Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Antalya'da POYD'un konuğu oldu. Turizm cenneti Belek'te bulunan Calista Hotel'de akşam yemeğinde, 5 yıldızlı otellerin yöneticileri ile bir araya gelen Rahmi Koç, konukların sorularını yanıtladı. İlk olarak 40'lı, 50'li yaşlarda olsaydınız ne yapardınız, keşke yapsaydım dediğiniz şeyler var mı?' sorusunun yöneltildiği Rahmi Koç, "Annem sağ olsaydı çok sevinirdi, babam sağ olsaydı belkide inanmazdı" diye espriyle başladığı konuşmasına, 50 yaş dönemlerinde Türkiye'nin yaşadığı 1980 ihtilalini hatırlattı.
ŞARTLAR ÇOK DEĞİŞTİ
O dönemde 1980 ihtilali, yeni anayasa, herşeyin gümrüklü, Avrupa topluluğu ile uzaktan yakından alakamızın olmadığını ve konseptlerin başka olduğuna değinen Rahmi Koç, şunları söyledi, "Ona göre biz iş hayatında kapalı ekonomiye göre işlerimizi yürütüyorduk. Ondan sonra şartlar çok değişti. Hele bugün tüm dünyada bilhassa Avrupa topluluğu kapalı ekonomiye göre işlerimizi yürütmek durumunda kalıyorduk. Hele bugün Türkiye için AB'ye girsek de girmesek de fevkalade entegre bir durumdayız."
BAŞBAKAN'A MEKTUP
"Seneler su gibi geçiyor" diyen Rahmi Koç sözlerini şöyle sürdürdü: "Her sene insanın üzerine bir yük daha getiriyor. Sağlık demokrasi gibidir elden gitmeyince kıymeti bilinmez. Sayın başbakana öyle bir mektup yazdım ve dikkat et dedim sağlık çok önemlidir. Bugünkü dünyada değişen şartlara ayak uyduramazsanız mümkün değildir ki, muvaffak olamazsınız. Şartlar çok süratle değişiyor ve değişen şartlara ayak uydurmak zorundayız. Hem Türkiye, hem iş alemi hem de şahıs olarak. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde şartlar çok daha katı ve değişken olacaktır."
DEVİR TEĞET GEÇTİ DEVRİ DEĞİL
Çok dikkatli olmamız lazım diyen Rahmi Koç, "Hükümetimizde gerekli tedbirleri kararları hadiselerin arkasından değil, önüne geçerek alması lazım. Yani devir teğet geçti devri değildir. Sayın başbakanımızın da söylediği gibi, haklı çıktı. O zaman bizi teğet geçti. Çünkü o zaman bizim bankalarımız Amerika'daki bankalar gibi kimin eli kimin cebinde ne olduğu belli olmayan fevkalade kompleks, bankalar mekanizmalarında bilgili, ilgili değildi ve tecrübesi yoktu. Bu işleri bilmediğimiz gibi bankalarda özvarlıklarını yapılandırmıştık. Ama bugünkü dönem, o günkü dönem değil" dedi.
YENİ TÜRK TİCARET KANUNU YORUMU
1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanununa ilişkin de soruları yanıtlayan Rahmi Koç, Çin'den Amerika'ya, Hindistan'dan Avrupa'ya, Kanada'dan Güney Amerika'ya dünyada birçok işadamı tanıdığından bahsederek, muayyen seviyedeki işadamları, muayyen seviyedeki işlerin başındaki insanların hepsinin aynı düşündüğünü, aynı giyindiğini, tecrübelerinin müstesna olduğunu ve hepsinin aynı kurallara kanunsuz uyduklarını söyledi.
VERGİ ÖDEYEN ÖDEMEYENİN CEZASINI ÇEKİYOR
Etik kural olarak işe uyduklarını dile getiren Rahmi Koç, konuşmasına şöyle devam etti, "Bunlar için kanun yapmaya, zorlamaya hiç lüzum yok. Çünkü adamın yapısı, iş anlayışı, tecrübesi bunu kendiliğinden getiriyor. Ve o adamın statüsü, klası, değeri ona göre ölçülüyor. Bizim yeni Türk Ticaret Kanunu çok kısıtlama getiriyor. Yalnız ticaret kanunu değil, hükümetimizde de bir kısıtlama seziyoruz biz. Bugün Ankara'da TÜSİAD başkanımızın da söylediği gibi öyle kısıtlama getiriyorlar ki, bizi neredeyse caydırıyorlar, iş yapmak zorlaşıyor. Bunun sebeplerinden biri hala ekonominin yüzde 50'si kayıtdışı. Bunu kayıt altına alacaklarına ki zor, yerine direk, endirek vergiler getiriliyor. Ve vergi ödeyen yüzde 50, ödemeyen yüzde 50'nin cezasını çekiyor. Bakın bakalım dünyanın hiçbir yerinde bizim kadar ağır vergiler yok. Bugün petrolde litre başına ne ödeniyor diye en pahalı bizimkilerde. Dolayısıyla ben şunu iddia ediyorum ki vergileri düşürsünler vergi ödemeyenlere ağır ceza getirsinler daha fazla vergi toplarlar ve daha az maliyetle. Bunu iddia ediyorum. Nitekim Özal lirayı serbest bıraktığında herkes dedi ki, 'Türkiye'den para kaçacak' Tersine birçok döviz geldi. Kısıtlama, zorlama ile hiçbir yere gidemeyiz. Bizim hükümetimiz, maliyecimiz veya hazinemiz baksın başka ülkelere, çünkü herşeyimizi Avrupa'yla, Amerika'yla eşitlemeye çalışıyoruz, kanunlarınızı, anayasamızı. Vergileri indirerek daha çok vergi toplamak mümkündür. Çünkü vergileri bir noktaya getirerek adamı teşvik ediyorsunuz vergi ödememe yollarına gitmeye, kaçakçılığa."
HERŞEY DAHİLDEN KURTULMALIYIZ
Rahmi Koç, turizme ilişkin ise Türkiye'nin bir numaralı sorununun kalifiye, görgülü, disiplinli personel olduğunu belirterek, ikinci olarak da layık olduğumuz geliri elde edemediğimizi söyledi. Türkiye'de turizmi her şey dahil sistemin öldürdüğünü dile getiren Koç, bir-iki sene sıkıntı çekilebileceğini, ama bırakılması gerektiğini söyledi. Üçüncü nokta olarak da Koç, Türkiye'nin imajının yükseldiğini, ancak memleketin daha iyi anlatılması gerektiğini, başbakan, cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanı'nın sürekli seyahat halinde Türkiye'nin ismini tanıttıklarını kaydetti. Turistlere muamelenin çok feci olduğuna da değinen Koç, bunlardan kaçınılması, turistin ucuzu, ortası, pahalı olduğunu ve turizmden hakkettiğimizi almamız gerektiğini ifade etti.
ANKARA'DA UTANILACAK OLAY: GOLF
Dünyada golf turizminin 96 milyar dolar gibi korkunç bir rakama ulaştığına da dikkat çeken Rahmi Koç, İspanya'da 16.5 milyar dolar iken Türkiye'de sadece 2 milyon dolar olduğunu söyledi. Bunun sebebinin Türkiye'deki büyüklerin golf oynamamasına bağlayan Rahmi Koç, "Dünyada yegane bir şehir var golf kulübü olmayan. Ankara. Bu utanılacak bir olay. Golf çok önemli turizm enstrümanı. Golf oynayanlarda uydurma kaydırma adam bulamazsınız" diye konuştu.
POYD'un gecesinde Rahmi Koç'a Antalya'nın simgelerini içeren seramik bir tablo hediye edildi.