CHP’li Acar, anadilde savunma ile ilgili tasarısı ile ilgili Adalet Komisyonu’nda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana anadili Türkçe olmayan vatandaşların yargılamalarının çevirmen aracılığıyla yapıldığına dikkat çeken Acar, AKP ve özel yetkili mahkemeler eliyle bu durumun sorun haline getirildiğini söyledi. Acar, “Hiç şüphe yoktur ki tartıştığımız ana dilde savunma konusu hukuksal olmaktan ziyade siyasaldır. Doksan yıllık uygulama devam ettirilseydi hiçbir sorun olmayacaktı. Ancak; tekke ve zaviyelerin açılmasının Başbakan Yardımcısı düzeyinde dile getirilmesi, ilkokullara tesettür uygulamasının sokulmasına ilişkin yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile eş zamanlı olarak anadilde savunma konusu bilerek ve kasten gündeme getirilmiştir” dedi.
AKP’nin çekirdek kadrosunun “gerçek yüzünü” göstermeye başladığını savunan Acar, “Bu kadro, Türkiye Cumhuriyeti’ni çağ dışı bir din devletine dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Cumhuriyetimizin bütün dayanaklarını bir, bir yok etmeye çalışmaktadır. Bunun en önemli kanıtı da şimdi milli eğitim bakanı olan kişinin aşağıdaki sözleridir: ‘cumhuriyet kavramının aslında artık bizim için çok fazla bir mana ifade etmediğini söylememiz de mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin, laiklik, cumhuriyet, milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha ademi merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum’. Cumhuriyeti çökertme projesi yürütülmektedir. Eyalet yasası çıkarılmıştır. Oslo’da ülkede ayrı bir ulus yaratmanın alt yapısı kabul edilmiştir” dedi.
CUMHURİYET TERS YÜZ EDİLİYOR
Savunma hakkının kutsallığı kullanılarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan Lozan Antlaşması ve Dil Birliği’nin yok edilmeye çalışıldığını, Anayasa’ya aykırı hükümler içerdiğini kaydeden Acar, “Mahkemelerce sorunu çözmek için hiçbir adım atılmayarak işi Türkiye’nin egemenlik sorunu olan dil birliğini bozma noktasına taşıması belirli bir planın parçası olarak görünmektedir” dedi.
Bir toplumu ayakta ve birada tutan temel unsurun dil olduğunu vurgulayan Acar, şunları söyledi:
“Dil, ortak tarih, ortak amaçlar, ortak hedefler toplumu bir arada ve ayakta tutar. Ancak böyle bir ulus olunur. Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir. Türkiye çağdaş, güçlü ve onurlu bir ülke olarak yoluna devam edecekse, Cumhuriyetin temel niteliklerinin koruyarak bunu yapabilecektir. Cumhuriyeti ters yüz ederek varacağımız hiçbir yer yoktur. Türkiye’de ne yazık ki son dönemde Cumhuriyeti ters yüz etmeye dönük adımlar atılıyor. Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Pazartesi günü Cumhuriyet Gazetesi’nde bir yazı yazmış. Cezaevi ile ilgili değil, haksız tutuklulukla ilgili değil. Anadil eğitimi ile ilgili yazmış. Bu yazıda ‘Milletler Neden Başarısız Olur’ adli kitaptan ABD’li düşünür Arthur Scheleschinger’in ‘Amerikanın Birliğinin Bozulması” kitabından alıntı yapmış. Burada resmi dilin tek olmasının hayati önemini şu iki tespite dayandırıyor. Diyor ki: ‘Resmi dilin tek olmaması halinde tarafsız kamu kurumları kurulamaz, ortak bir kamuoyu oluşamaz’. Ortak değerleri, ortak hedefleri olmayan bir toplum dağılır. Bunu kabul etmek mümkün değil.”