Antalya'da ayıplı mal satan zincir maketin şubesine mühür
Antalya'da ayıplı mal satan zincir maketin şubesine mühür
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Antalya'da
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Antalya'da
'Yenidoğan çetesi' lideri Fırat Sarı hakim karşısında
'Yenidoğan çetesi' lideri Fırat Sarı hakim karşısında
Antalya'da demokrasi için sanat
Antalya'da demokrasi için sanat
10 Haziran 2013 Pazartesi - 17:10

Fettullah Gülen; 'Diktatörlük tesis etme'

Fathullan Gülen kedisine ait siteye Gezi olaylarına göndermelerde bulunan bir değerlendirme yaptı. İşte Gülen'in o açıklamaları:

Fettullah Gülen;  Diktatörlük tesis etme
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt


İfritten bir dönemde yaşıyoruz. Hadis kitaplarında “Kitabü’l-fiten ve’l-melâhim” başlığıyla bazı bölümler yer almakta; ileride gelecek olaylardan, özellikle âhir zamanda cereyan edecek olan dehşetli hadiselerden bahsedilmekte; bunlara karşı müslümanın nasıl tavır takınması gerektiği belirtilmektedir. Bir yönüyle, o hadislerde işaret edilen ifritten günlerin emarelerini görüyoruz.

Bazı fikirlerini beğenmesem de Türkçe’yi güzel kullanması açısından takdir ettiğim “Tarih-i İstikbal” müellifi Celâl Nuri, kendisine “Her tarafta kan seylapları ve kan gölleri var?!.” denildiğinde, âdeta insanlığın tarihî sergüzeştini hülasâ etmiş ve “O seylaplar ne zaman durdu, o kan gölü hangi devirde kurudu ki? Beşer, birbirini öldürmekten ve birbirine zulmetmekten ne zaman vazgeçti ki!..” şeklinde mukâbelede bulunmuştur. Bu sözün, zulmün ve haksızlığın devamı bakımından bugün de geçerliliğini koruduğu âşikâr.

KÂTİL NİYE ÖLDÜRDÜĞÜNÜ, MAKTUL DE NEDEN ÖLDÜĞÜNÜ BİLEMEYECEK

Kitabu’l-fiten ve’l-melâhim’de Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki; “Öyle bir zaman gelecek ki insanlar birbirini öldürecek de kâtil niye öldürdürdüğünü, maktul de neden öldüğünü bilemeyecek.”

YİĞİT BELLİ DEĞİL MERT BELLİ DEĞİL

Âşık Ruhsati şöyle der:
“Bir vakte erdi ki bizim günümüz,
Yiğit belli değil mert belli değil;
Herkes yarasına derman arıyor,
Deva belli değil dert belli değil.”
İşte her şeyin böylesine belirsizleştiği bir dönemde yaşıyoruz.

EN BÜYÜK HASTALIK NİFAK

Bu ifritten dönemin en büyük hastalıklarından birisi “nifak”, iki yüzlülük ve takıyye marazıdır.

Küfür ve inkarını açıktan ortaya koyanlara karşı mücadele bir yönüyle kolaydır ve yapılması gerekenler bellidir. Belki onun yolu, Hazreti Üstad’ın iktibas edip değerlendirdiği, Hafız-ı Şirazî’nin şu sözünde gösterilmektedir: “İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: Dostlarına karşı mürüvvetkârâne muaşeret ve düşmanlarına sulhkârâne muamele etmektir.”

MÜNAFIKLA BAŞA ÇIKMAK ZORDUR

Fakat münafıkla başa çıkmak çok zordur. Çünkü, inanmadığı halde inanıyor görünmek, akide ve düşüncelerinde münkir olmasına rağmen farklı bir tavır ve kanaat sergilemek, her zaman duruma göre hareket edip sürekli iki yüzlü davranmak demek olan nifak; ferdî, içtimaî öyle bir riyakârlık ve öyle bir ruh hastalığıdır ki bu hastalığı taşıyan mürâî ve münafık, her zeminde ayrı bir tavırda bulunur, her yerde farklı bir görüntü sergiler ve o rengârenk davranışlarıyla âdeta birkaç hayatı iç içe birden yaşar.

Din, iman düşmanlarının açıktan açığa diyanet ve mukaddesata sürekli hücum etmelerine karşılık o, çok defa dinî, millî ve vatanî değerlere saygılı görünerek her zaman ehl-i imanı aldatmaya çalışır.. her zaman sinsi davranır ve moda tabiriyle “takiyye”lerde bulunur.. yerinde herkesi dostça kucaklar ama fırsat bulunca da arkadan hançerlemeyi ihmal etmez.

BUGÜN SÖZ VERİR, ERTESİ GÜN SÖZÜNDEN DÖNER

Münafık, konuşurken yalan söyler; bugün vefa sözü verdiği bir konuda bakarsınız, ertesi gün hemen sözünden döner; sizin itimat ve güveninize hıyanetle karşılık verir ve hemen her zaman en haince düşmanlık duygularını dostane tavırlar içinde icra eder. Bu itibarla da o, din, iman ve Kur’ân düşmanı bir münkirden daha tehlikelidir; tehlikelidir zira, sizin gibi düşünüyor görünüp, düşmanca duygulara karşı tedbirli olma ve teyakkuzda bulunma hislerinizde gevşeklik hâsıl ederek yanınıza kadar sokulur, yüzünüze güler; fırsat bulunca da yılan gibi ısırır ve akrep gibi de sinsice sokar.

HAKSIZLIK YAPAR, İŞİ DÜŞMANLIĞA DÖNÜŞTÜRÜR
Rasûl-ü Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur: Dört haslet vardır ki, kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendisinde nifaktan bir haslet var demektir. O dört haslet şunlardır: Kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder. Konuşunca yalan söyler. Söz verince sözünde durmaz. Bir konuda taraf olduğunda haddi aşar, haksızlık yapar, işi düşmanlığa dönüştürür.” (Buharî, İman 24; Müslim, İman 106)

KÜFRÜN OLDUĞU DÖNEMDE NİFAK AZ GÖRÜLÜR

Küfrün hakim olduğu dönemlerde nifak az görülür. Çünkü, münkirler, güçlü kuvvetli olup fırsat da bulunca, açıktan açığa millî ve dinî değerlere karşı savaş ilân ederler, nifaka ihtiyaç duymazlar. Onun için Mekke-yi Mükerreme’de münafıkların sayısı çok değildi. Fakat, ilk devirde Medine-yi Münevvere’de olduğu gibi, İslam’ın kendini ifade edebildiği dönemlerde küfür nifaka dönüşür ve münafıklar çoğalırlar.

Zira münafıklar, zayıf düştükleri ya da toplumdan tepki alabilecekleri durumlarda, bir yandan akla–hayale gelmedik sinsi komplolarla düşmanlıklarını devam ettirirken, diğer yandan da, imandan, İslâmiyet’ten bahisler açarak dinin istismar edildiğinden dert yanar ve “Biz de mü’miniz, hem de hakikî mü’min” demeyi ihmal etmezler. Ancak böyle demeleri de fazla uzun sürmez. Kendileri gibi düşünenlerle baş başa kalınca, “Biz temelde sizinle beraberdik ama, inananlarla alay ediyorduk” –bu da yine Kur’ân’ın tespitidir– der ve çıkarlar işin içinden.

İNANDIK DER VE İKİYÜZLÜ DAVRANIRLAR

Münafıklar, bir kısım avantaj ve imkân elde edebileceklerini düşünerek inanmadıkları hâlde inanıyor görünür, kalben inkâr ettikleri hâlde dilleriyle “inandık” der ve ikiyüzlü davranırlar. Bu sebeple onlar, işin merkezinde değil de, kıyısında-köşesinde durur; menfaat ve çıkarın söz konusu olduğu dönemlerde âdeta dini diyaneti bir ucundan tutar, “bir kenarından da olsa İslâm’a sahip çıkıyor” şeklinde bir görüntü vermeye çalışırlar.

Şayet menfaatleri mü’minlerden uzak durmayı gerektiriyorsa, bu defa da hemen saf değiştirir başkalarıyla el ele verirler. Dolayısıyla da onlar, Necip Fazıl’ın ifadesiyle, “zıp orada zıp burada” dolaşıp durmalarıyla tam bir yüzer gezer hali sergilerler. Günümüzde de hemen her yerde bu tür kimseler yaygınca bulunmaktadır.

Münafık, mevhum hasımları için ne komplolar ne komplolar plânlar.. plânlar da, hasım kabul ettiği kesim veya kimselerin sıkıntılı hâl ve kritik durumlarında gerçek niyetini hemen ortaya koyuverir. Sonra da başkalarının, “hüsnüzann”a binâen ardına kadar açık bıraktıkları kapıdan içeriye girerek akla-hayale gelmedik kötülüklerin hepsini yapar. Kur’ân-ı Kerim münafığın sukûtunu anlatırken şöyle buyurur:

“Şu kesindir ki münâfıklar cehennemin en alt katındadırlar (dibindedirler). Onları oradan kurtaracak bir yardımcı da bulamazsın.” (Nisâ, 4/145)

İSLAM'DA TAKIYYE KATİYYEN YOK

Nifak, asrımızda öyle yaygınlaştı ki, aldatmayı “takıyye” adı altında dinin bir düsturu haline getirenler mevcut. Takıyye, kendini gizlemek, olduğundan farklı görünmek, inandığının aksini söylemek ve hileli yola başvurmak demektir. Bazıları, takıyyeyi müslümanlığa mal etmek isteseler de, İslam’da takıyye katiyen yoktur. Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) “Aldatan bizden değildir” buyurmuştur.

Emin olarak yürüyebilmeniz ve yapmanız gereken şeyleri güzergâh emniyeti içinde yapabilmeniz için sizinle kimlerin oynadığını ve sizi kimlerin istemediğini bilmeniz lazım.

ŞEFKATSİZLİK ETMEYİN

Kimseye merhametsizlik ve şefkatsizlik etmeyin. Fakat, takıyyeci insanlardan ve onlara lojistik destek sağlayan yabancılardan şefkat ve merhamet geleceğine de ihtimal vermeyin. Üstad hazretlerinin mülahazasıyla “hüsn-ü zan, adem-i itimat”. Sırtınızı dönmeyin, vururlar.. sırtınızdan hançerlerler.

Omuzunuzda taşıdığınız şey size ait değil. Onda başta Allah’ın hakkı var.. Rasûlullah’ın hakkı var.. Bugüne kadarki yüzlerce müceddidin hakkı var.. Ve çağınızdaki Pir-i Mugan ile onun etrafında zindanlarda o dantelayı örgüleyenlerin hakkı var. O hak yemeyi bir yönüyle affetmez Allah celle celalühu.

HÜKMETME, BASKI YAPMA, DİKTATÖRLÜK TESİS ETME

Gelin Allah aşkına biraz da kardeşçe yaşayalım. Türkçe Olimpiyatları’nda dile getirdikleri gibi, “yeni bir dünya.. yeni bir dünya.. el ele yeni bir dünya!..” Hakimiyet değil.. hükmetme değil.. baskı yapma değil.. totaliter sistemler tesis etme değil.. diktatörlükler tesis etme değil.. tiranlıklar kurma değil.'

 
Memur, Temmuz'da ne kadar zam alacak ?
 
AKP'nin araştırmacısından şok sözler
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
10 Haziran 2013 Pazartesi 23:23

Büyük yol göstericimize selam olsun.Allah yar ve yardımcınız olsun.Dua ile.

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Memur, Temmuz'da ne kadar zam alacak ?
İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013 yılının ilk 5 ayında gerçekleşen TÜFE artış ...
AKP ile CHP ilk kez bu kadar yakın
Gezici Araştırma Şirketi tarafından yapılan son ankette, yerel ve genel ...
Şiir dinletisi duygulandırdı
İBRADI'da, Necla- Yaşar Duru Çok Programlı Lisesi'nde gerçekleştirilen ...
 
Gaza değil, pedala bastılar
FETHİYE Belediyesi tarafından Dünya Çevre Günü dolayısıyla düzenlenen ...
MAKÜ 7'nci dönem mezunlarını verdi
BURDUR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde (MAKÜ)7'nci dönem mezunları için tören düzenlendi.
Isparta Gül Festivali'yle renklendi
ISPARTA Belediyesi tarafından düzenlenen 13'üncü Uluslararası Gül Festivali ...
 
SDÜ'de mezuniyet sevinci
ISPARTA Süleyman Demirel Üniversitesi'nden (SDÜ) mezun olan 9 bin 500 ...
Tansiyonu düştü, başını çarparak yaralandı
SANDIKLI'da tansiyonu düştüğü için bayılan 45 yaşındaki Cihan Günay, başını ...
AKÜ diploması artık AB'de geçerli
AFYON Kocatepe Üniversitesi'nde (AKÜ) tüm kampusların termal enerjiyle ...
 
Dursun Gündoğdu
Siyasette bir tornistan hikayesi
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Mustafa Kemal'e ceza verilemez
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek…
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva