Kent Hastanesi'nde gerçekleşen karaciğer nakliyle oğlunun babasına yeni bir hayatın kapılarını açan Azak, "Ayrılmış olsak da o benim hayatımın bir parçası. Ameliyata umutsuzlukla girip mutlulukla çıktık" dedi.
İzmir'de işletmecilik yapan bir çocuk babası Can Şay'a, geçen nisan ayında karın şişliği yakınması ile gittiği hastanede karaciğer yetmezliği ile birlikte karaciğer kanseri tanısı koyuldu. Şeker ve yüksek tansiyonu olduğunu belirten Şay, kötü bir sürpriz olarak karşısına çıkan karaciğer sirozu ve tümörü tanılarıyla şaşkına dönerken, tedavi için hemen harekete geçti. Bir üniversite hastanesinde girişimsel yöntemle karaciğerdeki tümör küçültülmeye çalışılan Şay, karaciğer nakli kararıyla Kent Hastanesi'ne başvurdu. Hastalandığı ilk günden itibaren süreçlerde yanında olan oğlu Alpay'ın (12) annesi, eski eşi Bahar Azak gönüllü verici oldu. Can Şay'a tek vericisi olan Bahar Azak'ın uygun olduğu belirlendi. Ancak ayrılıklarının üzerinden 10 yıl geçen çift, Sağlık Bakanlığı Etik Kurulu'na girmek zorunda kaldı. Kuruldan vize çıkınca da nakil geçen 6 Eylül'de gerçekleşti.
'NAKİL OLMASA GÜNLER, HAFTALAR İÇİNDE KAYBEDEBİLİRDİK'
İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç da; Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr. Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat'tan oluşan ekibin gerçekleştirdiği nakil sonrasında şunları söyledi: "Can Şay karaciğer sirozu zemininde karaciğer kanseri gelişmiş bir hastamız idi. 4 ay önce karaciğer yetmezliği gelişen ve yemek borusundaki varislerin kanaması nedeniyle yoğun bakıma alınmıştı ve karaciğer nakli olmasa günler, haftalar içinde kaybedilmesi söz konusuydu. Kadavra organ sıkıntısı göze alındığında canlı vericiden zamanında nakil olmasa yaşam şansını kaybedecekti. Bu şartlarda nakil oldu. Hem verici olan eski eşinin hem de kendisinin sağlık durumu iyi. Hasta artık kontrol programımızda."
'İKİMİZ AMELİYATTAYKEN OĞLUMUZ DIŞARIDA, YALNIZDI'
Boşandığı eşi Can Şay'ı kanamalı bir halde hastaneye yatırdıklarını, durumunun çok ağır olduğunu belirten eski eş Bahar Azak, "Biz 10 yıl önce boşandık ama düşman kardeş olmadık. Rahatsızlığını en başından beri biliyordum ve hiç düşünmeden donör olacağımı söyledim. Vermesem… kafasına silah dayasam aynı şey. İnsan hayatı o kadar ucuz değil, çocuk olsun, tanımasam da veririm. Can, ayrılmış olsak da hayatımın bir parçası. Zor olan biz ameliyattayken çocuğumuz yalnızdı. Süreç beklediğimden daha iyi geçti. Çabuk toparladım, şanslıydık. Daha zor süreçler bekliyorduk. Can'ın durumu çok ağırdı. Doktorlar çok umutsuzdu, ben bir umut varsa bile hazır olduğumu söyledim. Açıkçası Can'ın yoğun bakımdan çıkmasını bile beklemiyordum. Emeğimin boşa gitmediğini görmek çok güzel. Çok umutsuzlukla girdik, çok mutlulukla çıktık" dedi.
'KELİMELER KİFAYETSİZ'
Öte yandan, kanamalı halde Kent Hastanesi'ne yatırıldığı 2 Eylül'de annesi Serpil Derici'yi kaybettiğini ancak cenazesine bile katılamadığını belirten Can Şay, "Annemi kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken kan kusuyordum. Ağırlaşmıştım. Doktorlar durumumdan hiç umutlu değildi. Kadavra bekleme gibi bir zamanım yoktu. Nakil dendiğinde Bahar 'Veririm' dedi. Başka donör de yoktu. Uygun çıkması bir mucize. Bugün hayattayım. Bahar sayesinde. Teşekküre kelimeler yetmiyor. Kelimeler kifayetsiz" diye konuştu.(DHA)