Prof. Dr. Gürkan, bu tür iddiaların asılsız ve gerçekleşmesinin de mümkün olmadığını açıkladı.
Prof. Dr. Alihan Gürkan, 3 ile 9 Kasım tarihleri arasında kutlanan Organ Bağışı Haftası nedeniyle organ bağışı konusunda değerlendirmelerde bulundu. Antalya'nın organ bağışı ve organ naklinde ülkenin yüzakı olduğunu, ancak ülke genelinde organ bağışının istenen düzeyde olmadığını açıklayan Prof. Dr. Alihan Gürkan, "Ülke olarak daha fazla organ bağışı yapmamız gerekiyor" dedi.
Organ bağışını artırabilmek için algıda değişimin gerekli olduğunu anlatan Prof. Dr. Gürkan, şöyle devam etti:
"Ülkemizde organ bulamadığı için her yıl binlerce hasta hayatını kaybediyor. Bu insanların ömürleri organ beklerken sona erebiliyor. Bu nedenle organ bağışını artırmamız gerekli. Maalesef ülkemizde kadavradan bağışlar da yetersiz durumda. Kadavradan bağış yetersiz olduğu için böbrek gibi nakillerin çoğu canlı vericilerden yapılıyor. Bu nedenle organ nakillerinin yüzde 80'i şu anda canlı vericilerden yapılmakta. Fakat bu da ihtiyacı karşılamıyor. Bu nedenle bu bağışları canlı vericilerden de artırmak zorundayız. Bunun gayet güvenli bir operasyon olduğunu halkımıza anlatmak durumundayız."
Organ bekleyen hastalarla potansiyel bağışçıları buluşturma işlemini gerçekleştirmek gerektiğini anlatan Prof. Dr. Alihan Gürkan, organ bağışı haftalarının da bağışları artırmak için bir vesile olduğunu söyledi. Organ nakillerinin artmasına karşılık halen istenen düzeyin yarısına bile ulaşılamadığına dikkat çeken Prof. Dr. Gürkan, daha da artacağına inandığını açıkladı.
ORGANLARI İÇİN KAÇIRILAN, ÖLDÜRÜLEN KİMSE YOK
Zaman zaman şehir efsanelerinin ortaya atıldığını, başta çocuklar olmak üzere birisi kaybolunca 'Organ mafyası kaçırıp organlarını alıp öldürmüştür' denildiğini anlatan Prof. Dr. Gürkan, şöyle konuştu:
"Bundan üç yıl kadar önce bir televizyon kanalı Kayseri'de üç çocuğun kaybolması üzerine buna benzer bir iddiayı gündeme taşıdı. Çocukların organ mafyası tarafından kaçırılmış olabileceği iddiası günlerce konuşuldu. O dönemde üç ay boyunca bir kişi bile organ bağışı yapmadı. Oysa çocuklar, sapkın bir komşuları tarafından öldürülmüşlerdi. Gerçek 1 yıl sonra ortaya çıktı. Böyle münferit ve kişisel birtakım olaylar, sanki organ nakli mafyası varmış gibi gösteriliyor. Organ bağışı mafyası diye bir şey yoktur. Böyle bir şey mümkün de değildir. Olabilirliği de mümkün değildir. Bir organı yaralamadan çıkarabilecek kişiler ancak bu konuda eğitim almış cerrahlardır. Türkiye'de organ nakli yapabilen bu cerrahların, adları, sanları, adresleri de bellidir. Bu kişilerden hiçbirisi de böyle bir işe alet olmaz, tenezzül de etmezler. Zaten kayıtlarda da bugüne kadar içi boşaltılmış bir insan cesedine de rastlanılmamıştır. Ama hala birileri organ bağışının, organ naklinin önüne geçebilmek için bu hikayeleri uydurmakta. Ve bunun üzerinden ajitasyon yaratarak bunun rantını kullanmaya çalışmakta. Bu organlara ihtiyacı olan binlerce hasta var. Bu tür söylentiler ve uyduruk hikayeler organ bağışını olumsuz etkiliyor."
YAKINLARIMIZDAN BAŞKASINA ORGANLARI VERMEK İSTEMİYORUZ
Türkiye'de kadavra bağışının istenen seviyede olmamasının nedeninin cehalet olduğunu anlatan Prof. Dr. Alihan Gürkan, "Bizim halkımız yakını organa ihtiyacı olduğunda organını bağışlıyor. Ama iş kadavradan bağışa gelince durmakta. Örneğin karaciğerimizin bir parçasını yakınımıza vermekte dünya lideriyiz. Ama iş öldüğünüzde karaciğerinizi bağışlamaya geldiğinde dünyanın en fukara ülkesiyiz. Öldükten sonra bağışlanmayan her organ toprak oluyor. Bağışlanan organ ise hayat kurtarıyor" dedi.
KAĞIT ÜSTÜNDE NAKİL MERKEZİ SAYISI FAZLA
Prof. Dr. Gürkan, Türkiye'nin doğusunda da organ nakillerinin yapılmaya başlandığını söyledi. İlerleyen aylarda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde de organ nakillerinin başlayacağını anlatan Prof. Dr. Alihan Gürkan, buna karşılık organ nakli merkezlerinin bazılarının verimli çalışmadığına ve atıl durumda kaldığına dikkat çekti. Mevzuata göre çalışmayan ya da mevzuata aykırı davranan organ nakli merkezlerinin kapatılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Alihan Gürkan, "Bu kapatmalar olmadığı için kağıt üzerinde organ nakli merkezi sayısı çok yüksek görünmekle birlikte, asıl iş yapan merkez sayısı herhalde bir elin parmakları kadardır. Muhtemelen Türkiye'deki ilk 10 böbrek nakli merkezi, Türkiye'deki böbrek nakillerinin yüzde 75'ini yapmaktadır. Bu da dağılımda ve sayıda bir orantısızlığa neden olmaktadır" diye konuştu.
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA)