Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;
26’ncı madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi grubu adına söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
Bugün buradagüçlü bir ekonomisi olan, vatandaşı ağır zamlar altında ezilmemiş, insanları gülen, gençleri geleceğe umutla bakan, Başbakanının “ekonomimiz büyüyor” diye kandırmadığı bir ülkenin milletvekili olarak konuşmak isterdim.
Ama durum ne yazık ki tam tersi.
Bu nasıl bir büyümedir ki…
Bu nasıl bir büyümedir ki ülke halkının yüzde 90’ı giderek borçlanıyor, fakirleşiyor.
İki yakası bir araya gelemiyor.
Bu nasıl bir büyümedir ki gençleri işsizlikten kırılıyor.
İşsizler ordusu artıyor.
Gençler, gelecekten ümidini kesmiş, ilk fırsatta ülkesini terk etmenin hayalini kuruyor.
Bu nasıl bir büyümedir ki turizmin başkenti Antalya’nın Alanya ilçesinde bir anne yeni doğan bebeğini çalıntı gıda ile emziriyor ve tutuklanıyor.
İnanmayanlar GÜN HABER’e baksın
Bu nasıl bir büyümedir ki yine Antalya’nın göbeğinde borcundan ötürü icra edilecek mal bulunamayan borçlunun köpeği icra ediliyor.
Bu nasıl bir büyümedir ki bu hükümetin Cumhurbaşkanı bile çıkıp 1 dolarlık ihracat için 82 sentlik ithalat yapıyoruz diyor.
Böyle yıldızı parlayan ülke olur mu?
Artık yandaş haline getirilen medya da kullanılarak halkı aldatmanın sonuna gelinmiştir.
Enflasyon ne durumda?
Hükümetin uzun zamandır tek haneli olduğunu iddia ettiği enflasyon oranının çoktan iki hanelere çıktığına artık merkez bankası da itiraz edemiyor.
Hatırlayalım!
Geçen yıla göre beyaz peynir % 41
Zeytin % 28
Süt % 34
Yoğurt % 24
Pirinç % 18
Sızma zeytinyağı ve bulaşık deterjanı % 27
Yine en çok tüketilen maddelerden mazot % 24 daha pahalıdır
Bu rakamların ortalaması alındığında gerçek enflasyon oranının % 33 olduğunu görebiliriz.
Yani hükümetin iddia ettiği enflasyon oranının tam üç katı.
Buna karşılık asgari ücretle geçinmek zorunda bırakılan çalışanlarımıza ve emeklilerimize 2012’de yapılması düşünülen ortalama zam sadece % 4, memurlarımıza ise ilk altı ay için yalnızca % 3.
Başbakanın simit hesabına ne oldu?
Hani bir ara Tayyip Erdoğan’ın sık sık telaffuz ettiği simit hesabı vardı ya..
AKP öncesi ile kendi döneminde asgari ücretle kaç simit alındığını kıyaslayıp övünüyordu.
Bu hesaba ne oldu?
Nedense hiç duymuyoruz.
Hesap artık tutmuyor.
Çünkü asgari ücrete yapılan zam günlük 63 kuruşa tekabül ediyor ve bir simit almaya yetmiyor.
Gözlerim doldu
Geçenlerde seçim bölgemde bir vesile ile konuk olduğum ailede, aile reisi sofradakileri yetersiz bulmuş olacak ki bana dönüp “biz eskiden et de yerdik” deyince gözlerim doldu.
İşte onurlu bir aile reisinin dramı…
Birazcık vicdanı olan herkesin bu manzaradan duygulanmaması mümkün mü?
Memurun, işçinin, esnafın, emeklinin durumu budur arkadaşlar..
Bu olayın ve oranların değerlendirmesini vicdanı olanlara bırakıyorum..
Tarım üreticisinin durumu
Ülkemizin en önemli kaynağı tarım sektörü AKP Hükümetinin ithalatı özendiren politikalarıyla kendi kaderine terk edilerek bitirilmiştir.
Dünya ülkeleri arasında tarımda kendi kendine yeten 7 ülke içindeki Türkiye, şu anda 100’ü aşkın ülkeden tarım ürünü ithal etmektedir. İthalat yapılamadığı anda Türkiye açtır, hatta çıplaktır.
Çünkü AKP öncesi dönemin pamuk ihracatçısı Türkiye, bugün pamuğu ithal etmektedir.
2002’de ülkemizin pamuk üretimi 964 bin tonken, 2011 yılında 457 bin tona gerilemiştir.
Geçen yıl 2,5 liraya satılan kütlü pamuk, bu yıl maliyeti 1,4 lira olmasına rağmen 1,2 liraya yani maliyetine bile alıcı bulamamaktadır. Yine geçen yıl 6 liraya satılan temizlenmiş pamuk, bu yıl 3 liradan bile satılamamaktadır.
Turizmcinin derisi soyuluyor
Altın yumurtlayan tavuk olarak görülen ve her gün sırtına farklı külfetler yüklenen turizm sektöründe de durum farklı değildir.
AKP Hükümetinin uyguladığı tutarsız ve yanlış politikalar sektörü zor duruma sokmuş, son dönemde otellerin müzik yayınından dolayı telif ödemelerinden sonra odalarındaki televizyonları için de telif hakkı ödemesi ve alkollü içeceklerdeki ÖTV’nin sürekli artırılması sonucu yoluna yoluna tüyü kalmamıştır.
Turizmcinin artık derisi soyulmaktadır.
Bu yıl ülkemize gelen 31 milyon turiste ve 20 milyar dolar gelire rağmen turizmci kar elde edememektedir.
Türk Telekom’da ne oluyor?
Üzülerek belirtmeliyim ki AKP İktidarı döneminde ülkemizin en önemli kurumları yabancıların eline geçmiştir.
AKP, ulusal değerleri yabancılara peşkeş çekmekte o kadar ileri gitmektedir ki, 2005 yılında yüzde 55’i Lübnan – İtalya ortaklığına verilen Telekom’un yıllık brüt gelirlerinden alınan yüzde 15 pay, satış öncesi yapılan bir düzenlemeyle kaldırılmıştır.
Bu düzenlemeyle şu ana kadar devlet 7,3 milyar lira zarar ettirilmiştir. Ülkemizdeki diğer telefon operatörleri bu payı öderken Telekom’un ödememesi için özel bir kanun çıkarılması manidardır ve izaha muhtaçtır.
Bu gök kubbenin altında hiçbir şey gizli kalmaz. Bugün olmazsa yarın ortaya çıkar. Bu işin takipçisi olacağımızı bu kürsüden duyuruyorum.
Dürüst vatandaş cezalandırılıyor
AKP iktidarı, her alanda beceriksizliğinin, başarısızlığının faturasını halka kesmektedir.
Sokaktaki dürüst vatandaşı cezalandırmaktadır.
Milyonlarca elektrik abonesinden, hiç sorumlu olmadığı halde, kaçak elektriğin bedelini tahsil etmek, ancak AKP’lilerin aklına gelen, vatandaşın zekâsı ile alay eden bir uygulamadır.
AKP, faturasını ödeyen vatandaştan, ‘Bu ülkede namuslu olmanın bedeli var’ dercesine, “kayıp kaçak bedeli” adı altında saçma bir gerekçeyle fatura bedelinin yüzde 10’unu kapsayan bir tutar almaktadır. Elektrikteki yüzde 60’a varan kayıp kaçağı 9 yılda önleyemeyen AKP Hükümeti, çareyi namuslu vatandaşa “deli dumrul” vergisi olarak ödetmekte bulmuştur. Bu, tek kelime ile ayıptır, günahtır, yazıktır. Ama AKP’ye de zaten bu yakışırdı.
Enerji ihalesinde kuşku
Bir başka enteresan konu ise;
Enerji Bakanı’nın Rusya’dan yapılacak doğalgaz alımında indirim olmadığı gerekçesiyle kontratı iptal etmesi ve bununla birlikte hazinenin bir gelir kaybına uğramasıdır.
Asıl ilgi çekici konu ise enerji bakanının bu alımın zaten özel sektöre devredileceğini önceden bilmesidir.
Burada sorulması gereken soru şu.
Alımın özel sektöre devredileceğini önceden bildiğiniz halde neden kontratı ihale yoluyla devretme yerine iptal etme yolunu seçtiniz?
Böyle olunca, insanın aklına acaba yeni ihaleyi alacak firmalar belli mi? Sorusu geliyor.
Şayet bu konuyu takip etmediğimizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz..
Yargı artık siyasal ve yandaş
AKP, Türkiye’de yargının bağımsızlığını bitirmiştir.
Yargıyı siyasallaştırarak temeline dinamit koymuştur.
Yargı da medya gibi yandaşlaştırılmıştır.
Maalesef bu toplumsal bir yara haline gelmiştir ve toplumsal çöküş yakındır.
Sadece muhalif oldukları için bu ülkenin en seçkin aydın ve düşünürlerini, demokratlarını, askerlerini, gazetecilerini ve yazarlarını önceden kurgulanmış hatta çoğu zaman acemice kurgulanmış oyunlarla zindanlara attınız.
Atatürkçüleri satırla kesseniz bitiremezsiniz
Zindanlara attığınız insanlardan çoğu ağır olmakla birlikte hasta ve bir kaçı öldü bile.
Bu insanların suçunu bile öğrenemeden ölmesinin, vicdanı olan, inancı olan, Allah korkusu olan herkesi düşündürmesi gerekir.
Ama bu duruma sebep olan ve senaryonun bizzat sahibi olan Hükümet, durumdan zaten memnun olduğu gibi kılını dahi kıpırdatmamaktadır.
Ve üstelik kamuoyu ile dalga geçer gibi, vatandaşların dini duygularını istismar ederek milyonlarca Euro dolandıran “naylon Müslüman” Deniz Feneri sanıkları 3 ay tutuklu kaldıktan sonra, tutukluluk cezaya dönüşüyor gerekçesiyle salıverildiler.
“Tutukluluk cezaya dönüşüyor” gerekçesini bin gündür zindanlarda çürüyen bu ülkenin Atatürkçülerine, demokratlarına, aydınlarına, yazarlarına, gazetecilerine uygulamayanlar bilmelidir ki;
3 dönem değil 300 dönem iktidar olsanız, zindanlara atsanız ve hatta satırla kesseniz de Atatürkçüleri bitiremezsiniz.
Bizim bir öldüğümüzü düşünürseniz bin yanılırsınız.
Zalimleştiniz, tarihe gömüleceksiniz
Bu dünyadan kimler geldi kimler geçti.
Çavuşesku, Hitler, Kaddafi, Saddam..
Hepsi tarihte kendilerine yakışır yerleri aldılar.
Siz de alacaksınız..
Çünkü siz de kibre bulaştınız.
“Kibir” ruhun güvesidir.
Bir kez ruhunuza girdi ve sizi teslim aldı.
Sizi insan sevgisinden uzaklaştırdı.
İnsanlara tepeden baktırdı, onları küçümsetti ve sizi zalimleştirdi.
Bakın kibir için dinimiz, İsra Suresi 37. Ayette ne diyor. “yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin”.
Hepinizi saygıyla selamlarım.