Antalya Emniyet Müdürlüğü, 29 Kasım 2011'de, kredi kartı çetesine yönelik operasyon yaptı. 26 kişinin gözaltına alındığı operasyonda Serdar Gökhan G., Kenan D. ve Mehmet A. tutuklandı. Aylar süren soruşturma ardından şüpheliler hakkında sahte kredi kartı üretme, kullanma ve örgüt kurma suçlamalarından her bir sanık için ayrı ayrı 562 yıldan 1206 yıla kadar hapis cezası istemiyle Antalya 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
'SUSMA HAKKINI' KULLANDI
Serdar G., ilk duruşmada yöneltilen tüm suçlamaları reddetti. Mahkeme Hakimi Hakan Sil, "Polis ifadende suçlarını itiraf etmişsin" deyince Serdar G., poliste ifade vermediğini, 'susma hakkını' kullandığını belirterek, "Kesinlikle hiçbir olay hakkında hiç bir şekilde açıklama yapmadım. Avukatım Serkan Güven de yanımdaydı. Kişisel bilgilerim hakkında polise bilgi verdim. Bunun dışında bilgi vermedim" diye konuştu. Hakim Sil'in 14 sayfalık ifadenin altındaki imzaları sorması üzerine Serdar Gökhan G. "Bu imzalar bana ait değil" dedi.
BİLİRKİŞİYE GÖNDERİLDİ
Hakim Sil, dosya kapsamındaki iddianame ekinde yer alan, sanıkların imza ve yazı örneklerinin olduğu belgeleri açtırdı. Sanık Serdar G.'ye iddianamedeki imza örnekleri gösterildi. Sanık, "Bu imza örneklerini ben verdim. İmza bana aittir. Ancak, ifade altındaki imza bana ait değildir" dedi. Bunun üzerine Hakim Sil, karşılaştırmada fiziksel farkın gözlendiğini mahkeme kayıtlarına geçirdi. Dosya içindeki imza örnekleri ile ifade altındaki imzaların bilirkişiye gönderilmesine karar verildi.
Dava dosyasındaki ve ifadelerdeki imzalar bilirkişiye gönderildi. 2 Temmuz'da hazırlanan bilirkişi raporunda, polis ifadesindeki imzaların Serdar G.'ye ait olmadığı kanaatine varıldığı belirtildi.
İMZALAR SANIĞA AİT DEĞİL
Bilirkişi raporunda şöyle denildi:
"Sanık Serdar G.'nin imza örnekleri ile 14 sayfalık ifade tutanağındaki imzaların tersim tarzı, işleklik, meyil- istikamet, seyir, sürat, istiflenme şekli, imzayı oluşturan hareket şekli ve sayısı ile itiyadı tanı özellikleri bakımından aynı elden çıktığını gösterir uygunluklar ve benzerlikler bulunmadığı, fezleke sonunda isme açılı bölümü imzasız sayfa altlarına atılı imzaların 14 sayfalık tutanağın her sayfasında farklılıklar gösterdiği tespit edilmekle, Serdar G.'nin aynı el ürünü olmadıkları kanaatine varılmıştır."
AVUKATI TAHLİYE İSTEDİ
Geçen Cuma günü yapılan duruşmada Serdar G.'nin avukatı Göktürk Dursun, müvekkilinin tahliyesini istedi. Dursun, şöyle konuştu:
"Müvekkilimin el ürünü olmayan imzalara dayalı olarak alınan ifadeleri ve oluşturulan soruşturma evrakı çerçevesinde bir dava söz konusudur. Açıkça sahtecilik tespit edilmiştir. Buna ilişkin haklarımızı saklı tutuyoruz. Sonuç olarak müvekkilin özellikle adının karıştırılması için düzenlenen sahte ifade tutanakları ile oluşturulan soruşturma evrakı kapsamında yargılanan müvekkilimin derhal tahliyesine karar verilmesini talep ediyorum."
HAKİM: DERHAL SALIVERİLSİN
Mahkeme hakimi Hakan Sil, bu gelişmelerin ardından tutuklu sanıkların bırakılmasına karar verdi. Hakim Sil, "Dosyaya gelen bilirkişi raporu çerçevesinde, her ne kadar yargılama sonunda asıl kararla birlikte gerektiğinde sahtecilikle ilgili hukuki işlemlerin başlatılması yönüyle kararlar verilebilecek ise de şimdilik gelen rapor dikkate alındığında, tutuklu sanıklar hakkında yakıştırılan ve infazı süren 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve kurulan örgüte üye olmak suçunun kuvvetli suç' şüphesi artık mahkememizde kalmadığından ve takdiren tutuklu sanıklar Kenan D., Serdar G. ve Mehmet A.'nın tutukluluk hallerinin derhal sonlandırılmasına karar verildi" açıklamasını yaptı.
Mahkeme, 26 Aralık'ta görülecek duruşmada davayla ilgili kararı açıklayacak. Mahkeme, o tarihteki duruşmada ifadedeki imzalarla ilgili polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacak.
Teslime TOSUN/ANTALYA, (DHA)