Tarihi M.Ö. 3000’li yıllara dayanan telkari el sanatı, Mardin’de ustaların çabalarıyla ayakta duruyor. Süryani telkari ustası Suphi Hindiyerli, 65 yıldır telkariye hayat veriyor. Telkarinin usta çırak ilişkisinin gücüyle günümüze kadar geldiğini belirten Hindiyerli, bu mesleği geleceğe taşımaya ve tanıtmaya ömrünü adadığını söyledi. Mardin'in geleneksel el sanatlarından telkarinin çok az sayıda ustanın kaldığına dikkat çeken Hindiyerli, yeni ustalar yetişmedikçe telkari sanatını yaşatmanın mümkün olmadığını ve bu sanatın kendisi ile birlikte mezara gitmesinden üzüntü duyduğunu söyledi.
'DEVLET TELKARİYİ TANITMAM İÇİN 3 KEZ ABD'YE GÖNDERDİ'
Hindiyerli, sonsuz sanat diye nitelendirdiği mesleğinde kendini hala çırak olarak nitelendirirken, aralarında Galler Prensi Charles'ın da bulunduğu çok sayıda ünlü için telkari verdiği biliniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na kayıtlı el sanatı ustaları arasında olan ve ABD başta olmak üzere dünyanın farklı şehirlerinde sergiler açan Hindiyerli, “Telkari demek gümüşü dantel gibi işlemek demektir. El emeği göz nuru olan bu sanatı ancak bu işe gönül verenler yapabilir. Birçok ülkede hem telkariyi hem de Mardin’i tanıttım. 3 kere ABD'ye gittim. Devlet beni telkariyi tanıtmak için oralara gönderdi. ABD'liler başta bunun elde yapıldığına inanmadılar. Onlara anlattım. Hazırlıklı gittim, tel, kaynak götürdüm, orada yaptım. Önce çok şaşırdılar sonra takdir ettiler. Telkari; temel olarak tel çekme, tavlama, kesim, şekil verme, ayrıntıların yapımı, birleştirme, kaynak ve ağartma işlemlerine dayanır” dedi.
'BU SANATIN BENİMLE BİRLİKTE MEZARA GİRMESİ BENİ ÇOK ÜZÜYOR'
Bir kolye yapımının bazen yarım saat bazen de günlerce sürebileceğini anlatan Hindiyerli, yurtdışında açtığı sergilerde ziyaretçilerin telkariyi hayranlıkla incelediğini ve el işçiliği olduğuna inanmakta güçlük çektiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu sanat zaten yok olmuştu, bir daha yok olacak maalesef. Yetkililer lütfen bunun üzerinde titizlikle dursunlar, denetlesinler. Mezopotamya'da milattan 3 bin yıl önce yani 5 bin yıllık ürün olan telkari, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde sadece Mardin ve Midyat’ta yapılıyor. Ömrümü bu sanatı yaşatmaya ve tanıtmaya adadım. Bu alanda birçok usta yetiştirdim. Mezopotamya topraklarında insanoğlunun altın ve gümüşü tanımasından bu yana var olan bu sanat, sabır ve hayal gücü ile çalışan biz ustaların, saç teli inceliğindeki altın ve gümüş telleri bir dantel titizliğinde ince ince işlenmesiyle yapılıyor. Sultanların tacından yüzüğüne, günümüzde ise bayanların takılarından kemerlerine kadar uzanan birçok alanda kullanılan bir zarafettir. Tamamen el emeğinin ürünü olan telkari sanatı, Mardin’de nesiller boyu Süryani sanatkarların ellerinde hayat buldu. Ben de Mardin’deki son Süryani ustasıyım. Bu sanatın benimle birlikte mezara girmesi beni çok üzüyor.”
10 yaşında ağabeyinden öğrendiği telkariyi geleneksel yöntemlerle işleyerek yüzük, küpe, kolye, anahtarlık gibi çeşitli aksesuarlara dönüştüren Hindiyerli, ilkokula gitmeden önce, elektrik olmadığı için gaz lambasının üzerinde telkari yapmayı öğrendiğini belirterek, "İskeleti yapmasını bilmiyordum, ağabeyim iskeleti hazırlıyordu, ben de ince teli vav olarak keser içini dolduruyordum. Parça başı, o zaman 10 kuruş para kazanıyordum. Günde 10 tane yaptın mı 1 lira olurdu, bir çocuk için de iyi bir paraydı. Yaptığımız ürünleri Anadolu'ya, her yere gönderiyorduk. Ama şimdi her yer döküm işine girdi" diye konuştu.
Nezir GÜNEŞ/MARDİN, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |