Deprem felaketinden korunmanın tek yolunun, yerleşim alanlarını ve şehirleri jeolojik olarak güvenli zeminler üzerine kurmak ve binaları da zemin çalışmaları ile elde edilecek olan parametrelere uygun olarak inşa etmek olduğunu belirten Semanur Kurt’un açıklaması şöyle:
ANTALYA 2. DERECE DEPREM BÖLGESİ
“Depremlerdeki maddi kayıpların büyük bir bölümünün yanlış yer seçimi ve kötü yapılaşma gerçeği olduğu apaçıktır. Depremler sonrası yapılan akademik tartışmalar depremlerin yerinin ve zamanının önceden bilinmesinin çok zor hatta imkansız olduğunu ortaya koymuştur.
Antalya’da yapılmış olan binalarda 1975 yılına kadar deprem hesabı yapılmamıştır. 1985’e kadar deprem kısmen dikkate alınmış, 1996 yılına kadar 4’üncü derece 1996’dan sonra da 2’nci derece deprem bölgesi olarak statik hesaplar yapılmıştır. Gölcük depreminden sonra çıkarılan yönetmelikler ile depreme karşı alınması gerekenler uygulanmaya konmuştur. Depremle ilgili parametreler de bu yönetmeliklerde verilmiştir. Zeminlerin tüm mühendislik değerleri kesin olarak belirlenebilir. Gölcük depreminden sonra 31 Ocak 2000 tarih ve 2023 sayılı genelgesinde; imar planına esas jeoloji raporu hazırlanana kadar inşaatlar durdurulmuştu.
Kentimizin 2002’de 3.500 hektar olan imar alanının 2.500 hektarını kapsayan kısmının raporu hazırlanmıştır. Bu rapor çok tartışılmış eksikleri ortaya konmuştur. Örneğin; bu raporda “Falezler tamamen deniz-dalga hareketi ile bugünkü konumuna ulaşmıştır. Söz konusu işlev geçmiş dönemlerde oluşmuş olup etüt tarihi itibarı ile (Mart 2001) acil önlem gerektiren bir durum bulunmamasına karşın yerel yönetimlerce planlama sırasında belirlenen yapı yaklaşma sınırlarına uyulmalıdır” denilmektedir. Bu rapora göre imar planları hazırlanmıştır. Bu gün kentin imar alanı yaklaşık 260.000 hektardır. 2002’den sonra eleştirileri dikkate alan ve de genişleyen imar alanları için yeni bir rapor hazırlanmamıştır. Her dönem her türlü keyfi uygulamalardan vazgeçilip, kentin afet riskini azaltacak projelere öncelik verilmemiştir. Özellikle kağıt üstünde kalan master planlarından bıktık usandık.
Sonuç olarak, kentimizin depreme hazır olması için; popülizmden uzak, bilimsel yaklaşımı esas alarak;
1-Tüm kentin imar alanını kapsayan imar planına esas jeoloji raporu yeniden hazırlanarak imar planı acilen güncellenmelidir.
2-Deprem master planı hazırlanmalıdır, kağıt üstünde kalmadan hayata geçirilmelidir.
3-Bu raporlar hazırlandıktan sonra kentsel dönüşüm planlaması parsel bazında değil, riskli bölgelerde bir an evvel yapılmalıdır.
4-Tüm bunlar yapılana kadar ivedilikle fay hatları üzerinde yeni yapılaşmaya asla izin verilmemelidir.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |