Aliseydi KARAGÖZ/ GÜN HABER
Ben şerefsizlik mi yaptım da beni görevden aldınız ?
CHP Antalya İl Başkanı Semih Esen'e ateş püsküren Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ruhi Beşiktaş “Benim gurumla oynadılar. Ben onursuzluk mu yaptım. Bir şerefsizlik mi yaptım. Rüşvet mi yedim.Yüz kızartıcı bir şey mi yaptım.Ne yaptım da il başkanı beni görevden aldı. Madem beni görevden alacaktın. Bir gün önceden beni ara ve konuş. İl başkanı bana abi diye hitap eden biriydi. Fakat il başkanı maalesef bunu bile yapmadı. Beni arayıp görevden alacağını söylese idi. Ben istifa ederdim “ dedi.
Recep Akdağ benim çocukluk arkadaşım
Facebook hesabından Başbakan Binali Yıldırım ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ hakkında tebrik mesajları hakkında da açıklama yapan Meclis Üyesi Ruhi Beşiktaş, “ Recep Akdağ, benim çocukluk arkadaşım. Başbakan Binali Yıldırım' da benim Erzincanlı hemşehrim. Türkün töresinde adetinde bir şey vardır. Biz taziye evine gideriz. Biz düğüne gideriz. Birisi bir nikah yaptığı zaman oraya gideriz. Biz böyle bir milletiz. Sayın Deniz Bayka,l Tayyip Erdoğan ameliyat olduğu zaman Olcay hanımı da yanına alıp gitmedi mi? Siyaset ne yazık ki kamplara bölünmüş. Ona elini uzatma, onunla tokalaşma. Onu görünce konuşma. Ben böyle bir siyaseti anlamakta zorluk çekiyorum.”
Benim muhatabım Ümit Uysal değil, İl Başkanı Semih Esen'dir..
‘Partinin grup sözcülüğü görevinden alma konusunda Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın bir dahli olduğunu düşünüyor musunuz?’ sorumuza Ruhi Beşiktaş, “Bu konuda hiçbir şey konuşamam. Siyaset olarak bazı şeyleri basınla paylaşmakta yanlış olur. Ama şunu açık ve net söyleyebilirim ki benim muhatabım Ümit Uysal değildir. Benim muhatabım il başkanı Semih Esen'dir” cevabını verdi.
CHP Büyükşehir Meclis Üyesi Ruhi Beşiktaş konuşmalarını şöyle sürdürdü;
Savunmamı vereceğim
Öğrendiğim kadarı ile kendi Facebook sayfamda yazmış olduğum Başbakan Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Recep Akdağ hakkında tebrik mesajları yayınlamam nedeni ile savunmam istenmiş. İl başkanlığı tarafından bugün bana bir yazı göndermişler. Savunmamı istemişler. Şimdi gidip Konyaaltı ilçe başkanlığımızdan tarafıma yapılan bu tebligatı alacağım.15 gün içerisinde de savunmamı hazırlayacağım. Savunmam nasıl olacak, ne olacak tam olarak bende bilmiyorum.
Deniz Baykal'da Erdoğan'ı ziyaret etti
Türkün töresinde adetinde bir şey vardır. Biz taziye evine gideriz. Biz düğüne gideriz. Birisi bir nikah yaptığı zaman oraya gideriz. Biz böyle bir milletiz. Benim genlerimde var böyle bir şey. Ben partide 3 şey getirmek için çok uğraştım. Sevgi, saygı ve samimiyet. Türkiye'de siyaset öyle bir hale geldi ki insanlar birbirlerini boğacakmış gibi bakıyor. İnsanlar birbirlerini öldüreceklermiş gibi bakıyor. Çok yazık. Sayın Deniz Baykal Tayyip Erdoğan ameliyat olduğu zaman Olcay hanımı da yanına alıp gitmedi mi. Siyaset ne yazık ki kamplara bölünmüş. Ona elini uzatma, onunla tokalaşma. Onu görünce konuşma. Ben böyle bir siyaseti anlamakta zorluk çekiyorum.Beni Ankara'dan arıyorlar. Bu nezaketime teşekkür ediyorlar.Türkiye'nin böyle bir nezakete ihtiyacı var diyorlar. Ben adam mı öldürmüşüm.
Recep Aktağ benim çocukluk arkadaşım. Binali Yıldırım hemşehrim
Recep benim 5 yaşından bu yana arkadaşım. Ben 57 yaşındayım.40 yaşından beri arkadaşım ve dostum. Bunun babası Milli Selamet Partisi'nden Milletvekili seçildi. Recep daha sonra Ankara'ya gitti. Orada kendini geliştirdi ve okudu. Doktor oldu. Recep benim aynı zamanda çocuklarımın doktoru. Çocuk doktorudur aynı zamanda.
Bu taraftan Başbakan Binali Yıldırım Erzincan'lı hemşehrim benim. Ben Erzincanlıyım. Başbakanı kutlamanın ne zararı var. Böyle bir şey olabilir mi. Ben hayatım boyunca hiç ayrım yapmadım. Benim dostluklarım günlük değildir. Benim arkadaşlarımın yüzde doksanı Alevidir. Ben milliyet üzerinden, ırk üzerinden mezhep üzerinden siyaset yapmam. Adam mı veya değil mi olduğuna bakarım. İnsan olup olmadığına bakarım. Ben Almanla da oturup kalkıyorum İngilizle de oturup kalkıyorum. Ne var bunda şaşılacak.
Semih Esen yanlış yaptı..Gururumla oynadılar..
Benim onurumu ayaklar altına aldı. Mecliste pozisyonumu kaybettim. 26 meclis üyesinin önünde rezil oldum. Onurum zedelendi. Gururum zedelendi. Ben burada bundan sonra nasıl siyaset yapacağım.Nasıl bürokratların yanında dimdik duracağım.Herkes bana bıyık altında güldüğü zaman ben bunu nasıl kaldıracağım.
Grup sözcülüğü onursal bir görevdir. Benim onurumla gururumla kimsenin oynamasına asla izin vermem.Şu an kafam çok karışık önümüzdeki dönem nasıl bir siyaset içerisinde olurum bilmiyorum.Ne olur ne getirir bilmiyorum.Azdan az gider çoktan çok gider diye düşünüyorum.Yapacak bir şey yok.”