Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen, CNN TÜRK-Kanal D ortak yayınına katıldı. Fulya Kalfa moderatörlüğünde Ahmet Hakan, Hande Fırat, Abdulkadir Selvi ve Zafer Şahin'in sorularını yanıtlayan Erdoğan, deprem, ekonomi, siyaset, seçim konularının yanı sıra gençlere ve ev kadınlarına yönelik proje ve çalışmalar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
'İSTANBUL'DA 220 BİN BİNA RİSK ALTINDA'
Olası İstanbul depremiyle ilgili çalışmalar hakkında bilgi veren Erdoğan, "1999 öncesi yapılan binaların risk analizini yapmaya başladık bunları yoğun şekilde yapıp bitireceğiz. Yeni yerleşim alanları tespit edilecek, denetimler sıklaştırılacak. İstanbul burada ayrı bir önem taşıyor. Bütün ilçeleri ile bir harita çıkardık. Gördük ki 220 bin bina risk altında. Benim vatandaşımın devletine inanması ve güvenmesi lazım. Buyurun gelin, şu kentsel dönüşümü yaparken muhalefetin 'rantsal dönüşüm' propagandalarına inanmaması lazım. Bizim davetimize cevap verenler yeni evlerine kavuştular. Biz onlara kiralarını da verdik. Bize evet diyenler hallerinden çok memnun. Bundan 15 gün 1 ay önce yolumu kestiler. 'Biz yanlış yaptık, gelin bizimkileri de yapın.' Şimdi 'yanlış yaptık' diyorlar. Belediye başkanıma gerekli talimatı verdik, onlarda da aynı çalışmalar başladı. Orada yapılan binaları bir görseniz. Bay bay Kemal ne diyordu? Benim için diyor ki boğaza nazır binalarımızı yıktı. Sorsan Küplüce neresidir inanın buraları bilmez, Burhaniye neresi bilmez. Orada herkes halinden mutlu. Gören keşke ben de buradan bir yer alabilseydim der öyle bir hale geldi. Şu anda orasının havası, ağaçlandırma derken daha da güzel bir hal oluyor. Bitince muhteşem olacak. Kadıköy-Üsküdar'ın ortak paydası olan yerde, Kadıköy kabul etmediği için başlamamıştı" ifadelerini kullandı.
'İMAR AFFI KATALOG SUÇLAR İÇİNDE YER ALACAK'
Kanal İstanbul ile birlikte rezerv kentlerin ortaya çıkacağını belirten Erdoğan, "Kentsel dönüşümü kabul eden vatandaşlarımızı bu rezerv şehirlere taşıyacağız. İmar affı ile ilgili, katalog suçlar içinde yerini alacak. Köşeye sıkıştıracağız bu işin affı olmaz. Benim belediye başkanlığımda İstanbul'a giriş için vize demiştim. Dediler ki siz şehirden şehre girişi vizeye mi bağlayacaksınız? Bu Londra'da uygulanıyor. Bunlar dünyayı tanımıyor. İstanbul o zaman 8 milyondu. Şimdi yaklaşık olarak 16 milyon. O gün bunu söyleyenler şehircilik nedir göç nedir bunlardan haberleri yoktu. Vizeye tabi oldukları için İstanbul'a herkes giremeyecekti. Dolayısıyla bu rakamlara ulaştı. Kaçak yapılaşma çok ileri derecede ve yapılaşma tehdit ediyor. Zemin etütleri yapılmıyor, ya da yapanlar dikey mimariye vurgun vuruyorlar. Bunun adı rant ekonomisi. Rezerv kentler şudur, bir yeri başka yere naklederek, zemin tahlili yapmak. Avcılar aslında sağlam bir zemin değildir. Avcılar'dan al Beylikdüzü'ne kadar sıkıntılı yerlerdir. Denize yakın yerler hep hep sıkıntılı bölgeler. Siz orada hakikaten tüm etütleri yapmak sureti ile sağlam zeminde bir yapılanmaya gider, kentsel dönüşümü orada yaparsınız. Seyreltme şart. Bunu yaparsak kendimizi sağlama alırız" diye konuştu.
MİLLETVEKİLİ LİSTELERİNDE DEĞİŞİKLİK SİNYALİ
AK Parti'yi kurduklarından bugüne yenilikten yana olduklarını dile getiren Erdoğan, "Biz sıradan bir parti değiliz. Kongrelerimizde hep hücre yenilenmesi adı altında yenilenmeye gittik. Şimdi bu yenilenmeyi Meclis'e de yansıtmak istedik. 3 dönem görev yapmış arkadaşlarımızdan bir dönüşüm yapalım istedik. Ara vermişse ayrı. Ara vermemişse değişecek. En yakın mesai arkadaşlarımda dahi bu adımı attık. Hiçbirisi de bizi yana koydun demiyorlar. Hepsinin de bir görevi var. Bundan sonra da bu tür görevler olmayacak diye bir şey yok. Bütün bunlara bakarken her adaya ilişkin değerlendirmemiz oldu. Bölgenin nüfus yapısından hassasiyetlerine kadar tüm yapıyı masaya yatırmak sureti ile biz bu seçimleri tespitleri yaptık. Alt komisyon değerlendirmeleri üst komisyonda değerlendirip kararları öyle aldık. Karşımızda haritalar, seçmen sayısı, nüfus tabloya yatırdık. Atlama olmuşsa gerekirse yeniden geri döndük. Hassasiyet ile dikkat ettik. Bütün bunlara rağmen çok da az olsa bazı hatalarımız bazı illerimizde oldu. Cuma günü her şey bitiyor zaten. Sistem böyle bir şeye gerek duyulursa, adım atmaya müsait" değerlendirmesinde bulundu.
'GÜNEŞ MOTEL SENDROMLARINI YAŞATMAK İSTEMİYORUZ'
"Bu ülkeye o karanlık koalisyon dönemlerini, kirli bakanlık modellerini, Güneş Motel sendromlarını yaşatmak istemiyoruz" diyen Erdoğan, "Bunlar Güneş Motel yerine Ahlatlıbel'de yeni yerler ihdas ettiler. Oralarda pazarlık yaptılar. İsraf diyorlar, asla! Bizim kitabımızda israf yok. Tam anlamıyla finansın en ideal şekilde yönetilmesinin örneklerini biz verdik. Eğer bunun başarılı şekilde örneklerini veremeseydik, deprem felaketinin altından kalkamazdık. Finans yönetimini başarıyla yürüttüğümüz için kalkıyoruz. Birilerinin öyle veya böyle konuşması değil. Atılan adımlara bakalım. Göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolar IMF'ye borcumuz vardı. IMF temsilcileriyle otellerde konuşan CHP'nin yöneticileriydi. Biz 23,5 milyar dolar devraldığımız IMF'Yİ 2013 yılında sıfırladık ve IMF'yi gönderdik. Şu anda o masanın etrafında olanlardan bir tanesi de, malum her yıl Davos'ta bir araya gelir. O zaman benim yanımda Davos'a gelmişti. IMF'nin başındaki zatla görüşme yaptık, 'memurlarınız siyaseten akıl vermeye değil, gelir bütçe tahlillerini yapar, alacağı parayı, taksidini alır gider, ama bize yön veremez, Türkiye'yi yöneten benim siz değilsiniz' dedim. 2013 bunlarla işi bitirdik" açıklamasında bulundu.
'MİLLET İTTİFAKI İLE BENZER BİR YANIMIZ YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı'nda kendi logolarıyla seçime giren partiler ile ilgili sorulan soruya şöyle yanıt verdi:
"Onun takdirini biz yaparsak, Cumhur İttifakı'ndaki liderlere müdahil olmuş oluruz. Kendi logosu ile girmek ya da bizim logumuz altında girmek hepsi kendi takdirleri. Bununla ilgili olarak Cumhur İttifakı'nın tüm ortakları kendi takdirini kullandı. Biz AK Parti ile bu işi yaparız diyenler bizim logomuz ile seçimlere girmiş olacak. Millet İttifakı ile benzer bir yanımız yok. Seçimi yaparsın, seçimden sonra hakikaten Kabine'de öyle ya da böyle yer vermek olabilir. Ama bütün bunları yaparken parlamentoya girebilmiş ise. Bakanlıktan öte cumhurbaşkanlığı yardımcılığı diyor. Şimdi bunlar parlamentoya da giremeyecekler. Partilerin genel başkanları parlamentoya girme şanslarını da kaybediyory."
'MİLLETİMİN İŞİ ZORA SOKMADAN BİTİRECEĞİ İNANCINDAYIM'
14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2'nci tura kalıp kalmayacağı ile ilgili soruya yanıt veren Erdoğan, "Şu an bizim bütün yaptığımız bütün anketlerde, anketlerimizin dışında açılış törenlerinde benim her zaman tezim var. Meydanların dilini en iyi bu fakir anlar. Meydanların dili bize 'yürüyün' diyor. Şu an meydanlarda bunu görüyorum. Bağcılar'da Pendik'te gördük. Burada bir tecrübe var. Ben milletimin her şeyden önce işi zora sokmadan bitireceği inancındayım. Bu kararlılığı da Bağcılar'da, Pendik'te, deprem bölgesinde gördüm. Bizim bir kadromuz var. Bütün arkadaşlarımın hepsi arazide mitingler yapacak, bir taraftan ben açılışları yapacağım. Açılışların dışında da mitinglere de, açılış dışındaki programlarla çıkacağım" dedi.
'ÖNÜMÜZDEKİ 7 YILDA 1 MİLYON TOGG YOLLARDA OLACAK'
Erdoğan, "Togg alımlarında kamu bankaları kredi kolaylığı sağlayacak mı" sorusuna "Togg ile kampanya yapmak kamu bankaları için iyi bir fırsat olacaktır. Ben kendilerine çağrıda bulunuyorum. Böyle bir zemini oluşturmaları için böyle bir adımı atmayı düşünüyorum. Nasıl konutta böyle bir adım atıldı, Togg'da da böyle bir adım atılabilir. Tek endişem Togg'un araç yetiştirme durumu ne olur? Çünkü talep çok fazla. Togg'un tüm yönetimiyle görüşmeleri yapıp, kamu bankalarını süratle bir araya getireceğiz. Önümüzdeki 7 yılda 1 milyon Togg yollarda olacak. Yollarda Togg'u görmek bize ayrı bir zevk verecek. Bu akıllı aracın yanında güçlü bir motora sahip. Kendileri ile şunu da konuşmak istiyorum. Acaba Togg'un zırhlısını da yapabilir misiniz? İş adamları için olabilir, makam araçları için olabilir. Zırhlıda en ileri olan şu an Mercedes. Buradan tabi Gürcan Bey'e seslenmiş oluyoruz. Bunun da çalışmasını mesai arkadaşları ile yapacaktır diye düşünüyoruz" diye cevap verdi.
'TABİİ Kİ BUNUN ÖDEMESİNİ YAPACAKSIN'
Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonuna vurgu yaparak, "Şu anda yapılanları yok etmek isteyen bir güruh var. Bu güruhun tek vaadi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmemize engel olmak. Önümüzdeki seçimin farkı ve önemi buradan geliyor. 'Bunlar alacaklarını alamaz' diyor. Bunu bir Cumhurbaşkanı adayı nasıl kullanır. Tabii ki bunun ödemesini yapacaksın. Bir ülkenin güvenirliği buradan gelir. Ahmet gider Mehmet gelir. Mehmet gelirse Ahmet'in bıraktığı yerden devam edecek. Ana muhalefet de, yandaki hanım da 'Biz bunu ödemeyiz' diyor. Diyemezsin bunu. Devletin devamlılığına leke sürecek, tüm dünyada ülkemizin itibarını zedeleyecek olanlara milletim fırsat vermeyecektir" ifadelerini kullandı.
'AİLE VE GENÇLİK BANKASI KURACAĞIZ'
Aile ve Gençlik Bankası kuracaklarını dile getiren Erdoğan, "Her yıl on binlerce gencimiz ve engellimiz işe başlıyor. Mülakatların sebebi kurumların ihtiyaçlarına en uygun insan kaynağına erişme gayesidir. Gençlerimizin kafasında soru işareti bırakmamak için, zorunlu bazı alanlar dışında başarı sıralamasıyla işe alımı esas hale getireceğiz. Üniversiteli öğrencilerimizin aldığı ilk bilgisayar ve cep telefonundan vergiyi kaldırıyoruz. Gençlerimizi aile kurmaya teşvik ediyoruz. Yeni evlenen çiftlere 48 ay vadeli evlilik kredisi vereceğiz. Bunun için Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. Doğalgazın gelirini buraya aktaracağız, her alanda gençlerimizi bu bankayla destekleyeceğiz. Norveç benzerini yapıyor. Onu gençlik için kullanıyor. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimizi hibe ve teşvik programıyla yanlarında olacağız" dedi.
'SEÇİMLERDEN SONRA MÜLAKATI KALDIRACAĞIZ'
İşe alımlarda uygulanan mülakatları kaldıracağız diyen Erdoğan, "Seçim bitecek, inşallah bunun adımlarını atmış olacağız. Biz gençlerin çağının adeta misaferiyiz. Aile koruma kalkanı programımız aileyi güçlendirmeye yönelik, yenilikçi mekanizmalarımızdan sadece biri. Bu programın ilk aşamalarını zaten başlattık. Şimdi daha kuşatıcı şekilde programı genişletiyoruz. Ev hanımlarının emekliliğine destek vermek olacak programın en yeniliklerinden biri. Her aileden en az 1 kişiye iş imkanı sunacağız. En az 3 çocuk diyorum. Onların eğitimden istihdam, evliliğinden çocuk bakıma kadar her alanda ailelere maddi katkı vereceğiz. Ev hanımlarına yönelik aynı şekilde planlarımız var. Bunlarda da ev hanımlarının sigortalılığı konusunda atacağımız adımlar olacak. Ev hanımlarının emeklilik primlerinin bir kısmını devlet olarak biz ödeyeceğiz" ifadesini kullandı.
'TCG ANADOLU'NUN BİR MİSLİ BÜYÜĞÜNÜ DAHA YAPACAĞIZ'
Erdoğan, konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
"Barbaros için denizlerin Kaptan-ı Derya'sı derlerdi. Şimdi bu bizi denizlerde çok güçlü bir yere taşıyor. Yeni bir adım daha atıyoruz inşallah. Bunun bir misli büyüğünü daha inşallah inşa edeceğiz. Bu bizim kendi tersanemizde üretildi. Bunların içine tank da girebilecek. 1400 personel var. Öyle rastgele sıradan bir şey değil. Çıkmış bir ukala bir şey diyor; aldatmışız. Bunlar cidden yapabildikleri, ortaya koyabildikleri zaten bir eserleri yok. Şu eseri görüp de buna eleştiri getirmek, kınama getirmek, yenilir yutulur bir şey değil. Gurur duyması lazım. TGC Anadolu ile Türkiye'nin her köşesinde askeri operasyon yöneteceğiz. O mavi denizlere bununla rahat açılacaksın. Mavi vatan aynı şekilde. Boyu 220 metre yapıda. İçeride gezdiğinizde hijyeniyle, her şeyiyle pırıl pırıl. Hepsinde havadan, denizden hakimiyeti var. Böyle bir gemi bu. Sen Erdoğan'ı sevmeyebilirsin, Hulusi Akar'ı sevmeyebilirsin. Cebimize koyup da bunu bir yere getirecek değiliz. Bu millete, bu devlete, bu orduya, bizden sonraki nesillere emanet edeceğiz. Uçaklarımız, İHA aynı şekilde. Hele şu Kızılelma..."
'SİSTEMİ DAHA İLERİ TAŞIYACAK ADIMLARI ATMAKTA TEREDDÜT ETMEYECEĞİZ'
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişten sonra yaşananlara değinen Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin başarısını son 5 yılda güçlenen siyasal ve ekonomik istikrarda gördük. Afetlerde müdahalede, terörde birçok adımları yeni sistemle atabildik. Sistem değişime, dönüşüme, restore etmeye açık. İlk dönemdeki tecrübelerimizin ışığında sistemi daha ileri taşıyacak adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz. Gelişmelere göre elden geçirmeye, nerede eksiğimiz olsun, bunları giderme bizim yapıcı üslubumuz. Emniyet, sağlık, adalet, eğitim, dış politikada ne gibi eksiklikler var, hepsini gözden geçireceğiz. Bunların hiçbirisi hükümet sistemimizle ilgili değil. Bunlar demokratik reform önerilerimiz. Biz toplumun, STK'larla görüşerek bu alanda söz sahibi olan akademisyenlerimizle görüşerek adımları atma fırsatını bulacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Umutcan ÖREN/ANKARA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |