Aliseydi KARAGÖZ/ GÜN HABER
İŞTE AKP YE KATILAN CHP YÖNETİCİLERİ
MEHMET ATMACA-CHP İL BAŞK. YARDIMCISI
UMUT DOĞAN - CHP İL BAŞK. YARDIMCISI
SALİH AZİZOĞLU - CHP İL BAŞK. YARDIMCISI
HALİL BOLATAN - CHP KONYALTI İLÇE BAŞK. YARDIMCISI
SAVAŞ YILMAZ - CHP KEPEZ İLÇE SEKRETERİ
ZEKİ GÖKÇE - CHP KONYALTI İLÇE BAŞK. YARDIMCISI
SABRİ ÖZMEN - İŞ ADAMI - CHP DÖŞEMEALTI MECLİS ÜYESİ ADAYI
ARİF SUNGUR - CHP KEPEZ GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI
CENGİZ KEBAPÇI - CHP MURATPAŞA İŞÇİ KOMİSYONU BAŞKANI
ÖZKAN AKPINAR - AVUKAT
RAMAZAN OR - İŞ ADAMI
MEHMET TURGUT - CHP AĞLASUN BELEDİYE BAŞKAN ADAYI
KENAN ALDEMİR - CHP KURUCU ÜYESİ - ESKİ İL GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI
MUSTAFA ŞAHİN - GAZETECİ
SERVET KURT - CHP İL GENÇLİK KOLL. BAŞK . YARD.
ÇAĞLAR ÜNGÖR - CHP İL GENÇLİK KOLL. BAŞK YARDIMCISI
HAKAN HARMANCI - CHP KEPEZ GENÇLİK KOLL BAŞK YARDIMCISI
DURMUŞ AYDOĞAN - CHP KEPEZ GENÇLİK KOLL BAŞK YARDIMCISI
GÜLŞEN REYŞAN - CHP İL DELEGESİ
METİN GÜL - CHP İL DELEGESİ
AYSUN AYDOĞAN - CHP MECLİS ÜYESİ ADAYI
ZAFER AKTAŞ -ESNAF
HASAN MERT KIZIL - MİLLİ SPORCU
HEDİYE ŞAHİN - İL DELEGESİ
ÖZCAN KOÇ - KONGRE DELEGESİ
ERDİNÇ EREN - KONGRE DELEGESİ
ERKAN KÖRCEĞİZ- CHP KEPEZ İŞÇİ KOMİSYONU BAŞKANI
ADNAN AYDIN - CHP İL DELEGESİ
MEDENİ AYDIN - ESNAF
BURCU ÇETİN - ÖĞRENCİ
SİNAN ÖKSÜZ- KONGRE DELEGESİ
SUAT UÇAR - KONGRE DELEGESİ
ABDULLAH UZUN - ESNAF
TÜREL'İN KONUŞMASI
"Sevgili kardeşlerim,
Bu büyük buluşmaya,
Antalya’nın büyük buluşmasına, gönül birliğine, Antalya için birlikte çalışmaya, Antalya sevdasına, Antalya aşkına, Antalya’ya hizmete, Antalya’nın büyük hedeflerine, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, kuvvet getirdiniz.
Sizlere, Antalya’mız adına teşekkür ediyorum.
Sizlere, yiğitlik gösterip, Antalya sevgisinde buluştuğunuz için, Antalya’yı particilikten daha üstün tuttuğunuz için, hizmet siyasetini tercih ettiğiniz için, Antalya’yı büyük hedeflere götürme gayemize verdiğiniz destek için teşekkür ediyorum.
Bizim sevdamız, gayemiz, yolumuz birdir, herşey Antalya içindir, herşey Antalya’ya, Gazipaşa’dan Kaş’a kadar bütün Antalya’ya daha büyük hizmetler vermek içindir.
Bugünden itibaren, bugün aramıza katılan sevgili arkadaşlarımızla birlikte, bu yeni ve taze kanın verdiği kuvvetle, hep beraber Antalya’ya daha büyük hizmetler vereceğiz.
Sevgili kardeşlerim,
Esasında bu büyük buluşma Antalya’nın sınırlarını da aşan, Türkiye’ye ve dünyaya mesaj veren bir buluşmadır.
Bugün buradan, bu salondan dünyaya şu mesajı veriyoruz. Diyoruz ki;
“Türkiye’yi bölemeyeceksiniz, Türkiye’yi birbirine düşüremeyeceksiniz, Türkiye’yi siyasi kavgaların içine, etnik, dini her tür ayrışmanın tuzağına çekemeyeceksiniz.
Biz, büyük Türkiye hedefinde, ileri demokrasi hedefinde, tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet olarak bir ve beraber kalacağız.
Türkiye bir daha kardeş kavgaları tuzağına düşmeyecek. Türkiye’nin geleceğini bitmez tükenmez kavgalarla karartmayacağız.
Her fikre, her farklılığa sevgiyle, saygıyla; herkesi kucaklayarak, milletimize daha iyi hizmet için, eşit hizmet için, demokrasi için, bir ve beraber olacağız”.
Sevgili kardeşlerim,
Bu mesaj, hele bugünlerde, elbette ki, çok önemli bir mesajdır. Bugün buradan verdiğimiz birlik mesajını Türkiye’nin dostu da düşmanı da böyle görecektir.
Birileri İslam âlemini Orta Çağ kavgalarına geri döndürmek, kavgaların içinde boğmak, geleceğini karartmak istiyor. İslam ülkeleri her tür kardeş kavgası içinde eriyip gidiyorlar. Mısır’da demokrasinin önünü kesenler, Irak’ta mezhep kavgasını kışkırtıyor. Türkiye’nin önünü kesmeye, etkisini zayıflatmaya çalışıyorlar.
Türkiye’yi hem içerde hem dışarda kuşatmaya çalışıyorlar. Türkiye’yi kıpırdayamaz hale getirmek, uysal koyun yapmak istiyorlar.
Türkiye, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-dindar, Atatürkçü-Atatürkçü olmayan gibi bölünmelerle devamlı kavga etsin, birbirine düşsün, yorgun düşsün ve istediğimiz gibi yönetelim istiyorlar.
İşte bugün buradan cevap veriyoruz. Diyoruz ki, “boşuna uğraşmayın, biz bölünmeyeceğiz, biz Türküz, Aleviyiz, Sünniyiz, Kürdüz, laikiz, dindarız, Atatürkçüyüz, biz büyük Türkiye’yiz”.
Kardeşlerim,
Bugün İslam adına, mezhep adına insan öldürenler, Peygamberimiz zamanında Hristiyanlarla yapılan bir anlaşmada şu maddeye bir baksınlar. Bakın anlaşma metninde ne buyurulmuş.
“Şarkta ve Garpta yaşayan tüm Hıristiyanların dinleri, kiliseleri, canları, ırzları ve malları Allah'ın, Peygamberin ve tüm müminlerin himayesindedir. Hıristiyanlık dini üzere yaşayanlardan hiç kimse, İslam'ı kabule zorlanmayacaktır."
İşte bizim dinimiz böyle bir anlayışa sahipken, bizim dinimiz, böyle bir din iken, bugün gördüğümüz manzaraları, savaşları kimse İslam’a mal edemez.
Türkiye’nin de Alevi-Sünni ayrılığı diye bir derdi olamaz, olmayacaktır.
Peygamber Efendimiz, bir hadis’i şeriflerinde “Ben ilmin/ hikmetin şehriyim, Ali de kapısıdır. İlim isteyen kimse bu kapıdan gelsin” diye buyurmuşlardır.
Hazreti Ali hepimizin sevgilisiyken, nasıl ayrılık olabilir?
Hepimiz Hacı Bektaşi Veli’nin, Yunus Emre’nin, Abdal Musa’nın, Pir Sultan’ın ortak mirasçılarıyız. Cami’nin “toplayan, bir araya getiren”, Cem Evi’nin “toplanma, bir araya gelme” manalarını taşıması bile esasen ne kadar “bir” olduğumuzu gösterir.
Türkiye bu zenginliğine sahip çıktıkça ve bunu dünyaya anlattıkça, inanıyorum ki, İslam âlemine de diğer toplumlara da ışık tutacak, ümit olacaktır.
Sevgili kardeşlerim,
Bizi Atatürk üzerinden bölmeye çalıştılar, bizi Türklük, Kürtlük üzerinden bölmeye çalışıyorlar.
Oysa, Cumhuriyetimizin kurucusu, Çanakkale gazisi Atatürk’le bizi kimse bölemez. Atatürk bu milleti birleştirmiştir, ayağa kaldırmıştır, O’nun ismi de sadece birleştirir.
İşte bugün burada olduğu gibi birleştirir.
Atatürk diyor ki, “Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir milletin evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır”.
Bir başka konuşmasında da diyor ki, “kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır. Bu adlandırmalar, millet üzerinde kederlenmekten başka bir etki meydana getirmemiştir. Çünkü bu milletin fertleri aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlâka hukuka sahip bulunuyorlar.
Hıristiyan, Musevi vatandaşlar, kader ve talihlerini Türk Milleti’ne vicdani arzularıyla bağladıktan sonra kendilerine yan gözle, yabancı gözü ile bakmak; medeni Türk Milleti’nin asil ahlâkından beklenebilir mi?”
İşte görüldüğü gibi biz her zaman böyle bir büyük gelenekten gelen insanlarız, milletiz.
Bu geleneği iyi bilmeyenler, anlamayanlar, hep bölmeye çalışarak Türkiye’yi istedikleri gibi yönetmeye kalktılar. Bütün bunları Türkiye’de demokrasiyi engellemek için yaptılar, bugün de yapıyorlar.
Rahmetli Adnan Menderes’e de, Özal’a da, Demirel ve Ecevit’e de neler yapmadılar? 1970’lerde, 1990’larda bu ülke neler görmedi? Bugün kim hangi kışkırtmayı yapıyor biliyor muyuz?
Kim çocukların eline taş ve Molotof kokteyli verip sokaklara çıkarıyor, kim bu çatışmaları kışkırtıp ölümlere sebebiyet veriyor, biliyor muyuz?
1970’lerde de gençler kullanılmadı mı? Neydi o kadar sağ sol kavgası? Ne oldu? Şimdi zerre kadar izi kaldı mı? O ölen gençlere yazık olmadı mı?
Merhum Alpaslan Türkeş, işte bu yüzden çıkıp demişti ki, “Biz ne kadar Türk’sek onlar da o kadar Türk’tür, onlar ne kadar Kürt’se biz de o kadar Kürd'üz. Kız alıp kız vermişiz, etle tırnak gibiyiz”, demişti.
Kardeşlerim,
Her on yılda bir Türkiye bir şey çıkarılıp engellendi. Bu oyunlarla siyaset dizayn edildi, Hükümetleri düşürdüler, astılar, kestiler, olan Türkiye’ye oldu.
Bizler Türkiye’nin 1975 sonrasını, yani 40 yılını bilen insanlarız. Artık bu tuzaklara düşmek büyük bir gafletten başka bir şey değildir.
O yüzden ayrılığa düşmeyecek, tersine bugünkü gibi birleşeceğiz.
İşte bu yüzden bugün beraber verdiğimiz mesaj, sizlerin sayesinde verdiğimiz mesaj çok önemli bir mesajdır.
Bu sebeple hepinize bir kere daha teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum.
Bugün Antalya siyasetinde de yeni bir sayfa açıyoruz.
Artık Antalya’nın geleceğinin siyasi çekişmelerle, particilikle karartılmasını istemiyoruz.
Yeter artık, ezberle yapılan siyasetin ne ülkeye ne de Antalya’ya bir faydası olur.
Kimse bizimle milliyetçilik, Atatürkçülük, halkçılık yarışı yapmasın. Artık hamasi ezber sözlere, nutuklara bizim de milletin de karnı tok.
Milliyetçilik iddia edenler, şanlı bayrağımızı istismar edenler, gidip bizim 2006’da Antalya’dan Çanakkale’ye gidip yaptırdığımız o bayrak direğine ve bayrağa baksınlar. O güzel reklamdaki bayrak direği Antalya’nın Çanakkale’ye armağanıdır. Şehit dedelerimizin hatırası için yapılmıştır. Kimse bizimle vatan ve bayrak sevgisi yarıştırmasın. Herkes vatanını sever, canını da feda eder. Bir insanın toprağına aşkı, vatanına aşkı insan tabiatında vardır. Ben senden daha milliyetçiyim demek ayıptır, zafiyet belirtisidir. Gerçek milliyetçilik hizmettir, çalışmaktır, taş üstüne taş koymaktır, eser vermektir, Türkiye’yi büyütmektir. Nutukla, sözle milliyetçilik olmaz. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Kimse bizimle Atatürk üzerinden de yarışa girmesin. Atatürkçülük milli bağımsızlıktır, Türkiye’nin istiklali ve istikbalidir, büyük Türkiye’dir. Atatürkçülük, seçimde Okyanus ötelerinden medet ummak değildir. Atatürkçülük seçim sandığında hile yapmaya güvenmek ve buna rağmen kaybedince yalanlar söylemek değildir.
Kimse bizimle halkçılık yarışına da girmesin. Bu salonda buluşanlar halkın ta kendisidir. Bu salonda buluşanlara, bu milletin büyük çoğunluğuna, bu milletin işçisine, köylüsüne birileri bidon kafalı, makarnacı diye hakaret edip durdular. Onlar milleti seçimden seçime hatırlarken, Ak partili belediyeler hizmetleriyle milletin takdirini kazandılar.
Halkçılık halka hizmet götürmektir, yatırım yapmaktır, çocuklarımızın geleceğini kurtarmaktır. Halkçılık belediyeye adam doldurup yatırım yapamaz hale getirmek değildir. Halkçılık televizyon ödüllerine 5 milyon lira harcayıp yatırım yapmamak olamaz.
Sevgili kardeşlerim,
Milliyetçilik de halkçılık da halka hizmettir. Gece gündüz çalışıp yatırım yapmaktır. İşte bizim yaptığımız budur, işte bugün sizin yaptığınız da budur.
Hep beraber öyle bir çalışacağız ki, öyle bir hizmet yapacağız ki, herkes kimin milliyetçi, kimin halkçı olduğunu daha iyi görecek. İşte geçen gün 10 yıldır boş ve harap duran Özel İdare Binasını yıkmaya başladık ve orayı park yapıyoruz. Birileri çevreciyiz diye konuşur, ama aslını biz yaparız, farkımız budur.
Yeni yatırımlara da süratle başladık. Her alanda onların hayallerine sığamayacak projeler yapacağız. Antalya’yı bütün ilçeleriyle modern, medeni, yeşil, güzel bir il yapmak için, esnafa, üreticiye daha iyi hizmet için gece gündüz çalışacağız. İhtiyacı olan, hasta, engelli olan bütün vatandaşlarımızın elinden tutacağız.
Hep beraber bizden önce kaybedilen 5 yılı da telafi edip Antalya’yı büyük hedeflere götüreceğiz.
Antalya’nın particilikle kaybedecek zamanı yoktur. Siyaset hizmettir, hizmeti engellemek siyaset değildir.
Maalesef siyaseti particilik olarak gören arkadaşlar, bir projenin iyi olup olmadığına bakmadan engellemeyi marifet sanıyorlar. Ben her zaman Antalya kazansın, ben kaybetsem de olur diye söyledim ve öyle davrandım.
Şimdi de partili partisiz ayrımı yapmadan her ilçemizin en güzel şekilde gelişmesi için çalışacağız.
Ama bazıları Türkiye kaybetsin ki, Hükümet kaybetsin, Antalya kaybetsin ki, Menderes Türel kaybetsin diyerek hareket ediyorlar. Böyle bir siyaset anlayışı hiç kimseye yakışmaz ve ben artık Antalya siyasetinde bu anlayışın terkedileceğini temenni ediyorum.
İşte bugün aramıza katılan arkadaşlarımız siyasetin hizmet olduğunu herkese hatırlatmışlardır ve bu yönde çok güzel bir adım atarak, Antalya siyasetinde birleşmenin önünü açmışlardır.
Arkadaşlarımız, küçük particilik hesaplarının Antalya’ya zarar vereceğini görmüşlerdir ve baskılara göğüs gererek, dik durarak, hizmetten yana, doğrudan yana, Antalya’dan yana bir tavır göstermişlerdir.
Zaman bugünün ne kadar önemli bir gün olduğunu gösterecektir. 5 yıl sonra Antalya büyük hizmetlere kavuşmuş olduğu zaman bu başarı da hepinizin payı olacaktır. Emin olunuz ki, 5 yıl sonra bugünü gururla anacaksınız.
Bu sebeple, sizlere tekrar teşekkür ediyorum, bu yiğitliğiniz için tebrik ediyorum.
İnşallah sizler bu büyük buluşmanın öncüsü olacaksınız ve inşallah sizleri başka arkadaşlarımız da takip edecek ve Antalya’da yeni bir siyaset meydana gelecek.
Buradan bütün hemşehrilerime de aynı daveti yapıyorum, gençlere, milliyetçi, Atatürkçü, halkçı, çevreci gençlere de davet yapıyorum. Kimse sloganların esiri olmasın, ezberlerin esaretinden kurtulun, gelin hizmet edin, gelin beraber Antalya için çalışalım.
Antalya’nın particilikle, parti siyaseti ile kaybedecek zamanı yoktur. Peşin hükümleri bir kenara bırakın. Biz bir Türkiye ve Antalya partisiyiz. Biz insanı insan olduğu için seviyoruz, herkesi sevgiyle kucaklıyoruz.
Ak partinin fedakar kadınları, başı açık ve örtülü bütün kadın kardeşlerimizi kucaklıyor.
Ak partinin fedakar gençleri taş atmayı bilmezler, kavga etmeyi sevmezler, ama vatansever, milli ve manevi değerlerine bağlı, çağdaş, çalışkan, çevreci gençlerdir, her anlayıştaki gençlere kapıları açıktır.
Bu çatı Antalya aşkının çatısıdır. Antalya’ya aşık herkese kapımız açıktır, beraber çalışalım, beraber Antalya’ya hizmet edelim.
Hep beraber omuz omuza büyük Türkiye ve büyük Antalya yolunda, millet için, beraber yürüyeceğiz.
Bu büyük buluşma kutlu olsun, hayırlı, uğurlu olsun.
Hepinize tekrar hoşgeldiniz diyor, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Yolunuz açık olsun,
Antalya’nın yolu açık olsun."