Gazetenin 4 yazarı birden bugün AKP'ye ve Erdoğan'a sert sözlerle yüklenirken, Erdoğan'a yakın yandaşların ve "Ak troller"in ortaya attığı "Karar gazetesi örtülü ödenekle ayakta duruyor" iddialarına da yanıt verildi.
BAZILARI ALÇALDIKÇA ALÇALIYOR
Karar gazetesi yazarı İbrahim Kiras, bugünkü yazsında “Karar gazetesi Başbakanlığın örtülü ödeneğiyle kuruldu” iması içeren bazı söylentilerin dolaştığını hatırlatarak "İnternetin anonim bataklığından paçamıza sıçrayan bu çamur, herkes bilsin ki bizim üstümüze yapışmaz. Biz hepimiz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz… Basın dünyasında herkes birbirini bilir, kimin ne yaptığından herkes haberdardır." diye yazdı.
Yazısında isim vermeden göndermelerde bulunan Kiras, "Karar ekibinin, bulaşık ilişkilerle kendilerine matbuat gemisinde yer arayan nevzuhur tayfaya benzemediğini bilenler bilir. Bilmeyenler de bilenlere sorabilir.(...) örtülü ödenekle ilgili bütün kayıtlar Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı’ndadır. Hâlâ söyleyecek lafı olanlar, iftirada ısrarcı olanlar oralara sorabilir. Hatta gücü oradan belge veya bilgi almaya yetenler de vardır; iddialarını ispatlayacak belge de isteyebilirler. Bekliyoruz…" dedi.
Yazısının sonunda söylemini daha da sertleştiren İbrahim Kiras sözlerini şöyle bitirdi:
"Maalesef bazıları alçaldıkça alçalıyor. Para için, mevki için, şöhret için haysiyetlerini, şereflerini, insanlıklarını satışa çıkarabiliyorlar. Sadece bugün değil, her devirde görülebilen bu çeşit mahlûkat için Mehmet Akif şunu diyor: 'Bir külâh kapmaksa şâyet bunca hırsın gâyesi; Kendi nâmûsun olur ergeç onun sermâyesi.'”
ETYEN MAHÇUPYAN: AKP'NİN BU SEVİYESİZLİĞİ AŞMASI LAZIM
Davutoğlu'nun eski başdanışmanlarından olan Karar gazetesinin bir diğer yazarı Etyen Mahçupyan da bugünkü yazısında AKP'ye yüklenerek "AK Parti’nin söz konusu seviyesizliği bir an önce aşması, bizzat kendisine mesafe alarak bakabilmesi lazım" diye yazdı.
AKP'lilerin dilinden düşmeyen ‘yerli ve milli’ sözlerinin çoğulculuk ve insani zenginlik ima etmek bir yana, ‘ben yerliyim, diğerleri değil’ anlamında kullanıldığını hatırlatan Mahçupyan,
"Maksat iktidarda kalmak ve yönetiyor olmak ise sorun yok. Ama bu yaklaşımın seviyesi Türkiye vasatının altında kalıyor. Daha önemlisi AK Parti seçmeninin en az dörtte birinin de altında kalıyor… Aradaki mesafeyi sadece hizmetle kapatabileceğini sanmak büyük bir yanılgı olur. AK Parti’nin söz konusu seviyesizliği bir an önce aşması, bizzat kendisine mesafe alarak bakabilmesi lazım" ifadelerini kullandı.
HAKAN ALBAYRAK: 2023'TE TÜRKÇE NAMAZ MI KILACAĞIZ
Kendisini bir dönem "hür yandaş" diye tanımlayan Karar yazarı Hakan Albayrak ise, Başbakan Binali Yıldırım'ı "yerli yersiz" Atatürk vurgusu yapmakla suçladı.
Yıldırım'ın kongrede “Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatan için canını veren şehitlere” rahmet dilediğini hatırlatan Albayrak "Genel Başkan adayı olarak “dava arkadaşları”na hitap eden Yıldırım’ın her şeyden evvel “Atatürk”ü anma gereğini duyması nasıl bir dava anlayışına delalettir, onu da bilmiyoruz" diye yazdı.
Binali Yıldırım'ın “Mustafa Kemal Atatürk’ün 2023 hedeflerine” yürümekten bahsettiğini de belirten Albayrak “2023 hedefleri Erdoğan’ın değil miydi? Mustafa Kemal’in 2023 hedefleri diye bir şeyi ilk kez duydum. Varsa öyle bir şey, o şeyde Osmanlı padişahlarının isimlerini taşıyan köprüler olmasa gerek. Kamuda başörtüsü de olmaz herhalde. Türkçe namaz olur." ifadelerini kullandı.
GÜRBÜZ ÖZALTINLI: ERDOĞAN CİDDİ HATALARA DÜŞTÜ
Erdoğan'ı hedef alan bir diğer yazar Gürbüz Özaltınlı'ydı.
2002’den bugüne bakıldığında Erdoğan’ın söylemlerinde ve izlediği somut politikalarda ideolojik bir devamlılık olmadığını söyleyen Özaltınlı,Erdoğan'ın "ciddi hatalara" düştüğünü, "kabul edilemez" söylemlerde bulunduğunu, yandaşların ise ona "insanüstü nitelikler yakıştırmak için" sıraya girdiğini belirtti.
Özaltınlı şunları yazdı:
"(...)Erdoğan pragmatik bir siyasetçidir ve bunu görmek önemlidir. Özellikle; ona insanüstü nitelikler yakıştırmak için sıraya girmiş bu kadar kalem erbabı varken; “toplumla bütünleşmiş organik lider; dava adamı” söylemi almış başını yürümüşken; onu eleştirmek “bekamızı tehdit eden düşman oyununa gelmek” gibi gösterilirken…
Karşımızda, çok önemli işler yapmış; güç oyununu başarılı yönetmiş; Türkiye’yi statükonun boğucu kafesinden çıkartmış; sistemin dışında tutulanların haklarını kazanmış, fakat ciddi hatalara da düşmüş, zaman zaman kabul edilemez söylemlere savrulmuş; hatasıyla sevabıyla bu dünyaya ait, sıkı bir siyasetçi var.
Ve en önemlisi; o tek tek hepimizin oyu olmadıkça var olamazdı.
Eleştirel bakışı terk edemeyiz…"
(Odatv)