Akdeniz Üniversitesi Bilimsel Araştırma Topluluğu (AKDÜBAT) tarafından düzenlenen 5'inci Ulusal Tıp Öğrenci Kongresi- Transplantasyon, Antalya'nın turizm beldesi Belek Spice Otel'de başladı. 24 üniversiteden 2 bin başvuru arasında 600'ün üzerinde kayıtlı öğrenciyle toplanan Türkiye'nin en büyük tıp öğrencisi kongresi, iki gün boyunca devam edecek.
Kongrenin açılışında konuşan AÜ Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, bugün AÜ'nün organ nakli alanında sadece Türkiye'de değil, dünyada tanınan marka değere dönüştüğünü kaydetti. Göreve ilk geldiği 2008'de, o yıla kadar Prof. Dr. Alper Demirbaş liderliğindeki organ nakli ekibinin, aldıkları kararla üniversiteden ayrıldığını anlatan Rektör Kurtcephe, "Aman Allah'ım, Türkiye'de kıyamet koptu. Bizi yerden yene vurdular. Ünlü köşe yazarları benim mesleğimi de ifade ederek, bizimle çok sert cepheleşmeye girişti. Söylediklerimiz, açıkladıklarımız çok fazla dinlenmedi" diye konuştu.
Bu ortamda bir dönem AÜ Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar'ı odasına çağırdığını kaydeden Prof. Dr. Kurtcephe, aralarında geçen diyalogu şöyle anlattı:
"'Hocam, basının ünlü simaları bizi yerden yere vuruyor. Bu arkadaşları biz kovmadık, mesleklerini özel bir hastanede icra etmek için gittiler. Ne yaparsak yapalım derdimizi anlatamıyoruz. Sizin yeni hedeflerinizi projelerini öğrenmek istiyorum' dedim. Hocamın güzel bir tebessümü var. 'Siz tarihçisiniz size bazı bilgiler vermemem lazım' dedi. 'Hocam bunları dert etmeyiniz. Biz yine çok böbrek, pankreas nakli yaparız, sorun değil. Yeni bir ekip kurar bunları hallederiz' dedi. Ben kendisine 'Uzuv nakli yapabilir miyiz' diye sordum. Uzuv ancak biz tarihçilerin kullanacağı bir kelimedir. Bizim literatürümüzde 'uzuv' deniyor. Bu soru üzerine Prof.Dr. Süleymanlar, 'Hocam siz tarihçisiniz bilgilendirmem gerekiyor' dedi ve bir böbrek damarının serçe parmak kalınlığında olduğunu, bunu her cerrahın dikebileceğini anlattı. 'Uzuv, kompozit doku naklinde ise sinirler, kaslar, kılcal damarlarda zor' dedi."
Rektör Kurtcephe, sonrasında Prof. Dr. Süleymanlar'a dünyada bu işin nasıl yapıldığını sorduğunu ve 'multidisipliner ekipler' yanıtının ardından 2008 Ağustos'ta 302 öğretim üyesi olan AÜ'de bir arayış başladığını söyledi. AÜ'nün dünyada ses getiren çift kol ve yüz nakli operasyonları, kadavradan rahim nakli ameliyatının hikayesinin bu diyalogla başladığını belirten Prof. Dr. Kurtcephe, o arayış içinde AÜ Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan'la yollarının kesiştiğini söyledi.
'BENİ AĞLATMAYACAKSAN VARIM'
Uzuv naklini teklif ettiğinde Prof. Dr. Ömer Özkan'ın gözlerinin açıldığını belirten Rektör Kurtcephe, "Meğerse ben hayatının en büyük projesini, hayalini ifade etmişim de farkında değilmişim" dedi. Prof. Dr. Özkan'ın, uzuv naklini konuşmak için önce kendisinin bir şeyleri anlatmasına izin verilmesini istediğini aktaran Prof. Dr. Kurtcephe, Prof. Dr. Özkan'ın 2006 yılında kendisinin o dönemki üniversite yönetiminden kompozit doku nakli için izin istediğini, fakat bu izni alamadığını kendisiyle paylaştığını söyledi. Prof.Dr. Özkan'ın 'O gün ağladım, siz de beni ağlatacaksanız konuşmayalım' dediğini belirten Rektör Kurtcephe, o günleri şöyle anlattı:
"Bunu konuştuğumuz dönemde kompozit doku naklinin kanunu yok. Bir aile verici olur ise yasa olup olmadığına bakmaksızın her türlü riski göze alıp izin vermem gerekiyordu. 25 Eylül 2010 günü, kanun tasarısı üzerindeki çalışmalar bitmemişti. Cumartesi günüydü, Ömer Özkan Hoca'dan bir telefon geldi, 'Verdiğiniz sözü tutma zamanı geldi' dedi. Çift kol nakli için izin istedi. Ömer Hoca'ya alacağımız riski hatırlattım. 'Ben alacağım riski biliyorum. Başarısız olursak yerin dibine batırırlar, mesleğimiz gider, unvanımızı alırlar, yargılanırız, özgürlüğümüz gider. Hapse atabilirler' dedim. Kendisine 'Benim bir evim, bir arabam var bana destek olursan riski almaya hazırım' dedim."
SAĞLIKTA NOBEL İDDİASI
Böyle bir ortamda AÜ'de Türkiye'nin ilk çift kol nakli ameliyatının gerçekleştiğini ve onu yüz nakli operasyonlarının takip ettiğini belirten Rektör Kurtcephe, 9 Ağustos 2011 günü ise dünyada ilk kadavradan rahim naklini gerçekleştirdiklerini, hamilelik çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Gebelik sağlanırsa sağlık alanında Nobel'in en güçlü adayının AÜ olacağını belirten Prof. Dr. Kurtcephe, "2008'de beni eleştiren, yerden yere vuran o yazarlarımız, Türkiye'de bunların olacağını hayal bile etmiyorlardı. AÜ bilim dünyasında dünyanın en iyilerinden biri olabileceğini gösterdi" diye konuştu.
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)