Kırk yıl düşünsem; siyasi söylevlerinin zerresine bile katılmadığım, eskinin ANAP’lı, şimdinin Ak Parti’li sanatçısı, Türk sinema tarihine adını yazdırmış Hülya Koçyiğit ile Antalya’nın yakışıklı işadamlarından Suat Ünver’in adlarını bir araya getirecek projenin Konyaaltı Sahili olacağını tahmin edemezdim.
Hani, tahminlerimin arasında olsa olsa, Hülya Koçyiğit’in Antalya’da, ‘Anne’, ‘Kaynana’ rolüyle bir film çevireceği, Suat Ünver’in de bu filmde jön olarak bir rol alabileceği ihtimali olabilirdi.
Efendim işin özeti şu; Hülya Koçyiğit’in turizmci damadı Ender Alkoçlar ve kızı Gülşah’ın sahibi olduğu şirket, Antalyalı Suat Ünver’in şirketiyle ortak olup Konyaaltı Sahili’nin işletmesini aldılar.
Benim bildiğim büyük ortak Alkoçlar, küçük ortak ise Suat Ünver’in Senantalya Turse şirketi…
Çünkü, şartnamenin öne sürdüğü büyük ortakta aranan hem otel, hem acente olma koşulu Alkoçlar’da var.
Açık ve net konuşmak gerekirse bu Konyaaltı Sahili gündeme geldiğinde, ‘Adrese teslim’ ihale yapılacağı dedikoduları da ayyuka çıktı.
Dedikodu kulislerinde kimlerin adının geçtiğini ihale bittiğine göre yazmakta bir sakınca yok…
Hemen söyleyeyim…
Diana Tour’un patronu Hasan Tombul’un…
Rönesans Grubu’nun…
Manavgatlı turizmci Stone Grubu’nun sahibi Ramazan Taş’ın…
Su Oteller’in sahibi Ünal ailesinin…
Ve, herkesin Sena Tour diye bildiği Ünver ailesinin…
Oysa, Sabri ve Suat Ünver kardeşler aylar öncesinden ortaklıktan ayrılmış.
Suat Ünver Senantalya Turse’nin tek başına patronu olmuş.
Geçen yılda Konyaaltı sahilini 6 aylığına o şirket üzerinden Suat Ünver kiralamıştı…
Benim anladığım kadarıyla Ünver bu sahil işletmeciliğini sevmiş olacak ki, ihale şartnamesi gereği 1500 yatağı olan, A grubu acente sahibi bir partner arayışına girmiş.
Gitmiş Alkoçlar’ı bulup Antalya’ya yatırım yapması için ikna etmiş…
Kısa bir araştırmada turizm sektöründe Alkoçlar için ‘Kötü’ diyen birini duymadım. Bu sektörde 3 bin kişi çalıştıran bir şirket… Antalya’da da otelleri bulunuyor.
Alkoçlar’a sadece Hülya Koçyiğit’ten dolayı bir antipati var.
Koçyiğit’in, “Bu ülkede kimse baskı altında değil, bilakis herkes fazla özgür" lafından sonra tepki daha da artmış…
Kendi adıma söyleyeyim; Anlaşılan hanımefendinin magazinci dışında siyasi yazılar yazan hiç gazeteci dostu yokmuş ki, böyle bir laf etmiş…
Bu ihale ile ilgili benim kafama takılan sorular yok mu?..
Tabi ki var…
Birincisi; bu ihale şartnamesini kim hazırlamış?..
Bana gelen bilgi, maddelerin yüzde 99’u Antalya Büyükşehir ürünü…
Sadece, Resmi Gazete’de yayınlanan, “İhale yabancı isteklilere kapalıdır. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilir. Yabancı isteklilerle ortak girişim yapan yerli istekliler bu ihaleye katılamaz” maddesini kim koydu, onu bilen yok…
İlgili bakanlıktan, böyle bir istek gelmiş olabilir deniyor.
Son 10 yıl en az 1500 yataklı otel işletmeciliği yapmak veya yine son 10 yıl A grubu seyahat acentesi olma şartı da, Türkiye’de ilk kez Konyaaltı Sahili için uygulanan bir kural…
Burada, turizm işini bilen biri olduğu kadar, turisti sahile getirecek tur şirketi de olsun düşüncesinden hareket edilmiş olabilir.
Peki, bu şartları taşıyan Antalya’da kaç şirket var derseniz, turizmciler en az 20 diyor…
Yani, bu ihaleye birden fazla şirketin katılması mümkün iken, bu şartları taşıyan sadece Antalya’daki 20’ye yakın şirketin neden bu topa girmedikleri meçhul…
Ya ilgilerini çekmedi, ya ihtiyaçları veya ihale evraklarını hazırlamak için zamanları yoktu…
Bir neden de siyasi olabilir mi?..
O konuya geleceğim…
Başkaları ihaleyi duymamış, onun için katılmamış olabilirler mi?..
Bu tür ihaleler şartname yayınlandıktan en az 20 gün sonra yapılıyor.
Birilerinin daha önceden şartname ile ilgili bilgi sızdırıp, partnerlik araştırmalarını, hazırlık safhasını öne çekmesi mümkün mü?..
İşte tartışılan bu…
Türkiye’de 40-50, Antalya’da 20’ye yakın ihaleye girmeye haiz şirket varken, kimsenin bu topa girmek istememesinin nedeni, ‘Adrese teslim ihale’ söylentileri olabilir mi?..
‘Girsek bile bize vermezler’ düşüncesine kapılmış olabilirler mi?..
Keşke girselerdi, en azından başka birileri kazanır ve bu dedikodu olarak kalırdı.
Ama olmadı.
Veya, bu ihaleye girmeyenler, Konyaaltı Sahili’ne, Menderes Türel’in hem parti içi, hem de kendi partisinin dışındaki siyasi muhaliflerin yoğunlaştığını görüp, o politik çekişme alanına şirketlerinin ismini karıştırmamak istemiş de olabilirler.
O veya bu… Bu ortaklığın dışında, şartnameye uygun olan şirketler de ihaleye girmeli, taşın altına elini koymalıydılar.
Antalya’yı seven bunu yapmalıydı.
Eğer, meydan bu iki şirkete bırakıldıysa, Alkoçlar ve Suat Ünver’e kim ne diyebilir?..
Her iki şirket, maddi açısından getirisi tartışılabilir ama manevi açıdan çok ama çok yıpratıcı bir sürece girdiler.
Mahalle baskısına ne kadar dayanırlar bilemem…
O açıdan bakacak olursak, bu yaz, hem işletmeciler, hem de belediye için çok sıcak geçecek.
Bu saatten sonra iki ortağa çok iş düşüyor.
Tüm üniteleri kendileri işleteceklerse otopark, yiyecek, içecek fiyatlarını abartmayacaklar, halkın ücretsiz denize girebilecekleri alanlarda sorun yaratmayacaklardır umarım… O alanları da diğer alanlar gibi temiz tutacaklarını sanıyorum. Beklenti; duşları ile tuvaletleriyle halka pırıl pırıl bir hizmet verilmesidir...
Yok, plajları, büfeleri, kafeleri alt kiracılara işlettireceklerse, kiraları yüksek tutmamaları şart... Yüksek kira veren alt kiracıların yapacağı tek şey de; kirayı çıkarmak için sattıkları ürünlerin fiyatlarına yüklenmek olur.
Burada amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemekse, herkes taşın altına elini koymak zorundadır.
Birinci kural; yüksek fiyatlarla halkın karşısına çıkılmamasıdır. Temiz, kaliteli ve uygun fiyat temel alınmalıdır.
İkinci kural; alt kiracıların, menülerinde fahiş fiyat uygulayacak kadar kira yükünün altına sokmamaktır.
Büyükşehir burasının yüzde 90 halka açık, yüzde 10’unun ise özel işletmelerde olacağını daha önce taahhüt etmişti.
Önemli olan bu oranın korunmasıdır.
Aksi halde, siyasi faturanın da kime çıkacağını söylememe gerek yok.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|