Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Akşener, İsveç'in NATO'ya üyeliğine ilişkin TBMM'de yapılan oylamaya değinerek, "Öyle bir oylama yaşadık ki adeta bir turnusol kağıdı niteliğindeydi. Bir tarafta madde madde şartlar açıklayıp, bol keseden atanların, içeride efelenip, dışarıda sus pus olanların daha önce nicesine şahit olduğumuz tornistanlarını izledik. Diğer taraftaysa; 'İktidar ile hizalanmayacağız' diyenlerin, 'AK Parti'yle, aynı bildiriye imza atmayız' diyenlerin iktidarla birlikte aynı vahim yanlışa şaşırtıcı bir uyum içerisinde el kaldırışlarına şahit olduk. Peki, şaşırdık mı? Elbette şaşırmadık. İsveç meselesinde, bu tavrı ortaya koyanlar, tıpkı Rahip Brunson rezaletinde ve Kaşıkçı davasında olduğu gibi bir kıskaç siyasetini, yine milletimize dayatmış oldular. Terörle mücadele tezkeresini sakıncalı bulup, 'hayır' diyenler de teröre alan açanları NATO'da müttefikimiz yapmakta en küçük sakınca görmediler" diye konuştu.
'İSTATİSTİK KURUMU DEĞİL, METEOROLOJİ ENSTİTÜSÜ MÜBAREK'
Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin milletin gerçek gündeminin konuşulmaması olduğunu söyleyen Akşener, enflasyon oranı üzerinden Türkiye İstatistik Kurumu'nu (TÜİK) eleştirerek, "TÜİK'in yüzde 64,7 olarak açıkladığı 2023 yılı tüketici enflasyonu, yine TÜİK'in yaptığı hesaplamalara göre; vatandaşlarımızca yüzde 129,4 olarak hissediliyormuş. Güler misin, ağlar mısın? İstatistik kurumu değil, meteoroloji enstitüsü mübarek. Üstelik aradaki farkın sebebi de böyle ciddiyetsiz bir tespitten beklenenin aksine Balkanlar'dan gelen yüksek enflasyon dalgası veya döviz kurlarındaki yüksek nem oranı değil, tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarıymış. Sorun TÜİK'te değil, 85 milyon olarak bizzat bizlerdeymiş. Sorun; TÜİK'in uydurma rakamlarında değil, bizim tüketim alışkanlıklarımızdaymış" dedi.
'EMEKLİLERİMİZİ YOKSULLUĞA VE ÇARESİZLİĞE MAHKUM EDEMEZSİNİZ'
En düşük emekli maaşının 10 bin liraya yükseltildiğini ancak bunun yeterli olmadığını belirten Akşener, en düşük emekli maaşının bir an önce asgari ücret seviyesine çıkartılması çağrısında bulunarak, "En düşük emekli maaşında yapılan artışlardan tüm emeklilerimizin faydalanmasını sağlayın. Kök maaş işinden derhal vazgeçin. Yüksek ücret üzerinden ve yüksek günle prim ödeyenleri daha fazla cezalandırmayın. Şunu unutmayın ki emeklilerimiz sadece kendi hayatlarından değil, evlatlarının hayatlarından da sorumlu. Çocuk okutuyorlar, oğullarını, kızlarını evlendiriyorlar. Torunlarının geleceğine destek olmaya çalışıyorlar. Sırtlarındaki yük ortada. Emeklilerimizi açlık sınırına bile denk gelmeyen maaşlar ile yoksulluğa ve çaresizliğe mahkum edemezsiniz" diye konuştu.
'İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYIMIZ BUĞRA KAVUNCU'
Türkiye'de yoksulluğun, fakirliğin ve sosyal adaletsizliğin her geçen gün daha da derinleştiğini savunan Akşener, bunun sorumlusunun AK Parti iktidarı olduğunu belirtti. Akşener, İYİ Parti olarak 31 Mart'ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerle beraber yerelden başlayarak 2028'e uzanan süreçte Türkiye'nin kalkınma yolunu adım adım inşa edeceklerini söyleyerek, İstanbul'un bu anlamda örnek bir şehir olacağını belirtti. Akşener, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayını da açıklayarak, "Buğra Kavuncu geldi bana dedi ki 'Genel başkanım, İstanbul'u istiyorum. Almak için, başarmak için, orayı yönetmek için istiyorum'. Bir mecburiyet, bir kişiyi bulamama, aday yokluğundan ziyade; Buğra Kavuncu geldi, 'Orada il başkanlığı yaptım, şimdi de teşkilat başkanıyım. Bana düşer. Sonuç itibarıyla istiyorum' dedi. Ben de 'Peki' dedim. Dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayımız Buğra Kavuncu" dedi.
Akşener, aynı şeyin Balıkesir için de geçerli olduğunu belirterek, "Turhan Çömez kardeşim de aynısını yaptı. Ayyüce Türkeş, Ümit Özlale ve Selçuk Türkoğlu'ndan sonra milletvekillerimizi şehirlerde aday yapmayı istemiyordum. Balıkesir'i alacağına inanan, belediye başkanlığı görevini layıkıyla sürdüreceğine inandığımız bir arkadaşımız da Balıkesir Belediye Başkan adaylığını kendi talep etti" diye konuştu.
KAVUNCU: DOSTLUKLAR, VEFA RAFA KALKAR
Akşener'in kürsüye davet ettiği Buğra Kavuncu, "Vazife her şeyin üstündedir. Bu konu gündeme geldiğinde her kafadan 'Nasıl yapacaksın, nasıl edeceksin?' diye bir ses çıkıyor. Bir görev düştüğünde; bugün partimiz için, yarın da ülkemiz için en zoru sırtlamak zorunda olduğumuz şuuruyla yetiştik. O günler geldiğinde dostluklar, birilerine olan vefa rafa kalkar. Söz konusu milletse, devletse gerisi teferruattır. Allah yolumuzu açık etsin" dedi. Grup toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Kavuncu, adaylığının İstanbul ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyerek, "Buradan İstanbul'a geçeceğim. Çok yoğun bir hazırlık çalışmamız olacak. İstanbul'la ilgili hayallerimize, projelerimize, nasıl bir İstanbul istediğimizi, İstanbul'a neleri vadettiğimizi, İstanbul'u neden çok daha iyi yöneteceğimizi İstanbullulara anlatacağız" dedi.
Kavuncu, "O günler geldiğinde dostluklar, birilerine olan vefa, rafa kalkar" sözüyle kime mesaj verdiği sorulan Kavuncu, "Hiç kimseye bir mesaj değil. Bu, bir görevdir. Vurgulanan şey şu; hür ve müstakil olarak seçime girme kararı aldık. Bu karar doğrultusunda da partimizin her ferdi üstüne düşeni yapacaktır. Bu tür anlarda, kurumlar için, partiniz için, ülkeniz ve devletiniz için size sorumluluk geldiğinde, buna her Türk vatandaşı 'evet' demekle mükelleftir. Söylediklerim çok açık" değerlendirmesinde bulundu.
Oğuzhan SARI/ANKARA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |