Konferansta konuşan Avrupa Komisyonu’nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle, basınla ilgili uygun yasal düzenlemelere sahip olmanın tek başına yeterli olmadığını, uygulamanın da önem taşıdığını söyledi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Buzek ise, 'Türkiye'de özgür medya ile ilgili kaygılar olduğunu' belirtti. Toplantıda konuşan CHP Brüksel Temsilcisi Kader Sevinç, 'internet sansürü konusunun gündemden bir an önce düşmesi gerektiğini' söyledi.
AB Komisyonu’nun 2011 ilerleme raporlarında, Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye’de ifade özgürlüğü noktasında durgunluğa ya da gerilemeye işaret edilmesinin endişe verici olduğunu belirten Füle, basını ilgilendiren 3 temel sorunu siyasi müdahale, ekonomik baskı ve basın mensuplarına yönelik şiddet olarak sıraladı.
KADER SEVİNÇ: 'İNTERNET SANSÜRÜ GÜNDEMDEN BİR AN ÖNCE DÜŞMELİ'
CHP Brüksel Temsilcisi Kader Sevinç ise toplantıda şunları söyledi:
“Böyle bir toplantının düzenlenmesinden memnuniyet duyuyoruz. CHP medya özgürlüğü konusuna en duyarlı siyasi partidir. Maalesef Türkiye 12 Haziran'da genel seçimlere özgür bir medya ortamında gitmiyor. Bu konuda toplum derin tartışmalar ve kaygılar içinde. Vatandaşlarımızın birer seçmen olarak doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmaları demokrasimizin geleceği açısından çok önemli. Sağlıklı seçimler medya özgürlüğünün sorgulanmadığı bir ortamda mümkündür. Medya özgürlüğü konusunda ayrıca ceza yasasında yapılacak düzenlemeler, medya dünyasının katılımı ile oluşturulacak etik kurallar ve gerekirse yasal düzenlemeler ve de yargı sistemine yönelik eğitim programları bir an önce uygulamaya geçmelidir. İnternet sansürü konusu ise yanlıştır ve bir an önce Türkiye gündeminden düşmelidir. CHP Türkiye'nin AB süreci için en kararlı demokratik güçtür. Bu çerçevede medya özgürlüğü dahil AB hedefi doğrultusunda en geniş demokratik reform gündemi CHP'nin önceliğidir.
Medya, insan hakları, kadın hakları, çocuklar hakları, internet özgürlüğü ve yargı reformu konularında somut önerilerimiz var. Bundan önceki anayasa değişikliği sırasında yargı bağımsızlığı konusunda AB Komisyonu'nu açıkça uyardık. Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu bu konuları bizzat AB yetkilileri ile görüştü. Bugün gelinen noktada görüyoruz ki haklı çıktık ve AB Komisyonu da işaret ettiğimiz konuların farkına varıyor. Artık önemli olan bundan sonraki dönemde AB'nin daha bilinçli ve aktif olarak Türkiye'deki demokrasi mücadelesine destek olmasıdır. Ayrıca genel olarak da AB'nin Türkiye politikası değişmeli. Türkiye'yi dışlayan değil ileri bir Avrupa demokrasisi ve refah toplumu olmak yolunda teşvik eden bir çizgiye gelmelidir. Böyle bir Türkiye'nin Avrupa'nın küresel gücüne katkısı aşikardır."