Lisinia Doğa Proje Alanı sorumlusu Öztürk Sarıca, MAKÜ'den 10 yıllığına kiraladığı arazinin 200 dekarlık kısmına ilk etapta 1 milyon 900 bin adet lavanta, adaçayı ve kekik fidesi dikti. İlk uygulama çalışmalarına Öztürk Sarıca'nın yanı sıra MAKÜ Rektörü Prof.Dr. Adem Korkmaz ve akademisyenler de katıldı. Prof. Dr. Korkmaz, dikim alanında çalışmalar hakkında Öztürk Sarıca'dan bilgi aldı, araziyi çapalayarak kekik fidesi dikti.
Rektör Korkmaz, yaptığı açıklamada, üniversiteye ait yaklaşık 650 dekarlık alanın üretim yapılması için kiraya verildiğini söyledi. Lisinia Doğa Proje Sorumlusu Öztürk Sarıca'nın dikim yapacağını vurgulayan Prof. Dr. Korkmaz, "Ortak bir merkez kurarak üniversite olarak işin AR-GE kısmında ve ürün geliştirmede yer alacağız. Yetiştiricilik ve lojistik kısmını Öztürk Sarıca sağlayacak. Bu bölgede lavanta, adaçayı, kekik gibi su tüketiminin çok çok az olduğu ama gelir potansiyelinin oldukça iyi olduğu bir uygulamayı gerçekleştiriyoruz. Küresel ısınmadan, göllerin çekilmesine kadar birçok boyutta baktığımızda bölgemizde alternatif yetiştiricilik ve alternatif tarımsal faaliyetleri desteklememiz gerekiyor. Diğer yetiştirici ve köylülerin ihtiyaç duyacakları anaçları burada yetiştireceğiz" dedi.
SUSUZ TARIM YAYGINLAŞTIRILACAK
Öztürk Sarıca ise susuz yetişen aromatik bitkiler noktasında yıllardır çalışmalar yaptıklarına işaret etti. Üniversitenin böyle bir çalışmanın içinde bulunmasının kendilerine güç vereceğine değinen Sarıca, "Üniversitenin Ar- Ge çalışmalarını üslenmesiyle susuz tarımın yaygınlaştırılması, anaçların temini ve farklı ıtri bitkilerin yöresel anlamda geliştirilmesi noktasında çok daha hızlı yol alacağız. Özellikle son yıllarda fiyatı çok yüksek seviyelere çıkan türlerin yağlarının üretilmesi için gerekli anaçların üretimine burada başladık. Yöresel anlamda pek çok kişi önümüzdeki yıllarda susuz tarımdan para kazanmak istediğinde bu türleri de yetiştirebilecek. Türkiye'nin gerçek aromatik bitki potansiyeli ortaya çıkmış olacak" diye konuştu.
Sarıca, alanda 3 lavanta türünün yanı sıra adaçayı, Anadolu adaçayı, bilyalı kekik ve kara kekik yetiştireceklerini kaydetti.
MAKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. İskender Gülle de susuz tarımın önemine işaret etti. Burdur Gölü başta olmak üzere son yıllarda birçok gölde suların çekildiğine değinen Prof. Dr. Gülle, "Burdur Gölü'nü korumanın en iyi yolunun bölgede su tasarrufu sağlayan ürünler yetiştirmek olduğu kanısına vardık. Burdur Gölü'nün korunması çalışmaları kapsamında alternatif gelir kaynakları yaratmak, bölgenin ekolojisine ve iklimine uygun tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştirilmesi konusunda çaba sarf ettik. Tıbbi ve aromatik bitkiler en az su tüketen, ilaç kullanılmayan, en az emek sarf edilen bitkiler olup Burdur'un ve Burdur Gölü'nün geleceğinde çok önemli olacaktır" dedi.
Mesut MADAN/BURDUR,(DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |