Cezaevinde, hükümlü ve tutukluların ürettiği su kabağı abajurundan arı kovanına, sebze meyveden takı tasarımına birçok ürünün satışından 1 yılda, 730 bin 551 lira gelir elde edildi.
Alanya'nın Mahmutlar Beldesi'nde 2007 yılında açılan, 16 iş kolunda üretim ve ticari faaliyette bulunulan L Tipi Kapalı ve Açık Ceza ve İnfaz Kurumu, 2011 yılında 730 bin 551 lira gelir elde etti. Ağaç işleri, marangoz, terzi, bakır, takı tasarım, iç kantin, dış kantin, açık kantin, adliye kantini, çay ocağı, adliye kafeterya, sebze meyve yetiştiriciliği, adliye temizlik işleri, tapu kadastro temizlik işleri, çevre temizlik işleri ve fotoğrafçılık iş kolunda 67 hükümlü ve tutuklu, ücret karşılığında sigortalı olarak çalışıyor.
Cezaevinden çok, bir üretim merkezi ya da meslek edindirme kursunu andıran ceza ve infaz kurumu, ağaç işleri atölyesinde geçen yıl işlenen 4 bin 262 su kabağının satışından 34 bin 522 lira kar elde etti. Marangoz atölyesinde üretilen arı kovanı, dolap ve masaların satışından 33 bin 26 lira ciro elde eden cezaevi, bakır atölyesinden ise 7 bin 782 lira kar sağladı.
Tarım alanında da üretim yapılan cezaevinde 30 bin metrekarelik alanda patlıcan, lahana, domates, biber, kabak, fasulye, barbunya, maydanoz, soğan, marul, zeytin, keçiboynuzu, badem, limon, nar, portakal, avokado ve muz yetiştiriliyor.
Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Ceza ve İnfaz Kurumu'nda mesleki ve sosyal faaliyetler de düzenleniyor. Geçen yıl bakır işlemeciliği, elektrik tesisatı, arı kovanı yapımı, terzilik, kütüphane, kuaförlük, tiyatro, halk oyunları, ahşap şekillendirme, bilgisayar işletmenliği, aşçı çırağı kursu ve turizm işletmenliği kursları açıldı.
ÜRÜNLER OTEL, RESTORAN VE HALLERE SATILIYOR
Alanya Cumhuriyet Başsavcısı Yener Yavuz, Alanya L tipi Kapalı ve Açık Ceza ve İnfaz Kurumu'nda 1446 tutuklu ve hükümlü bulunduğunu, 309 personel çalıştığını söyledi. İş yurdunda üretilen ürünlerin büyük çoğunluğunun çevredeki otel, restoran ve hallere satıldığını belirten Yavuz, "Bu yılın ilk 3 ayında 151 bin 368 lira kar elde edildi. Yılın tamamında ise 750 bin lira net kar hedefliyoruz. İş kollarında sigortalı olarak çalışan hükümlülerin aileleri de sigorta imkanlarından yararlanıyor. Kendilerine mevzuatın öngördüğü çerçevede ücret ödeniyor" dedi.
Hükümlü ve tutuklular için öncelikli amaçlarının iyileştirme ve topluma kazandırmak olduğunu dile getiren Yavuz, "Bu amaçla birçok faaliyeti devam ettiriyoruz. Birçok tutuklu ve hükümlü, meslek edindirme kurslarına katılarak sertifika alıyor. Edindikleri mesleği cezaevinden çıktıklarında sürdürebiliyor" diye konuştu.
Cezaevi atölyelerinde üretilen ürünleri yurt genelindeki fuarlarda sergilediklerini anlatan Yener Yavuz, şunları kaydetti:
"Geçen yıl İzmir, Ankara ve Antalya'da fuarlara katıldık. Her yıl ilçede düzenlenen turizm şenliklerinde de stant açarak satış yapma imkanımız oldu. Temel felsefemiz, insanların cezaevinde geçirdikleri sürenin bir kayıp değil, hem kendileri hem de toplum açısından kazanç olmasını sağlamak."
HEDEF OTELLERE SERİ ÜRETİM
Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Ceza ve İnfaz Kurumu Müdürü Sabri Karataş ise mobilya ve marangoz atölyesinin ürünlerinin halka ve kurumlara hitap ettiğini söyledi. Tüm resmi kurumların işlerini yapmaya talip olduklarını belirten Karataş, şunları kaydetti:
"Otellerin dış mekanda kullandıkları bazı ürünleri imal etmeye başladık. Bu ürünler otelcilerin beğenisine sunulacak. Eğer beğenir ve kabul ederlerse seri üretime başlayacağız. Cezaevinin ihtiyaçlarının karşılanmasından sonra artan sebze ve meyveleri ise otellere pazarlıyoruz. Faaliyetlerimizin tek amacı para kazanmak değil. Hedefimiz, bu kurumda insanların, en iyi şekilde infazını gerçekleştirmesini sağlamak."
'MESLEĞİMİ SÜRDÜRÜYORUM'
Marangoz atölyesinde usta olarak çalışan mahkumlardan 50 yaşındaki Muammer Korkmaz, marangozluk mesleğini atölye sayesinde cezaevinde de sürdürme şansına sahip olduğunu belirterek, "Ahşap masa, sandalye, dolap, kapı gibi ürünler yapıyorum. Sigortamız var. Yiyecek ve içeceğimiz fazlasıyla veriliyor. Memur gibi saat 17.00'de paydos ediyoruz" dedi.
CEZAEVİNDE ÖĞRENDİ
Kabak atölyesinde çalışan mahkumlardan 53 yaşındaki Tahir Özgener ise şunları anlattı:
"Kabak işlemeciliği sayesinde hem zamanımı iyi değerlendiriyorum hem de sıkıntılarımı unutuyorum. Kabak işlemeciliğini burada öğrendim. Ham olarak gelen su kabağının çizim ve delme işlemlerinin ardından boyasını yapıyorum. Siparişe göre her türlü şekil ve yazı işlemek mümkün. Müşterinin isteğine, hayal gücüne göre çalışıp siparişi yapıyoruz. Yaptığımız işin sayesinde idari personelle ilişkilerimiz daha iyi oluyor. Neredeyse arkadaş gibiyiz. Burada mahkum olduğumuzu unutuyoruz. Burada bütün dünyam su kabağı oldu. Dışarı çıkınca aynı işi yapmayı istiyorum."
'MAHKUM OLDUĞUMU UNUTUYORUM'
Su kabağı atölyesinde çalışan 33 yaşındaki İbrahim Kaya da, 3.5 yıldır cezaevinde olduğunu, 2 yıldır su kabağı atölyesinde çalıştığını söyledi. "Çalışırken mahkum olduğumuzu unutuyor herhangi bir işyerinde çalışır gibi hissediyorum" diyen Kaya, kabaklara 3 ile 5 bin arasında delik açıp, bir o kadar da boncuk taktıktan sonra boya ve silme yaptığını söyledi.