Bakan Numan Kurtulmuş, Antalya'nın Belek turizm bölgesinde bir otelde düzenlenen Koruma Bölge Kurulları Koordinasyon Toplantısı'na katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Kurtulmuş, Türkiye'nin, dünyanın başka hiçbir ülkesinde bulunmayan bir kültürel ve tarihi güce sahip olduğunu kaydetti. Anadolu'dan 30 medeniyet geçtiğini belirten Kurtulmuş, Kars'taki Ani Harabeleri'nin bile başka bir ülkede olması halinde milyonlarca ziyaretçi çekebileceğini söyledi. Sahip olunan birçok zenginliğin çok azının gün yüzüne çıkarılabildiğine dikkat çeken Kurtulmuş, gün yüzüne çıkan değerlerin oranının yüzde 20'ler düzeyinde olduğunu kaydetti.
AMASRA ÖRNEĞİ
Türkiye'de eski şehirlerden çok azının kaldığına vurgu yapan Bakan Numan Kurtulmuş, eski şehirler ve mahalleleri ayakta tutmaları gerektiğini söyledi. Bakan Kurtulmuş, "Bu değerlerin bir kısmı maalesef gitti. 50 yeni şehir kurarız ama yeniden Amasra'yı kurmamız mümkün değil. Bizim zihin dünyamız, Amasra'yı kuran o büyük medeniyetin 'Komşunun güneşini örtmeyeceksin' prensibini almıyor" dedi.
"BİNALARIMIZIN ÇOĞU RANT ÇETESİNE KURBAN EDİLDİ"
Dünyanın birçok bölgesinde güzel binaların eski ve kadim binalar, çirkin binaların da yeni binalar olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bazı ülkeleri ziyaret ettiğimizde keşke biz de binalarımızı böyle korumuş olsaydık diye üzülüyoruz. Ama ne yazık ki bizim bu özellikteki binalarımızın çoğu rant çetesine kurban edildi ya da ne yazık ki birtakım nedenlerden dolayı ayakta kalamadı. Özellikle Sanayi Devrimi ile başlayan süreçte, şehirlerin ruhunu oluşturan ana eksen, çok sayıda insanın ikamet edebileceği binaların dikilmesi ve şehirler büyüdükçe ortaya çıkan rantın bir şekilde paylaşılması olmuştur. O kötü binaların birçoğunun o rant endişesiyle dikildiğini görüyoruz."
"KENDİ KÖKLERİMİZ ÜZERİNDEN YÜKSELME ZAMANI"
Bakan Numan Kurtulmuş, son 2-3 asırda bu topraklarda verilen siyasi ve ekonomik mücadelenin temelinde milli kültürel bağımsızlık olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Milli kültürel bağımsızlığa sahip olmayan ve bunu pazarlamayan milletlerin ayakta kalması mümkün değil. Türkiye'de 2 alan atbaşı gitmiştir. Milli kültürel bağımsızlıkla ekonomik ve teknolojik alan yan yana gitmiştir. Bizim gibi iddialı milletlerin kültürel bağımsızlığına sahip olmadan ekonomik bağımsızlıkları mümkün değildir. Son 3 asırdır başka bir medeniyetin altında ezildiğimizi, kendi medeniyetimize ait değerleri bırakırsak adam olacağımızı zannettik, içimize kapandık. Batı medeniyetini taklit ettiğimizde güçlü olacağımızı zannettik. Her ağaç kendi gövdesinde yükselir. Bir ağacın başka bir ağacın üstünde yükselmesi mümkün değildir. Bunu yeni yeni anlamaya başladık. Kendi köklerimiz üzerinden yükselme zamanıdır."
EHLİYET, LİYAKAT VE SADAKAT
Koruma kurulu üyelerine uyarılarda bulunan Bakan Kurtulmuş, işleri yürütürken 'ahbap çavuş' ilişkilerine girmemelerini söyledi. Üyelerden 3 temel ilkeye sahip olmalarını isteyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Ehliyet, liyakat ve sadakata sahip olmanız gerekiyor. Ehliyet ve liyakat olması gerekiyor ama her birimizin sadakati olması lazım. Millete sadakatı olmayanın ehliyeti ve liyakatı ne kadar yüksek olursa olsun, millet hizmeti nezdinden 5 para değeri yoktur. Örneğini FETÖ'de gördük. Bu çetenin üyelerinin bir kısmı koca diplomalara sahip, bir kısmı yıllarca mesleki deneyime sahip. Ama general seviyesinde adamların düşmanca hareket ettiğini gördük. Sadakat ne sözde falanca hocaya, ne de falanca yerdeki locaya olmalı. Sadakat millete olmalıdır. Bunu gerçekleştiren bütün arkadaşlarımızla çalışırız."
KORUMA KURULLARINDAN 5 BEKLENTİ
Koruma kurullarından beklentilerini 5 madde halinde sıralayan Bakan Numan Kurtulmuş, ilk olarak Türkiye'nin kimliği ve şehirlerin kadim ruhunu korumak zorunluluğu olduğunu belirtti. Hiçbir şekilde telafi edilmeyecek sorumluluklarının burada olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sırtımızda bir emanet var. Bu emanete hıyanet etmemek ve ettirmemek. Allah rızası için ranta boyun eğmeyin. Rantın baskısı ile alınacak yanlış bir kararın ileride telafisi mümkün değildir. Bir şeyler yıkıldıktan sonra bunları yerine getirmek mümkün değildir. Burada çok dik ve sağlam durun. 'Koruma kullanma' dengesi güzel bir laf gibi duruyor ama esas mesele tarihi, tarihe hapsetmeyin. Tarihi mekanların yaşanabilir hale gelmesi tarihin hayat bulmasını sağlayacak şekilde görüşlerimizi olgunlaştırmamız gerekiyor. Koruma kullanma ilkesine riayet edeceğiz ama tarihi, kültürel varlıklarımızı hayattan koparmayacağız. Son olarak işlerimizi aksatmayacağız. Hak varsa ve doğru olduğunu biliyorsanız, işleri hızlandırın."
Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA, (DHA)-