Çok dil bilen, fikir üreten ve her konuda çok açık ve cesur konuşan bir kişiliğe sahip. Dünyada tanımadığı yok. Fidel Castro’dan Angela Merkel’e kadar dostlukları var.
Baraner’in daveti üzerine bende yıllar önce bir grup gazeteci meslektaşım ile Küba, Tayland, Jamaika ve Almanya gibi ülkelere gidip, turizmin son trendlerini ve farklı yatırım ve işletme modellerini yerinde araştırma imkanı bulmuştum. Baraner şimdi çiçeği burnunda bir siyasetçi… Bir kaç hafta önce il kongresinde Memleket Partisi İl başkanı seçilen Baraner ile Antalya ekonomisi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik .
Yeni bir siyasetçi olarak Antalya’nın kent ekonomisini pandemi sonrası nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Antalya’mızın çok hızlı bir şekilde vizyoner bir gözle ve kurumsal ruhla hareket etmesi gerekiyor. Pandemi sonrası elimizde yeterince veriler var. Müşteri eğilimleri yavaş yavaş netleşiyor. Başta tarım ve turizm olmak üzere tüm sektörler için bize ulaşan bilimsel uyarıları ve piyasa trendlerini çok ciddiye almalıyız. Ancak, Antalya garip bir durağanlık arz ediyor. Uluslararası en ön sırada, en tanınan, en bilinen destinasyonlardan biri olan Antalya, erken ve etkin politikalar üreterek, geride bıraktığımız krizin ekonomik ve sosyal etkilerini azaltmak ve gelecek için önce tedbir almak mecburiyetindedir. Bu konuda Antalya ses vermiyor. Sadece izliyor. Dünyayı derinden yaralayan pandemi sonrası çoğu iktisadi ve siyasi analizin ve modelin değişmesi ve güncellenmesi için Antalya ne kadar hazır? Sektörlerin bilmesi lazım! Çıt yok ! Artık tüm dünyada fiyat odaklı tarım ve turizmde sona gelindi . Ucuza kalitesiz ve sağlıksız üretmek son günlerini yaşıyor . Ürettiğinin karbon ayak izinin bedeli artık hasır altı edilemez ! Avrupa çevre ve iklim mutabakatına uygun yeni şartnameler ışığı altında çevreyi koruyan üretim modellerinin ön çalışmaları neden yapılmıyor ? Tek kullanımlık plastikten bile henüz kurtulamadık . Araplar iki yıl önce yasakladı .Sayılar ve rakamlar ortada… Bütün ülkelerde sıkıntılar ve çözüm önerileri birbirine çok benziyor. Farklı olan ise ülkelerin çözüm için ayırabileceği bütçe. Antalya çok çalışan, az kazanan kent konumunda . Maaşlar çok düşük . İnsanların çoğu kıt kanaat geçiniyor .
Peki Antalya ne yapabilir, daha doğrusu ne yapmalıdır ?
Antalya’nın uluslararası lobisi yok. İlişkiler kurumsal değil. Tek adam rejimi ülkemizin önünü tıkadı. Antalya’mızın müteşebbis dinamikleri yorgun ve tedirgin. Hatta bazıları gelecek için çok karamsar. Bu da Antalyanın hak ettiği uluslararası küresel teşvik ve destek grafiğini son on yıldır hep ekside tutuyor .Oysa neredeyse bütün dünya ülkelerinin toplumlarına hizmet veren, tarımsal ürün satan Antalya’nın pandemi sonrası yeşil aydınlanma ışığında değişim/dönüşüm/ gelişim yolunda yerel kalkınma ve güçlenme için çok farklı destekler ve hibe krediler alması gerekirdi. Alamıyoruz, çünkü projeleri yaşayamıyoruz… Örnek; Expo!.. Tam burada Antalya’nın dünya ile yeniden kucaklaşmasını sağlamamız gerek . Düşük faizli Avrupa kredileri olmadan gerçek dönüşümü sağlayamayız. Geleceğin gerekli altyapısını kurmadan, karbon ayak izini düşürmeden, turizmde hizmet fiyatımızı artırmadan, sanayide ve tarımda kilobaşı net kârı yükseltmeden refahı yakalayamayız. Kalabalıklar ve gürültü içinde daha da fakirleşir ve güçsüzleşiriz. Burada samimi kararlar kadar bir zihniyet değişimi de şart. Türkiye hak ettiği liyakata mutlaka ivedilikle geri dönmelidir. Avrupa’daki karar vericiler adalet, hak, hukuk konusunda ülkemizde kabul edilemez bir tahribattan bahsediyorlar ve ülkemize ve Antalya’ya uzak duruyorlar.
Bu konuda siz ne yapacaksınız ?
Biz yeni bir hamle başlatacağız. Hak hukuk çerçevesinde tüm sektörleri ayağa kaldıracağız. Bu konuda çok yetenekli ve deneyimli kurucu üyelerimiz var. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin maliyet hesabı ve kurumsallaşma konusunda ve ürün geliştirme konusunda yanlarında olacağız .
Hayvancılığa ve tarıma verilen desteklerde yanlış ve yetersiz olduğunu herkes biliyor, bizde ivedilikle pandemi sonrası sürece ters düşen politikalara son vereceğiz . Hayvan yetiştiricileri ile devamlı bir araya geleceğiz ve onlar ile yeni teknolojileri masaya yatıracağız. Dış piyasalarda meyvecilik ve işlenmiş gıdaların markalaşmasını sağlayacağız. Antalya ürünü olmanın farkındalığını tüm dünyada kurumsallaştıracağız . Köylü ve çiftçimiz yine efendimiz olacak . Onlara hürmet edeceğiz . Köylerimizi yeniden yapılandırıp alt yapılarını güçlendireceğiz. Köyde yaşamak ve küresel piyasalar için liyakat ile üretmek çoğalacak . Bu konuda kentlerde de paradigma değişikliğine gideceğiz
Yeşillik bir kentin sadece süsü veya peyzajı değildir, bilakis temel donanımıdır . Doğayı, ormanı yeniden kentlere taşıyacağız .
Dünya piyasalarında rekabet artacak, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Pandemi çok şeyi değiştirdi, özelikle rekabet anlayışını ve geleneğini de değiştirdi . Hiç bir üretici artık eskisi gibi benim malım ucuz diyemez. Çünkü ucuz üreten doğaya ve çalışanına zarar veriyor algısı oluştu tüketici nezninde. Sağlıksız ürünler zaten sahadan çıkarılacak . Bu beklenti içinde bizde Antalya’mızı Gazipaşa’dan Kaş’a kadar değişen sosyo-kültürel müşteri profiline göre katılımcı bir ortak akıl ile uyarlayacağız. Bunu mutlaka yapacağız .
Zira dürüst konuşanlar biliyor. Antalya bugünlere kendi zenginlikleri ve gücü ile geldi. Ancak kent doğası ve şehirleşmesi İle büyük bedel ödedi. Antalya büyürken çok kırıp-döktü. Rant uçtu. Ancak Antalya kalkınamadı. Şişti. Antalya‘yı yanlış yapılanma, yanlış anlayış ve aşırı rant dürtüsü yaraladı. Olan oldu, biz Antalya’nın yarınlarına talibiz. Biz sizin torunlarınızın mutlu olacağı, huzur bulacağı , ekonomik refah içinde insan gibi onurlu ve kula muhtaç olmadan yaşayacağı Antalya için yola çıktık .
Unutmayalım . Bir servetin üzerinde yaşıyoruz. Bastığımız toprak elmas değerinde. Biz ucuzlatıyoruz! Antalya turizmden yılda yaklaşık 35 milyar Avro girdi sağlayabilecek muhteşem bir kent. Evet, yanlış duymadınız; Antalya tek başına yılda 35 milyar Avro turizm cirosuna ulaşabilir. Ancak bunu bir birinin kopyası oteller ve işletmeler ile sağlayamayız. Ürün çeşitliliği ve özgünlük şart. Küçülerek büyüyeceğiz. Ürünlerimize müşteri nezdinde ve uluslararası piyasalarda değer ve saygınlık kazandıracağız ..
‘Burada tur operatörlerine teşekkür borçluyuz. Antalya’ya 160 ülkeden turist getiriyorlar. Bu iş o kadar kolay değil. Büyük bir başarıdır bu! Ancak, ’Antalya’nın gerçek pazarı Avrupa’dır! Avrupa’da varlıklı insanlar yaşlandı. Banka mevduatları kabardı. 60 yaş üzeri milyonlarca Avrupalı’nın 1 milyon Avro’nun üzerinde banka tasarrufu ve birikimi var. Avrupa kıtasında 100 milyon üzerinde kış aylarında alternatif yaşam modelleri arayan yeni bir müşteri portfolyosu oluştu. Antalya’nın Avrupalı yaşlı zenginlere yönelik kurumsal projeler üretmesi lazım. Uyarıyorum! Şimdi tam vakti. Antalya silkil, zira piyasalar yeniden açılıyor. Avrupalı’nın en çok para harcadığı trendlerin başında sağlık, zindelik ve uzun yaşam geliyor. Şimdi buna birde “bağışıklık sistemini devamlı güçlü tutma hassasiyeti” eklendi. Bu nedenle de organik, sahici saf ürünlerin çok revaçta. Dünyanın her yerinde AVM’ler sağlıklı ürün satan dükkanlar ile dolmaya başladı. Bizim iktidarımızda Antalya Expo’yu sağlıklı beslenme ve organik tarımın Mekke’sine dönüştüreceğiz. Antalya dediğiniz zaman hemen akla muhteşem otellerin yanında dünyanın en sağlıklı gıda ürünleri gelecek . Biz bunu başaracağız ! .Bizim rüyamız rant değil, bilakis çiftçiye, köylüye, turizmciye hizmet . Bu konuda Expo’da devamlı etkinlikler ve fuarlar düzenleyerek Antalya’nın müşteri ve ziyaretçi profilini yukarı çekeceğiz. Bu işlerden anlayan çok deneyimli parti üyelerimiz var. Antalya özgünlüğünü geri kazandıracağız . Antalya’nın geleceğini geri alacağız .
Başka farklı projelerimiz var mı ?
Memleket Partisi olarak Kuzey Antalya’yı turizme açacağız. Beton yığınına dönen kent merkezini hiçbir turist görmek istemiyor. Kent kültür ve sanat etkinliklerimiz çok zayıf. Antalya’ya eskisi gibi kültür odaklı varlıklı turistler gelmiyor, bu konuda hizmet veren acentelerimiz çok zor durumda. En kültürlü, doğaya ve sanata hassas olan turizmci meslektaşlarım oyun dışı kaldı. Turizm aşırı toptancı zihniyeti ile yürütüyor. Bunu kırmalıyız ve Antalya’nın hareket alanını genişletmeliyiz. Antalya her sektörde kendi küçük butik şirketlerini güçlendirmek için bir seferberlik başlatmalı. KOBİ’ler kenti terk ediyor. Oysa muhteşem Avrupa fonları var bu konularda. Uluslararası kalkınma hibe kredileri var. Ben tüm dünyada 45 yıllık bağlantılarım ile bu konuda Antalya’ya çok faydalı olabileceğine inanıyorum. Antalya’ya en çok yeşil yakışıyor. Biz yeşil Antalya’yı yaratacağız. Bizde rant yok, doğa ve can sevgisi var. Hemen Kuzey Antalya’yı projelendireceğiz:
Antalya’ya pandemi sonrası yeni tarz turizme açacağız. Doğayı koruyan, çevreyi kucaklayan, canlıya huzur veren. Fauna ve florası ile barış içinde kilometrelerce uzunlukta, geniş bisiklet, sanat ve yürüyüş yolları ile ahşap evleri, 2-3 katlı, az odalı otelleri ile yeni bir konseptler yaratacağız. Bakı, kültür düştükçe oda sayısı artıyor., oda sayısı artıkça varlıklı müşteriler kaçıyor. Varlıklı müşteri azaldıkça yüksek soluklara rağmen turizm çalışanı, turizm esnafı fakirleşiyor. Biz tam tersini yapacağız: Kuzey Antalya- Afyon arası yeni yatırım hattında üzerinde özgün dinlenme yerleri ve aile işletmesi şeklinde birlikte yaşanacak otantik pansiyonlar için yeni bir turizm yatırım hamlesi başlatacağız. Buralarda sağlıklı ve doğal Antalya ürünleri sunacağız. İnşaat sektörünün küçük yatırımlarla dağa çok net kâr yapmasında sağlayacağız . (3 Y Müteaahitliği’ ni başlatacağız : Yatay, Yeşil ve Yaşamdolu… Afyon Termali ile Antalya’yı birbirine bağlayacağız. Buradan Afyon’a kadar yürüyerek gidecek milyonlarca turist var. Avrupa’da yoğun kış yaşanırken billboardlara bornoz giydirilmiş bir ailenin fotoğraflarını asın, arkasında güneşi ve termali gösterin bakın neler oluyor? Bu uzun yürüyüş ve bisiklet yollarını açmak o kadar da pahalı değil. Expo’ya harcadığımız paranın onda biri ile bunların hepsini yapabiliriz. Böyle bir merkez kurduğumuzda sloganımız da hazır: Feel good city… “Kendini İyi Hisset Kenti Antalya’’
Gazipaşa, mesela tamamen doğa turizmine ve glamping’e yönelmeli ve bambaşka bir yatay ve yeşil örnek yapılanma sergilemeli. Korkuyorum, orayı da yakında kaybedeceğiz ! Batı yakasında Elmalı ve Korkuteli için muazzam fikirlerimiz var. Döşemealtı , Kemer, Elmalı, Korkuteli’ni tramvay ile bir birlerine bağlayarak bir ring oluşturacağız. Antalyalılar ve turistler Batı Antalya’nın zenginliklerine günü birlik olarak ulaşabilecekler. Turizm çalışanlarımızı, köylülerimizi, esnafımızı çok, çok daha ucuza mobil hale getireceğiz ve onları kentin sosyo/ekonomik yaşamına dahil edeceğiz .
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
||||||||||||
Koç 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
|
||||||||||||
|
||||||||||||