MYK sonrası açıklamada bulunan CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler, hükümetin pek çok önemli davada, dava daha mutfaktayken bilgileri basın yoluyla halkla paylaştığını ve Uludere konusunda konuşmayı yasakladığını iddia etti. Uludere soruşturmasına gizlilik kararı getirildiğini hatırlatan Güler, "Bu gizlilik kararına karşın çok net birkaç sorumuz var; Uludere olayındaki faciayı yaşamıza sebep olan istihbaratı kim verdi? Başbakan neden suskun? AKP Uludere olayından sonra neden Uludere'de yoktu? Üstelikte devletin kaymakamı darp edilmişken. Ve bir de Barzani'nin neden tazminat ödediğini de merak ediyoruz. Bu sorulara açıklık getirilmesi gerekir" diye sordu.
GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI'NIN TUTUKLANMASI HAZMEDİLMESİ GÜÇ BİR OLAY
Güler, Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ'un tutuklanmasının Türkiye için hazmedilmesi güç bir olay olduğunu söyledi. Birgül Ayman Güler, Başbuğ'u yargılama yetkisinin, Anayasal olarak özel yetkili mahkemelerde olmadığını savunarak, "Bu tutuklamayla ve daha önce gerçekleştirilmiş bütün tutuklamalarla ilgili olarak darbe gerekçesini aşan boyutların artık dikkati çektiğini söyleyebiliriz. Öyle görünüyor ki, iktidar sadece kendi 10 yılının hesabını değil, adeta Cumhuriyet dönemi ile hesaplaşmanın içine girmiştir. Bugün tutukladığı ve ordunun bir numarası olan subay, AKP iktidarı döneminde göreve gelmiş ve emekli olmuştu. Eğer ortada bir suç varsa, o suç belgelerine AKP'li bakanların da imza attığını da hatırlatmak gerekir. Emekli olduktan 1.5 sene sonrasını bekleyecek kadar önemli ne vardı sorusuna cevap bekliyoruz. Eğer görevli olduğu süre içerisinde AKP iktidarı döneminde ve AKP'li bakanlar ile birlikte darbe hazırlıkları yapmışsa, neden o süre içerinde soruna iktidarın el koymadığını merak ediyoruz" dedi.
ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER, SIKIYÖNETİM MAHKEMELERİNİ ARATIYOR
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nun CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlamasını değelendiren Güler, "Bugün, yargı eliyle baskın yapmalar ne yazık ki, bizim partimize ve partimizin genel başkanına sıçradı. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, yargıyı etkilemek nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için bir fezleke hazırladı. Ve bu fezlekeyi yürütebilmek için Adalet Bakanlığı'na dokunulmazlıkların kaldırması talebiyle başvurdu. Daha önce üniversiteleri susturan, askeri yönetimin hiyerarşisini alt üst eden, yargıyı siyasallaştıran ve yargıyı güvenilmez kurum kılan AKP iktidarı, şimdi bütün bu diktotaryal gelişmelere karşı direnen ana muhalefet partisini de hedef almış görünüyor. Sıkıyönetim mahkemlerini aratan özel yetkili mahkemenin genel başkanımız hakkında fezleke hazırlamasını, dokunulmazlığının kaldırılmasını istemesini acaba çok doğal mı karşılamalıyız ? Bir yanıyla doğal karşılıyoruz. Çünkü bu mahkemeler siyasi iradenin emrinde olan mahkemelerdir. Bu tür mahkemelerden başka bir şey yapmalarını zaten beklemiyoruz. Gün ağırmadan yapılan baskınlarla gözaltıları başlatmak, gözaltı sürelerini tutuklama kararı verecek heyete denk düşürmek, sanıklardan suçlamalarını gizlemek ve savunmalarını engellemek, AKP'nin bunaldığı anlarda gündemi değiştirecek ve dikkatleri başka yana çekecek kararlara imza atmak özel yetkili mahkemelerin günlük işi haline geldi" dedi.
CHP, 'AKP'YE VE ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERE HODRİ MEYDAN' DİYOR
Türkiye'de hiç kimsenin güven içinde olmadığını ifade eden Güler, şunları söyledi:
"Bugün toplumu terörize etmek ve korku imparatorluğuna biat ettirmek için CHP'nin Genel Başkanı'nı hedef seçtiler. Çünkü ayakta kalan tek ve güvenilir kale CHP ve Genel Başkanı'dır. Bu nedenle CHP, AKP'ye ve özel yetkili mahkemelere hodri meydan diyor. Sayın Genel Başkanımızın dokunulmazlığını kaldırabilirler. Bizim dokunulmazlık zırhına AKP yöneticilerinin ihtiyacı olduğu gibi ihtiyacımız yoktur. Türkiye'de hiç kimse güven içinde değildir. Türkiye'yi komşularıyla savaşa sürekleyen AKP, içine girdiği bataklığı gizleyebilmek için giderek saldırı noktalarını çoğaltmaktadır. Ancak dış politikadaki bu büyük çöküş, 2012'de iç politikada yaşayacağımız büyük çöküşler bu baskı tedbirleri ile önlenemez. AKP, bundan böyle Türkiye'de 'ileri demokrasi' adını verdiği diktatörlüğün partisidir. Ve bu özelliğine uygun bir muhalefet ile karşılaşacağını defterine not etmelidir."
Bir basın mensubunun soruşturma haberi aldığında, Kılıçdaroğlu'nun ilk tepkisini sorması üzerine Birgül Ayman Güler, "'Beni de mi Silivri'ye götürecekler" gibi bir şey dedi yanılmıyorsam. O nedir diye sorduğumuzda Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı benim için fezleke hazırlamış, gündemimizi kesmedik, daha sonra devam ettik" diye yanıtladı.
ANKARA, (DHA)