Aynı jüride yer alan Yılmaz Erdoğan'ın eşi Belçim Bilgin ise ilk kez eşiyle bir filmde oynadıklarını belirtti.
49'uncu Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Uluslararası Uzun Metraj Film Jürisi, Rixos Downtown Otel'de basın toplantısı düzenledi. Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay'ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıya Jüri Başkanı Oscar ödüllü yönetmen Istvan Szabo, yapımcı Claudie Ossard, sinema yazarı Barbara Hollender, Rotterdam Media Fonu Başkanı Jacques van Heijningen, oyuncu Cem Özer ve Belçim Bilgin ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın katıldı.
Başkan Akaydın, açılış konuşmasında festival kortejini 252 bin kişinin takip ettiğini söyledi. Bunu bir müjde olarak nitelendiren Başkan Akaydın, "Çok gururlandım. Kaldırımlarda, sokaklarda, caddelerde 252 bin kişi korteji izlemiş. Antalya halkının bu konuyu ne kadar sahiplendiğini gösteriyor. Bu da benim çok büyük bir memnuniyetim" diye konuştu.
'KARİYERİMİ ORTA AVRUPA'DA SÜRDÜRECEĞİM'
Daha sonra moderatör Atilla Dorsay toplantıya katılanlara çeşitli sorular yöneltti. Dorsay, Jüri Başkanı Szabo'ya kariyerini Macaristan'da mı yoksa uluslararası alanda mı devam ettirmek istediğini sordu. Szabo, Almanya, İngiltere, Avustralya ile birlikte ortak çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Fakat Budapeşte çok özel bir kent. Bunun için orada da yeterince akıllı davranırsanız çok iyi, çok akıllı filmler çekersiniz. Orta Avrupa, birbirini anlayan bir coğrafya. Dolayısıyla bu alanda çalışmaya devam etmek benim için çok önemli" diye konuştu.
'BABAM ŞEYH SAİT'İN KARDEŞİNİN TORUNU'
Atilla Dorsay, oyuncu Belçim Bilgin'e gerçekten Şeyh Sait'in torunu olup olmadığını sordu. Belçim Bilgin bu soruya, "Babam Şeyh Sait'in en küçük kardeşinin torunu" yanıtını verdi. Dorsay'ın, "Şeyh Sait'in gerçek hikayesini bir gün perdeye aktaracak mısınız" sorusu üzerine Bilgin, "Bir sürü anlatılması gereken hikaye gibi bence bir gün bir yönetmen bunu anlatmayı düşünecektir. Çünkü bir sürü boyutu var" diye yanıt verdi.
'İLK DEFA BİR FİLMDE OYNUYORUZ'
Eşi Yılmaz Erdoğan ile kariyerlerinin özgür olarak mı devam edeceği yoksa beraber bir şeyler yapmalarının söz konusu olacağının sorulması üzerine Belçim Bilgin, "Bu aslında planlanmış bir şey değildi. Öyle oluşageldi. Ama şu anda 'Kelebeğin Rüyası'nda ilk defa bir filmde birlikte oynuyoruz. Yılmaz yönetiyor. 3 haftamız kaldı, 4 aydır çekimlerdeyiz" diye konuştu.
'KÖŞE YAZARLIĞIMLA GURUR DUYUYORUM'
Oyuncu Cem Özer de 30 yıllık kariyerini soran Dorsay'a şu karşılığı verdi:
"Çok uzun kariyerleri anlatmak çok kısa oluyor. Kariyerinin başındaysan daha uzun anlatmaya çalışıyorsun. Ama uzadıkça bu kariyer unutulanlar olduğu için 'yaramaz bir adam' dendiğinde yeterli oluyor ve yaptıklarınız değil, yapacaklarınız sizin için önem kazanmaya başlıyor. Kariyerimde çok önemli bir şey atladınız. Bir de müzik albümüm vardı benim. Bir süre de Hürriyet Gazetesi'nde haftalık yazılar yazdım. 72 hafta yazdım, 'Bir bunu yapmadığın kaldı' demişlerdi. Şimdi bakıyorum da kimlerin köşe yazarlığı yaptığına, onunla gurur duyuyor olabilirim."
'DARAĞACINDA 3 FİDAN'I ÇEKMEK İSTİYORUM'
Cem Özeri kariyeriyle ilgili yapmak istediği en önemli şeyin Nihat Behram'ın 'Darağacında 3 Fidan' kitabını beyaz perdeye aktarmak olduğunu vurguladı. Özer, "2 yıla yakın da onu yapabilmek için çabalıyorum. Ama tünelin sonunda ışık göründü. Nihat Behram'ın o müthiş kitabını film yapmak istiyorum. Çünkü, Türkiye olarak sanıyorum o üç gence borçluyuz. Ama asla siyasi bir film olmayacak. Tamamen o 3 gencin dramı üzerine, suçsuz, sebepsiz 3 gencin asılmış olmaları ve 'Acaba bugün yaşasalardı ne gibi değerlere sahip olabilirdik onlar sayesinde' diye sorgulayarak bir film yapmak istiyorum. Şu an en büyük hedefim bu" diye konuştu.