunu anlatırken şöyle sesleniyor:
"Ey gönül! Aşkın belli bir cismi yok ki kişilerde arayasın. Aşkın haritası yok ki define avcılarına başvurasın. Aşk aramayla bulunur değil ki siparişini yapasın."
Ve hükmünü veriyor:
"Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Aşk, adayıştır arayış değil."
Son cümlede öğüt veriyor:
"Sen adanmışsan ve bu uğurda yanmışsan; aşk, zaten gelir seni bulur..."
Kendini ona adayacaksın, sevgisiyle tutuşacaksın, benliğinde, özünde yaşayacaksın. Senin olan sana gelir.
SEVGİLİLER GÜNÜ DEDİĞİN NEDİR?
Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı.
Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu. Hâkim tok sesiyle, yaşlı kadına seslendi:
“Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?”
Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra kısılmış sesiyle konuştu:
“Bu adam 50 yıldır bezdirdi beni hayattan…”
Sonra uzun süre sessizlik oldu. Yaşlı kadının gözleri doldu, yutkunarak devam etti:
“Bizim bir sedef çiçeğimiz vardı. Çok severdim. 50 yıl önce, bana verdiği çiçekler arasından bir yaprağını kopardım öyle tohumladım, sonra büyüttüm. Çocuğumuz olmadı, çiçekleri yavrum bildim. Bir süre sonra sedef çiçeği kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu dedim. 50 yıl oldu, bu adam bir gece kalkıp bir kerecik bu çiçeği sulayayım demedi. Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbir şey görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.”
Yaşlı adam bastona dayanarak zor yürüdü kürsüye. O ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığı içinde konuştu:
“Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. Eşimi orada tanıdım. Sedefleri de. Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. Bir gün boyun ağrısı nedeniyle, eşimi doktora götürdüm. Doktor, çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi. Eşim, doktorun önerisini dinlemedi. Benim de sözüm geçmedi. O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya başladı. Aklıma bir fikir geldi. “Gece çiçek sularsan hastalığın geçer”, dedim. Her gece onu uyandırdım, onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki… Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hâkim bey.”
Bazen her şey bizim bildiğimiz gibi değildir.
Sevgili olmak böyle bir şeydir. Yılda bir gün hatırlanan ve sözde kutlanan sevgililer günü, semboliktir. Ne mutlu 50 yıl birbirini seven gerçek sevgililere.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() Koç ![]() 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |