Kemal Kılıçdaroğlu, "İnsanlık tarihi, demokrasi ve özgürlük yolunda bedel ödeyenlerle doludur. O bedel ödeyenler sayesinde tüm dünyada kazanımlar elde edilmiştir. Biz, evrensel hukukun ve seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için her bedeli ödemeye hazırız. Tehdide ve şantaja asla boyun eğmeyeceğiz. Demokrasi mücadelesi veriyoruz. Milli iradenin önündeki engellerin kaldırılması mücadelesini veriyoruz. Tek adamın egemen olduğu Türkiye'yi değil, yurttaşların egemen olduğu bir Türkiye'yi savunuyoruz" diye konuştu.
"HİÇ KİMSENİN YARGIYA TELEFON ETMESİNİ İSTEMİYORUZ"
Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istediklerini belirten CHP lideri, şunları söyledi:
"Bize, 'Sorunu çözmek için yargıya telefon mu edelim?' diyorlar. Hiç kimsenin yargıya telefon etmesini istemeyiz. Böyle bir talebimiz de asla olamaz. Ne Anayasa'da ne de Ceza Yasası'nda engelleme yokken halkın seçtiği insanlar parlamentoya gelemiyor. Vatandaşın oyunu görmezden gelip, başka söylemler gerçekleştirenler, demokrasiye ihanet ediyorlar. Madem ki, uluslararası arenada saygın bir ülke olacaksınız, madem ki uluslararası sözleşme imzaladınız ve o sözleşmeler iç hukukun üstünde olsun diye anayasayı değiştirdiniz, 90. maddenin gereğini de yerine getirmek zorundayız. Yerine getirmediğimiz zaman, anayasayı da ihlal etmiş oluyoruz"
"EGEMENLİK KAYITLI ŞARTLI MİLLETİN OLMAYA BAŞLADI"
Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Halkın iradesi ile seçilen milletvekillerinin parlamentoya gelmelerini istemek hangi demokraside suç olarak görülüyor? Meclis Genel Kurulu'nda, Mustafa Kemal'in sözü vardır. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' der. Biz o sözün arkasındayız. Şimdi egemenlik kayıtlı ve şartlı milletin olmaya başladı" dedi.
"İKİ GİZLİ TANIĞIN İFADESİ İLE HERKES AYLARCA İÇERİDE KALABİLİR"
Konuşmasında, Özel Yetkili Mahkemeleri de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Biz hiçbir zaman, hiçbir yerde sorun yaratan bir parti olmak istemiyoruz. Tam tersine, sağduyulu düşünen bütün yurttaşlarımıza da seslenmek istiyoruz. Biz, sokakta yürüyen yurttaşın da güvencesi olsun diyoruz. Daha dün bir AKP milletvekili , 'Daha durun, başka milletvekilleri de tutuklanacak' diye gözdağı veriyorsa, onun önünde kaya gibi duracak olan CHP'dir. AK Parti'nin geliştirdiği mevcut hukuk sisteminde yarın sabahleyin iki gizli tanığın ifadesi ile herkes gözaltına alınıp aylarca içeride kalabilir. Bir de gizli karar alırsınız, avukatı dahi o dosyada ne var bilemez. Bu demokrasi ayıbıdır. Birileri adına karar veren Özel Yetkili Mahkemeler var. Hiçbir çağdaş ülkede de böyle bir gariplik yoktur" diye konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 16 maddelik 'demokrasi manifestosu' şu şekilde:
"1 - Milli İrade tutuklu, CHP bu demokrasi ayıbın içine sindiremediği için yemin etmiyor.
2 - CHP, ülkemize çok partili rejimi ve demokrasiyi getiren parti olarak, demokrasinin, hukuk devletinin, güçler ayrılığının ve milli iradenin ayaklar altına alınmasına karşı çıkıyor.
3 - CHP, güçler ayrılığı ilkesine inanıyor.
YARGI VESAYETİNİ DE, YARGI ÜZERİNDEKİ VESAYETİ DE KABUL ETMİYOR.
4 - CHP her vatandaşın verdiği oya saygılı olduğu ve her yurttaşın oyuna sonuna kadar sahip çıktığı için yemin etmiyor.
5 - Çok iyi biliyoruz ki, vatandaşın verdiği oya sahip çıkmak demokrasiye, seçme ve seçilme hakkı ile milli iradeye sahip çıkmaktır
6 - CHP olarak şunu açık ve net olarak söylüyoruz; Kendi yurttaşının oyuna sahip çıkmayan, çıkamayan bir parlamento, ülkesinin çıkarlarına da, demokrasiye de, temel hak ve özgürlüklere de, milli iradeye de sahip çıkamaz.
7 - CHP, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin imzaladığı uluslar arası anlaşmalara, sözleşmelere saygı duyar. Bu saygının gereği olarak Anayasa’nın 90. maddesinin hayata geçirilmesinin, uygulanmasının gerekliliğine inanır.
8 - CHP insan haklarını, demokrasiyi her yerde ve her koşulda savunur.
9 - CHP, Milli iradenin sonucu olarak tecelli eden seçme ve seçilme hakkını askıya alan, uluslar arası hukuk anlayışına ters düşen uygulamalara da karşı çıkar.
10 - CHP Parlamento’nun işlevini el kaldırıp indirme olarak görmemektedir.
Yürütme organının her dediğini koşulsuz olarak yerine getiren bir parlamento, sağlıklı çalışan bir parlamento değildir.
CHP, güçler ayrılığı ilkesine inancının gereği olarak yargının, ya da yürütmenin yasama organına müdahalesini kabul etmez.
11 - CHP haklarında hiçbir mahkumiyet kararı bulunmayan ve TBMM’ye gelip yemin etmeleriyle ilgili olarak da, hiçbir hukuksal engel bulunmayan milletvekillerinin hapishanelerde tutularak parlamentoya getirilmemesini, yemin etme haklarını kullanmalarının engellenmesini demokrasi ayıbı olarak görür.
Sormak istiyorum,
Her tür yasal prosedüre uygun olarak halkın oylarıyla seçilip gelen milletvekillerinin yemin etmeleri engellenerek, hukuksuz bir şekilde hapiste tutulmasını hangi vicdanla bağdaştıracağız.
CHP, Recep Tayip Erdoğan’ın parlamentoda olamaması olayında olduğu gibi bu günde, demokrasi inancının gereği olarak kendisine yakışanı yapıyor ve halkın vicdanı olmayı sürdürüyor.
12 - CHP, seçimlerden önce “Uzun Tutukluluk sürelerinden şikayet edenlerin”, seçimden sonra bu söylemini rafa kaldırarak, hiçbir hüküm giymemiş milletvekillerinin yemin etmemesini olağan karşılayan İKİ YÜZLÜ ANLAYIŞINI şiddetle reddediyor.
13 - Altını çizerek bir kez daha belirtmek istiyorum ki, CHP tutuklu milletvekillerinin yeminden sonra da yargılanmalarına karşı çıkmamakta,
Dokunulmazlık veya af istememektedir.
CHP sadece ve sadece hukukun üstünlüğünü,
TBMM’de halkın iradesinin egemen olmasını, evrensel hukukun gereği olarak seçilen milletvekillerinin yeminlerini ederek yasama görevine katılmalarını istiyor.
14 - Masumiyet karinesi, hak mücadelesinde insanlık tarihinin en büyük kazanımlarının başında gelmektedir. Mevcut durum bu en temel insan hakkının en ağır ihlalidir. Biz yasama faaliyetinin saygınlığı bakımından da bu tutumu almaktayız.
15 - CHP 24. dönem yasama faaliyetinin bu koşullarda, yargının takdiri altında kaldığı inancındadır.
CHP Yasama organının ve 550 milletvekilinin bağımsız olmayan yargının hukuk dışı takdirine ve bu takdirin kapsama alanı içinde olmasına karşı çıktığı için haklı ve hukuki tavrını sürdürmektedir.
16 - CHP, Türkiye’nin itibarının sadece içerde değil, dışarıda da zedelenmemesi ve yaşanan sorunların aşılması için tüm çözüm önerilerine açıktır.
Genel Başkan olarak bunu bir kez daha altını çizerek vurguluyorum.
ÇÜNKÜ,
SORUN SADECE CHP’NİN DEĞİL, TÜRKİYE’NİN SORUNUDUR"