Konyaaltı Belediyesi tarafından '24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı' dolayısıyla bir otelde düzenlenen programa Başkan Semih Esen ve gazeteciler katıldı. Basında sansürün kaldırılışının 115'inci yıl dönümü olduğunu, fakat aynı kararlılıkla ve aynı hızla basın özgürlüğünün sağlanamadığına dikkati çeken Semih Esen, basında istenilen noktaya bir türlü gelinemediğini vurguladı.
'SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİYORUM'
Gazeteciler Sendikasının birkaç notunu paylaşan Semih Esen, Türkiye'de şu an gazetecilik faaliyeti yaptığı için 47 gazetecinin cezaevinde olduğunu anlattı. Geçen sene 97 gazetecinin, gazetecilik faaliyeti nedeniyle saldırıya uğradığını belirten Başkan Esen, benzer rakamda gazetecinin de yaptığı haberler nedeniyle tehdit edildiğini, bunun son derece kötü bir durum olduğunu söyledi. Basın özgürlüğünün önünde set oluştuğunu belirten Semih Esen, “İnsanların büyük kısmı haber alma haklarını ve ekonomiye dair haberleri öğrenme haklarını bağımsızlığına inandığı sosyal medyadan veya çeşitli video kanallarından yayın yapan habercileri dinleyerek gideriyor. Bugün sosyal medyada yayın yapar bir habercinin izlenme oranlarına baktığımızda birkaç kanalın toplamından fazla izlendiğini görüyoruz. İletişimin güçlendiği bu dönemde artık gazeteciler de hem maddi anlamda kaynak daha kolay sağlayabildikleri hem de daha özgürce haber iletebildikleri için bu mecraları tercih etmektedir. İtiraf etmeliyim ki ben de bir olayı değişik yönleriyle anlamak dinlemek istediğimde kesinlikle çok yüksek paralarla kurulmuş olan televizyon kanallarını değil, gazetecilerin yaptıkları videoları izliyor, sosyal medyadan onları takip ediyorum" dedi.
'165'İNCİ SIRADAYIZ'
Siyasetçi olarak kendisinin eleştiriye açık olduğunu vurgulayan Semih Esen, rakiplere asılsız ithamlarla bulunulmaması gerektiğini, yenmeyi biliyorsa yenilmeyi de bilmesi gerektiğinin önemli olduğunu söyledi. Siyasi nezaket ve insani nezaket sınırlarının aşılmaması gerektiğini vurgulayan Semih Esen, siyasette insani dokunulmazlıklara girilmemesi gerektiğini, çocuğu, eşi, aile yaşantısı ya da inancı veya mezhebiyle ilgili yorumların siyasi araç olarak kullanılmaması gerektiğini aktardı. Türkiye'nin sansürle mücadelede 115'inci yıl olmasına rağmen geçen sene dezenformasyonun engellenmesiyle ilgili bir yasa çıkarıldığını hatırlatan Semih Esen, gazeteciler açısından son derece özgürlüğü kısıtlayıcı maddeler olduğunu, bu maddelerin mağduru olmanın mümkün olduğunu söyledi. Başkan Esen, “Bunların tamamının bir an önce hayatımızdan çıkmasını, özgür haber alma, doğru habere ulaşma hakkını gazeteciler aracılığıyla daha güçlü bir şekilde toplumda yaygın bir şekilde kullanılmasını diliyoruz. Türkiye Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün yayımladığı raporda, 2002 yılında ilk rapor yayımlandığında 100'üncü sıradayken, bugün yayımlanan raporda maalesef 168'inci sıradayız. En son üç Kuzey Kore, Çin ve Vietnam. Bu durum hiç hoş değil. Durumu vahim ülkeler arasındayız. Bu vahim durumun bir an önce engellenmesi için yapmamız gereken şey eleştiriye tahammüllü olmak ve hoşgörülü olmaktır. Ben siyasette bulunduğum sürece herhangi bir gazeteciyle ilgili olumsuz bir davranış ve söylem içinde olmayacağımı buradan beyan ediyorum" diye konuştu.
'CHP'NİN 2010 YILINDAN BU YANA BAŞLATTIĞI DEĞİŞİME KATILIYORUM'
Gündeme dair soruları yanıtlayan Semih Esen, CHP'deki değişim konusu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir değişim başladığı için üye olduğunu, CHP'nin başka kesimlerin sesini daha fazla duymaya başladığı için CHP'nden siyasete girdiğini söyleyen Başkan Semih Esen, şöyle konuştu:
“Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki değişim yıllar önce başladı. Farklı bir bakış açısıyla o günlere kadar çok fazla sağlıklı iletişim kuramadığı kesimlere yöneldiği için ben Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye oldum. Bir zamanlar son derece katı bazı konularda esnekliği olmayan bir dar yapı vardı. Bırakın değişimi, yeni bir üyeye bile tahammülü olmayan bir dar yapı vardı. Bu dar yapı değiştikten sonra artık Cumhuriyet Halk Partisi'nde değişim başladı. Cumhuriyet Halk Partisi o güne kadar çok mesafeli olduğu muhafazakar kesimlerle son derece birbirini anlayan bir diyalog oluşturdu. Bu değişim medyada yer alma oranımızın düşüklüğü nedeniyle birçok toplum kesimi tarafından tam olarak anlaşılamadı. İktidar ne söylediyse maalesef öyle anlaşıldı. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi'ne artık geçmişteki kaygıları duymadan oy veren milyonlarla değişim yaşandı. Değişim toplumun yarısının bizimle kol kola yürümesini sağladı. Siz bugüne kadar size yakın olmayan kesimleri dinlemeye başladınız. Gitmediğiniz yerlere gitmeye, değinmediğiniz konulara değinmeye başladınız. Cumhuriyet Halk Partisi bugün her kesimle her şeyi konuşabilen bir noktaya geldi. Büyük değişim yaşadı. Yüzde 48 olduk. 50.1 olsaydık alkışlanacaktık. Yüzde 2'nin CHP'de değişim olmadığı için, CHP'nin yanlış strateji belirlediği için olduğunu söylersek haksızlık ederiz. Konuyu yeniden sıfır noktasına götürürüz. Biz öncelikle neden 48'de kaldık dememiz lazım. Bu değişim yaşandı yaşanmaya da devam edecek. 1 kişinin siyasi ahlaka uygun olmayan yöntemlerle eleştirilerek siyaset dışına çıkarılmaya çalışılmasını toplum tasnif etmez. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2010 yılından beri başlattığı değişime sonuna kadar katılıyorum. Ama hiçbir parti seçmenin vicdanını sızlatacak sözlerle birbirini eleştirmemeli. Eğer lider değişikliği anlamında bu değişikliğe katılıyor musunuz derseniz de ona katılmıyorum."
Aslı DURAN/ANTALYA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |