Plevne Mahallesi Fulya Sokak'ta oturan Salim Aşık, sokak kapısından bahçedeki oturma gruplarına, yatak odasından salona kadar her yeri, hurdaya atılan eşyaları elden geçirip yenileyerek donattı. Aşık'ın müzeye dönüşen ilginç evini semt sakinlerinin yanı sıra çevre mahallelerden gelip ziyaret edenler bulunuyor. Salim Aşık, Balıkesir'e 1970 yılında Bulgaristan'dan göç ettiğini, bir süre sonra çalışmak için yurt dışına çıktığını, 15 yıl değişik ülkelerde çalıştıktan sonra tekrar Türkiye'ye döndüğünü belirtti.
Salim Aşık, şu anda oturduğu evin kaba inşaatı bittiğinde çalışmalara el koyduğunu ve inşaata hiçbir usta sokmadığını kaydetti. Aşık, "Kapısından penceresine, boyasından taş döşemesine her şeyi kendim yaptım. Kahveye gitmek gibi bir alışkanlığım yok. Evi 3 yılda müzeye dönüştürdüm. En küçük tahta parçasını bile değerlendiriyorum. Eski radyoları çalışır hale getirdim. Köylere giderek çöpe atılmış at arabası tekerlekleri buldum, düvenler aldım ve dekor olarak kullandım. Eski dikiş makinesi kapağından radyo yaptım. Eski tüfekleri temizledim, vernikleyip yeni gibi yaptım. Eski semaverler, teraziler, kısacası her türlü hurdayı değerlendirdim evi bu hale getirdim. Burası insanların uğrak yeri oldu. Ziraat Bankası tadilat yapıyordu, sökülen kapıları aldım. Odalara kapı yaptım. Zamanımı bu tür işler yaparak değerlendiriyorum" dedi.
PARKE TAŞINDAN ŞÖMİNE
Aşık, evini ziyaret edenlerin ilgisini en çok çeken bölümün parke taşlarından yaptığı şömine olduğunu ifade etti. Aşık, "Şömine yapmayı düşünüyordum, fakat neyle nasıl yapacağıma karar vermemiştim. Bir gün çarşıya çıktığımda belediyenin parke taşı çalışması yaptığını görünce kararımı verdim ve parke taşından şömine yaptım" diye konuştu. Salim Aşık, evi herkesin ilginç bulduğunu dile getirdi. Aşık, "Bu benim hobim ve evimde huzur buluyorum" dedi.
TEMİZLİKTE ZORLANIYOR
Salim Aşık'ın eşi Kafiye Aşık da eşinin bu hobisini desteklediğini belirterek sadece temizlik yaparken zorlandığını, ancak bundan da şikayetçi olmadığını söyledi.