Eğil de kulak ver bu sessiz yığın, Bir vatan kalbi'nin attığı yerdir diyor Necmettin Halil Onan,o muhteşem 'Dur Yolcu' şiirinde. İsimleri tesbit edilebilen 55,801 şehit ve 195 bin kayıp.Yani 250 bin genç insanımız. Ne uğruna? İstanbul'u eski adıyla dersaadet'i korumak uğruna...Kimlerden? vatan'a tasallut etmiş İngiliz ittifakından..
Bir inanmışlık destanıdır Çanakkale bir milletin nerdeyse tüm gençliğinin çılgın bir vatan savunması...Bence en önemlisi Kurtuluş Savaşı'nın önsözü.. Ancak çok kısa bir zaman sonra o genç neslin nabzının attığı kutsal Çanakkale topraklarına bakarak aynı düşman bir turistik gezi yapar gibi İstanbul'a doğru geçti...
Siyaset vatan adına değil de,müesses nizamı koruma adına yapılınca,kutsal direnişler anlamsız hale gelmiş gibi görünebilirler. Ancak sonunda o müesses nizamlar sahiplerinin başına ,İstanbul'dan kalkan bir ufacık Bandırma vapuru'nun içindeki bir grup inanmış tarafından öyle bir yıkılır ki 1915-1923 arası bize bunu apaçık gösteriyor.
Bu gün 1915 kahramanlığının yüzüncü yılında bir coşku var ülkemde.Ancak unutulmamalıdır ki ,Çanakkale bir neslin feda edilmesine karşın bir kaç yıl içinde 'geçildi'.
Merak ediyorum şimdi aynı düşman ittifak Çanakkale'den geçmek isteseydi ne olurdu.Herkesin yanıtı farklı olabilir ancak güncel siyasi ilişkiler bana ne yazık ki Çanakkale Boğazı'nın güllerle bezeneceğini düşündürüyor.1 Mart'ta öyle olmadı mı..
İşgali,zafere dönüştüren kurtuluş 'Bağımsızlık benim karakterimdir' diyen inanmışlığın ete kemiğe bürünmüş halidir.
Bir nesli Çanakkale'de yok ettikten sonra,yok edenlerle birlikte kolkola giren siyasi zihniyet bu topraklarda hep var olmuştur...
Ancak bu topraklar göstermiştir ki, o zihniyet 'geldikleri gibi gidenler'le birlikte gitmiştir hep.
Bu hep böyle olmuştu,yine böyle olacak.Çanakkale'de yatanlar,Dumlupınar'da yatanlar,Sakarya'da yatanlar...ulu köklerimiz..şehitlerimiz ..inanın yakındır.Gidecekler....
Prof.Dr Alper Demirbaş