Elden'in Antalya Sanatçılar Derneği (ANSAN) bahçesinde imzaladığı kitabını okuyanlar ise gözyaşlarına hâkim olamadı. Ankara Keçiören Çocuk Esirgeme Kurumu'na üç yaşında teslim edilen Doğan Elden'in hayat serüveni ilkokulu bitirip, Yenimahalle Yetiştirme Yurdu'na nakledildikten sonra başladı. Devlet, Elden'i 18 yaşına girince yurttan çıkardı.
"Ne yapacağımı bilemedim. Park ve bahçelerde sabahladım, geceleri çok üşüdüm, çok korktum. Günlerce aç, susuz kaldım. Çaresizlik içinde kıvranırken, sokaklarda şiddet ve işkence de gördüm. Herkes gibi benim de normal bir hayata kavuşmam gerektiğini hep hayal ettim. İyi insanlarla da karşılaştım. Kimileri acıyıp karnımı doyurdu, cebime harçlık koydu. Kimileri de bir süre evlerinde barındırdı. Yaşamak için okumak zorundaydım. Tahsil yapabilmem için elimden tutan aileler oldu. Onları mahcup etmedim. Azmim ve kararlılığımla fakülteden mezun olmayı başardım, bu kez yetiştirme yurdu çocuğu olduğum için kimse bana iş vermedi" dedi.
NOBELE GÖZ DİKTİ
Azmiyle yaşam mücadelesini sürdüren Doğan Elden, toplumda yetiştirme yurtlarında büyümüş çocukların potansiyel tehlike olarak algılanmasına da isyan etti. Kitabında, yaşadığı her şeyi net bir şekilde anlatırken, duygusal şiirleriyle de süsleyen Elden, "Benim mücadelem, yurt çocuklarının sahipsiz olmadığını, neler yapabileceklerini göstermek. Yayın kuruluşlarının bana destek vermesi, hayırsever kişi ve kurumların sponsor olması halinde, yazdığım, bundan sonra yazacağım kitaplarımla bir yurt çocuğu olarak Türkiye'yi Nobel'e taşıyacağıma da söz veriyorum. Küçük insanlara büyük, büyük insanlara da küçük eserler sunacığım" diye konuştu.
Yusuf DEMİR/ANTALYA, (DHA)