HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş medya yöneticileri ve yazarlarla buluştu. Demirtaş neden aday olduğunu, CHP ile iplerin neden koptuğunu bu toplantıda açıkladı. Toplantıya katılan yazarlar yorumları köşelerine taşıdı.
Aslı Aydıntaşbaş hem izlenimlerini hem de Selahattin Demirtaş'ın yorumlarını köşesine taşıdı.
"HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, özgüveni ve iddiasıyla dikkat çekiyor. " yorumunu yapan Aydıntaşbaş, "Demirtaş, Erdoğan ve İhsanoğlu için de “Biri geçmiş, biri ise kendi var ettiği statükoyu temsil ediyor” diyor" sözlerini aktarıyor.
‘Özgürlük herkesin ihtiyacı’
Demirtaş’la Salı gecesi Şirin Payzın’ın CNNTürk’deki programında başlayan sohbetimize, dün de bir grup yazarla Taksim’de devam ettik. Bir Kürt partisi değil, daha geniş bir hareketin temsilcisi olarak konuşan HDP liderinin, iddiası da büyüktü, özgüveni de:
“Türkiye’de demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı olan sadece Kürtler değil. Dolayısıyla bizi ortak bir çatıda, potada buluşturan şey radikal demokrasidir. Güçlü bir demokrasidir. Buna Kürtlerin de, Pomakların da, Çerkezlerin de, Alevilerin de ihtiyacı var. Türkiye’de yeni bir çizgi oluşturulamayacağı sürece, kimse rahat bir nefes alamayacaktır. Benim adaylığım bunun için büyük bir fırsattır.”
Peki İzmirli, Bursalı, kazanma ihtimalinin zayıf olduğunu bildiği halde Demirtaş’a niye oy versin? “Biz seçilmeme ihtimali üzerine aday olmadık. Ciddi ciddi Çankaya’ya adayız. ‘Şöyle bir deneme yapalım’ babında bir adaylık anlayışı yok. İki aday da bir şey vaad etmiyor. Türkiye’de hiçbir insanın, kimliğin kendini özgür hissettiğini düşünmüyorum. İki aday da bu sorunu çözecek vizyona sahip değil. Biri geçmişi, biri şimdiyi temsil ediyor. Biri geçmiş statükoyu, biri de kendi var ettiği statükoyu temsil ediyor. Biz geleceği temsil ediyoruz. İzmirlilerin de, Diyarbakırlıların da gelecek kaygısı var.”
Daha sonra İzmir’den yazan bir kadın izleyici “Bayrağı değiştirmeyeceğinize söz verir misiniz?” sorusuna güldü: “Elbette. Nasıl bir değişiklik yapmayı düşünebiliriz ki? Söylemediğimiz hiçbir şeyi yapmayız, söylediğimiz her şeyi de yaparız.”
Bakalım Demirtaş “Bizi ancak radikal demoktasi birleştirir” teziyle seçmeni ikna edip yüzde 10 barajını zorlayacak mı?
Kampanyayı gönüllüler yürütüyor
Demirtaş’ın kampanyası, gönüllülerin katılımıyla şekilleniyor. Kampanyasının maliyetini sorduğumuzda “AKP’nin yüzde biri civarında. 5-6 milyon” diyor. Bağışlar konusunda sıkıntı yaşamayacağı düşüncesinde. “Önemli olan ne kadar para yollandığı değil. Bir liraya bile razıyız. Önemli olan ne kadar insanın katıldığı” diyor.
‘Genel müdüre ulaşamıyoruz’
TRT’nin Başbakan Erdoğan dışında Cumhurbaşkanlığı adaylarını sansürlemesi, tüm muhalefet partilerinin ortak şikayeti. Son üç günde TRT Türk’ün Erdoğan’a 305 dakika, İhsanoğlu ve kendisi için zaman ayırmamasına dikkat çeken Demirtaş “AKP’nin özel kanalı olsa bunu yapamazlar.
Başbakan kendi parasıyla televizyon kursa bunu yapmaya cesaret edemezler” dedi. Farklı TRT kanallarından “orantısız yayın” konusunda rakamlar veren HDP lideri, “TRT Genel Müdürü’nü ziyaret etmek istiyoruz. Ama kendisine ulaşamıyoruz. Ortalarda yok. TRT bütçesi vergilerimizden geliyor. O zaman vergilerin bütçeye rücü edilmesi için TRT Genel Müdürü’ne şahsen dava açacağız” dedi.
CHP’yle ipler nasıl koptu?
HDP lideri, Çankaya adayı belirleme sürecinde CHP’yle yaptıkları görüşmenin perde arkasını anlatırken, CHP’yi ziyaret ettiklerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ekmeleddin İhsanoğlu ismine karar vermiş olduğunu iddia etti: “Biz CHP’ye gittiğimizde, Kemal Bey Ekmeleddin Bey’i biliyordu. CHP’den zaten Roza Lüksemburg tarzı bir aday olmayacağı belliydi. Ama biz birlikte hareket etmeye hazırdık. CHP’nin handikaplarına rağmen, değişim ve dönüşüm konusunda kendilerini sorgulayabileceklerini, bizim partimizde de değişim dönüşüm gerektiğini söyledik. Cumhurbaşkanlığı seçiminden başlayarak yeni bir hat kuralım, dedik. CHP sağa savrulan gidişatı böyle toparlayabilirdi. Onlar MHP’yi seçti. Yollarımız o noktadan itibaren ayrılmıştır.”
AKP ile pazarlık yok
Toplantıya katılan milliyet gazetesi yazarlarından Kadri Gürsel ise köşesine sohbetin bir başka kısmını taşıdı. Gürsel en çok merak edilen AKP ile pazarlık iddiasını aktarmış. Gürsel şunları aktarmış;
Demirtaş’ın Kürt sorununa çözüm ve barış sürecinin geleceği ile cumhurbaşkanının kim olacağı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını vurgulaması oy tercihleri açısından önemliydi. Aktarıyorum:
“Asla AKP’yle pazarlık ilişkimiz yok ve olmayacak. (...) Köşke kim çıkarsa çıksın süreç kesintiye uğramayacak, görüşmeler sürecektir. Bir defa çözüm sürecini cumhurbaşkanı yürütmüyor; yeni bir iktidar seçimi yapılmıyor. Erdoğan ‘Daha aktif bir cumhurbaşkanı olacağım’ diyor; İhsanoğlu ‘Anayasaya bağlıyım’ diyor; biz ‘Yeni bir anayasa’ diyoruz. Bu üçü de süreci bitirecek bir konumlanma değil. Şimdi parlamentonun onaylayacağı bir yasa geliyor. Bu yasa çıktığında süreci hiçbir cumhurbaşkanı tıkayamaz.”
Demirtaş, “İlk turda kimsenin yüzde 51 alacağını düşünmüyorum” dedi ve kendisinin ikinci tura kalamaması halinde seçmenlerini adaylardan birini desteklemeye davet etmeyeceklerini ima etti.