Florence Nightingale Hastanesi'nin ulaşmak istediği iki kentten birinin Antalya olduğunu dile getiren Özyeğin, "En büyük önceliğimiz bu. Doğru yeri bulursak, lokasyon ve fırsatı bulursak hemen işe koyulacağız" dedi.
Yörük Sanayici ve İşadamları Derneği'nin toplantısına katılan FİBA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hüsnü Özyeğin, Antalya'da yapmak istedikleri yatırımları anlattı. Öncelikle bir otel ve hastane yatırımı düşündüklerini belirten Özyeğin, "Gönlümüzde hep burada bir otel sahibi olmak oldu. Ama şimdiye kadar nasip olmadı. Önümüzdeki dönemde böyle bir projemiz olabilir. Çünkü İstanbul'da Swiss Otel yatırımımızla otelcilik sektörü bildiğimiz bir alan. Ama Florence Nightingale Hastanesi'nin gitmek istediği iki ilden biri de Antalya. En büyük önceliğimiz bu. Doğru yeri bulursak, lokasyon ve fırsat bulursak hemen işe koyulacağız" dedi.
Türkiye'de iş yaparken girişimcilere verilen kredinin bir ipoteğe ya da bir başkasının kefaletine bağlı olmasının en büyük sorun olduğunu belirten Özyeğin, "Bunun kaldırılması adına iş planı odaklı, nakit akışı odaklı, şirketin potansiyeli odaklı doğru krediler biriminin oluşturulması çok önemli. Herkesin annesinin babasının bir gayrimenkulü, dairesi vardır. 'Gelsin bize versin, biz de krediyi verelim, kafam rahat etsin' denerek böyle bir bankacılık olabilir mi? Yani işin riskini almak, riski alırken faiz şarj et. Yani ben Türkiye de iş planına kredi veren yapının oturması gerektiğine inananlardanım. Bunu en hızlı yapabilen banka, Türkiye de KOBİ'leri en fazla kazanacak banka olacaktır. Biz de onun için çalışıyoruz" diye konuştu. Hüsnü Özyeğin ile ilişkilerinden bahseden Murat Özyeğin, babasının kendisine her zaman cesaret verdiğini söyledi. Özyeğin babasıyla ilgili olarak "Hüsnü beyle tartışırız, o veto koyar, ben veto koyarım. İnanılmaz komplekssiz ve açık görüşlüdür. 'Ben ne yapayım her şeye evet diyen yöneticiyi' der. Eleştirilmeyi ve aksi görüş duymayı seven bir yapısı var. Bu yapı içinde her şey gayet düzgün gidiyor çok şükür" dedi.
Çin'de 140 bin metrekarelik kiralanabilir alanı olan bir alışveriş merkezi yaptıklarını hatırlatan Özyeğin, Çin'de iş yapmanın çok kolay olmadığını söyledi. Türk çalışan göndermekte de zorlandıklarını anlatan Özyeğin, "Bir restorana gidiyorlar, köpek eti servis edildiğini görüyorlar. Sinirleri bozuluyor. Türkiye'ye dönüyorlar. Yani Çin'de Türk mühendis ya da yönetici tutmak kolay değil. Eşleriyle çocuklarıyla gidince biraz zorlanıyorlar. O yüzden Çin'in içinde yatırım yapmak gerçekten cesaret isteyen bir şey" diye konuştu.
Çin'deki yatırımlarından bahseden Özyeğin konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çin'de bir bakıyorsunuz bankalar kapınızda yatıyor. Merkezi hükümet 'bol bol kredi verip ekonomiyi canlandırın' diyor. Ama altı ay sonra sizin krediye ihtiyacınız oluyor bakıyorsunuz merkezi hükümet 'ekonomi fazla ısındı krediyi durdurun' diyor. Bu sefer bankacılar telefonlarınıza bile bakmıyor. Kapınızda yatanlar telefonunuza çıkmıyor. Buna karşılık Türkiye'nin cari açığını azaltan bir ülke. Örneğin Almanya'dan aldığınız vinci Çin'den üçte bir fiyata alıyorsunuz. Tabi ki dikkatli olmak gerekiyor. Çin'le iş yapan herkes çok mutlu olmuyor. Çinliler her şeye kafa sallıyorlar, 'hayır' diye kelime yok dillerinde ama 'evet' dediklerinin onda birini yapıyorlar. Değişik bir kültürleri var. Ama büyük bir fırsatlar ülkesi aynı zamanda."
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA) -